Leyla İPEKCİ
Kaba genellemelerde, pabuç gibi uzayan dillerde yalama olmuş nefretler, iç kanamaların binbaşıları, çok sesli nefret ve öfkelerin orkestra şefleri her semtte sahnedeydi... Ah o mısra. Beni peşin hükümlerden, önyargılardan, çalakalem sevecenliklerden, sahicilik taklidi yapan hokkabazlardan bir anda çekip alan o müjdeyi içime çektim. Göğsümü genişleten, dilimin bağlarını çözen, beni güzelliğin cevherine yaklaşacak kadar içerilere çeken o mısraı çoğaltmaya başladım iç sesimde: 'Derinden açılır güller Muhammed!'
Evet, bu yazıma 'İtibar dergisinin Nisan sayısı'na yazdığım yazıdan bir alıntıyla başladım. Dize Niyazi Mısri'ye ait. İyileşmeyen yaralarımızın merhemi bu müjdeli mısra idi işte. Kesintisiz bir dua gibi. Hayatımızı bir şiir gibi yaşama ihtimalini neden hep en sığ su birikintilerinde boğmaya bu kadar hevesliyiz?
Yeni Şafak'ta yazmaya başladığım için çelme takmaya ant içmiş çeldiricilerle çevrilmiş benim de etrafım. Kelimelerimi eksik veya çarpıtarak alıntıladıklarında, kimi kandırmış oluyorlar acaba? Misal:
'Yazabileceğim hiçbir şeyin kalmadığını görüyorum şu an için' demiştim eski köşemdeki veda yazımda. Nasıl olmuşsa haber sitelerinde 'şu an için' kısmı atılmış ve yazmaktan tamamen vazgeçmişim de ansızın AKP'nin başarısıyla dönmüşüm gibi kinayeler! İstisnasız her seçim sonrası benzer AK Parti analizlerini farklı mecralarda hiç yapmamışım gibi saldırılar!..
Bunlar tabii naif olanları. Haklı çıkmak pahasına gerçeğin üstünü örtmek, kendi biçtiğiniz kıyafetlerle onu her seferinde yeniden giydirmek. Ve bunun için emek sarf etmek. Ne adına?
Memleketin bugünkü koşullarında, 80'lerden beri çeşitli mecralarda yazmaya devam eden bir yazar için suskun kalmanın ağır yükünü ne fos çıkacak maddiyat iddialarıyla ölçebilirsiniz ne de sığ bir yandaşlık hevesiyle! Başkalarına aynı cümlelerle sataşmakla, onlardan aynı kıvamda nefret etmekle, kelimelerin hakikatini ne kadar toplayabilirsiniz ki bünyenizde?
Nefret edenler elbet her yerde var. Siyasetin söylemi öfke ve nefreti barındırabilir, bu onun doğasında var, biz de eleştirebiliriz. Ama nefsini 'ruh' kıldığını varsaydığımız zatların toplumsal katmanda nefreti yaygınlaştırmaktan rahatsızlık duymaması elbet hepimize bir vebal yükledi. Ortak saldırgan söylemlerden, beddua yaygınlaştırmaktan medet ummak yerine nefsimizdeki zaafı görmeye dönük 'levm etme' gayreti sergilenseydi, biz avam için zaaflarımızı gidermeye yönelik bir çağrı olurdu bu en azından.
Bir olmak: Biricik olmayı getiriyor. Yani çeşitliliği getiriyor. Birörnek davranışlar sergilemeyi değil. İlle aynı haber kaynakları, aynı market ve bankalar etrafında birleşmemiz gerekmiyor; gayemiz nefsin mertebelerinde yükselerek tevhid şuuruna varmak olduğunda. İdeolojilerinden, kimliklerinden, aidiyet telaşlarından arınmış, 'külli ruh'la bütünleşmeye ayarlı bir yolculuktan söz ediyorum, hudutları kaldıran...
Artık amaç birlikte benlikleri yıkmaktır; ortak bekanız için var olmak değil. Benlikleri yıkma çabası ise başkalarına karşı hileli yöntemlerle mücadeleye değil, nefsinle mücadeleye dayanıyor, önce ve sonra. Gizli s¸irk. Kibir. Tehditkarlık. Riya. Suiistimal... Bunlarla savaşmayı gündelik hayatımızın merkezine koymadığımız sürece gücü ne adına taşıyabiliriz? Bu gücün dayanağının Hakk olduğunu söyleyebilir miyiz? Neyi tebliğ edebiliriz 'gaflettekilere?'
Başkalarını yıkma uğraşındayız hep. Biraz da benliğimizi yıkma sorumluluğumuzu hatırlasak artık. İnsan olma uğraşımızdaki bu zorunlu istikameti. Gemimizi delecek, nefsimizi boğacak bir Hızır bulabilmek için Musa olmanın neresindeyiz? Duvarımızı yıkıp yeniden yapmadan dibindeki o saklı hazineye ulaşmayı nasıl isteyebiliriz ki? Toplumların ya da cemaatlerin ortak kıvamda bir kemali de yoktur değil mi? Kemalin neresindeyiz her birimiz?
Tevazuyu, sadakati, vefayı, diğergamlığı bir tür projeye dönüştürerek halis niyetten koparıyorsak, eylemlerimize malzeme haline getiriyorsak 'kalp ahlakı'nı korumamız mümkün mü? Sahici olma yolunda ilerleyenlerin kıblesine böyle yaklaşabilir miyiz?
'Güzel ahlak' onu ferdi olarak yaşantıya geçirdiğimiz ölçüde yaygınlaşabiliyor. Niyetler kemale erdikçe... Derinden açılıyor güller. 'Muhammed' oluyor tüm varlık. Hep sığlıklarda işini gören nefret, haset, kin ve gazabın ulaşamayacağı derinliklerde 'bir' oluyoruz.
Ya Rabbi samimiyetimizi arttır. Suni tebessümden, hileyi nefsinde gitgide meşrulaştıran resmi yetkiliden, mahremiyeti suiistimal eden riyakardan, mahcup olmayan dostun mistik kibrinden koru şehrimizi. Katresinin içinde umman sultanların aşkı kuşatsın bizi. Neyin mücadelesini verirse versin, göründüğü gibi olanların silsilesine dahil olalım. Tekeline almasın kimse ne rızayı ne hizmeti. Celal ve cemali birleştirmiş kamil bir şehrin sakini olmayı bize nasip et. Sahip olmak için değil, ait olmak için... Amin.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.09.2018
4.02.2018
1.02.2018
28.08.2018
25.08.2018
21.08.2018
7.02.2018
4.02.2018
31.07.2018
28.07.2018