Lale KEMAL
Doğumuzda İran, tabii ki hiç de gıpta edilecek bir rejime sahip değil. Evrensel hukuk değil şeriat kuralları geçerli, baskıcı rejim, insanına nefes aldırmıyor.
Ezeli bir rekabet içine girdiği bölgesindeki Sünni devletlerle en son Yemen’de de tanık olunduğu üzere vekalet verdiği Şii Hutiler üzerinden savaşıyor. Sünni liderliğine soyunan Suudi Arabistan ile diğer bölge ülkelerinin, Şii azınlıklarını horladıkları da bir gerçek. İran, dış politikasında terörü bir araç olarak da kullanagelmekte. Bu ülke, nükleer enerji programını, aslında nükleer silah geliştirmek amacıyla kılıf için kullandığı yolundaki yaygın kanaat nedeniyle onlarca yıldır uluslararası yaptırımlara maruz kaldı, ekonomisi darboğaza girdi.
Bu yaptırımlardan, Türkiye’de kimi çevrelerin, yabancı uyruklu bir ergen üzerinden gaz karşılığı altın ticareti ile nemalandığı kuvvetli şüphesini de not etmek lazım. İran ise bu yaptırımları, kişisel kazanç sağlamak için delenleri artık affetmiyor, yargıda hesap soruyor. Türkiye bağlantılı bu nahoş gelişmeler ayrı bir yazı konusu.
İran’da değişen rejim, darboğazdan çıkış yolunun, bir yandan yolsuzlukların önlenmesi için mücadele edilmesi diğer yandan da artık maruz kaldığı uluslararası tecridin sonlandırılması olduğunu en nihayetinde gördü. İşte İran’ın, ABD’nin başı çektiği 6 büyük devlet ile aylar süren müzakereler sonunda önceki gün, İsviçre’nin Lozan kentinde vardığı anlaşma, girdiği darboğazdan kurtulmasının önünü açacak tarihî bir adım.
Varılan anlaşmaya göre, İran, nükleer enerji programının nükleer silah üretme kapasitesine dönüşmeyeceğine dair verdiği taahhüdün gereği olarak Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun, ülkedeki nükleer tesislerde kısıtlama olmaksızın denetim yapmasına izin verecek.
İran, bu taahhütlerini yerine getirmesinin karşılığında yıllara sari ağırlaştırılarak uygulanan ekonomik ve siyasi yaptırımlardan kurtulacak, dünya ile barışacak.
Onlarca yıl, rejimlerinin neden olduğu yaptırımlar yüzünden iş, aş yoksunluğu ile acı çeken İran halkı sokaklara dökülmüş, bu tarihi anı kutluyor.
İran, Türkiye’nin en önemli ithalatçılarından olduğu doğalgazın yanı sıra petrol ve çok zengin stratejik minerallere sahip. Şayet nükleer anlaşmada taahhütlerini yerine getirir, ekonomiyi rayına oturtursa İran’ın, dünyanın ilk büyük 10 ekonomisi arasına girmesi şaşırtıcı olmaz.
Tahran yönetiminin, nükleer silah geliştirmekte olduğu kuşkularını Lozan Antlaşması’yla bertaraf ederek dünya ile barışma sürecine giriyor olması, sınırdaş olduğu Türkiye’yi ve diğer bölge ülkelerini de rahatlatır nitelikte. Böylece, bölgesel ülkelerin İran’a misilleme olarak nükleer silah edinebilecekleri endişesi de ortadan kalkmış olacak.
Ne var ki, Suudi Arabistan önderliğinde geçen hafta Yemen’e başlatılan hava saldırılarının hemen akabinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, gereksiz sert çıkışlar yaparak İran’ı Türkiye’nin karşısına alması, nükleer anlaşmanın yapıldığı bir döneme de denk gelmiş olması açısından talihsizlik.
Erdoğan, bölgeyi domine etmeye çalışmakla suçladığı İran’dan Türkiye’ye nota gelmiş olmasına rağmen bu ülkeye 6 Nisan’da planladığı ziyaretini yapmakta ısrarlı. Nükleer anlaşmanın sarhoşluğuyla kibre kapılabilecek İran, Türkiye’ye tepki dozunu artırırsa belki Erdoğan bu ülkeye gitmekten vazgeçmek zorunda kalabilir.
Nihai durumda, İran’ın yakınlaştığı uluslararası toplumdan, gerek ülke içindeki baskıcı uygulamaları gerekse dış politikada izlediği itici politikalar yüzünden Türkiye’nin uzaklaşıyor olması çok büyük bir ironi.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016