Mahmut ÖVÜR
Ergenekon Terör Örgütü ve darbe girişimleriyle ilgili davaları küçümsemek ve gölgelemek için en sık başvurulan yöntem şu;
"O zaman 12 Eylül askeri darbesi ve Susurluk döneminin üzerine neden gidilemiyor?"
Doğrusu Türkiye ilk kez darbe girişimleri ve kaos ortamı yaratanlarla hukuk içinde bir hesaplaşma yaşıyor. Bu hiç kolay değil ve çok önemli bir süreç...
Önemli çünkü 90'lı yılların başından, 3 Kasım 2006 tarihinde patlayan Susurluk skandalına kadar o faili meçhuller ve "Devlet-siyaset ve mafya" ilişkisinin kurulduğu karanlık dönemi yakından izledim.
Kimse yazı yazamadığı gibi tek bir savcı da çıkıp bu konunun üzerine gidemedi. Vesayetçi rejim kendi yarattığı kirliliği, göstermelik birkaç Özel Harekatçı'yı yargılayarak temizlemeye çalıştı.
Ve halkın iradesini temsil eden Meclis Araştırma Komisyonu bile sürece müdahale edemedi. Öylesine etkisiz kaldı ki, o günlerde şimdi Ergenekon'dan tutuklu olan Tuğgeneral Veli Küçük ve dönemin Jandarma Komutanı Orgeneral Teoman Koman'ı ifadeye çağırdı ama alamadı.
Şimdi o dönem özel harekatçı Ayhan Çarkın'ın anlattıklarıyla bir kez daha Türkiye'nin gündeminde...
Çarkın'ı o günlerde Abdullah Çatlı'nın çevresinde sık sık görürdüm... Özel Harekatçıların çoğu Ataköy'deki Carlione Cafe'ye takılırdı. Sanıyorum 1993 yılıydı, o zaman Özel Harekat'ın başında olan İbrahim Şahin'in oğlunun sünnet düğünü vardı.
Susurluk skandalından sonra Çatlı ile Şahin'i birlikte gösteren o meşhur fotoğrafın çekildiği düğün. O düğüne gazeteci olarak ben de gidecektim. Düğünün yapılacağı akşamüstü Carlione Cafe'ye gittiğimde başta Ayhan Çarkın, Oğuz Yorulmaz olmak üzere çok sayıda özel harekatçı oradaydı.
İçlerinden biri bana bakarak, "İbrahim Şahin leşi olmayanı düğüne almıyor" deyince resmen midem bulandı.
Terörle mücadele adına açıkça "İnsan avı"ndan söz ediyorlardı... Pervasız ve acımasızdılar.
Gerçekten de o düğüne İbrahim Şahin istemediği için gidemedim. Ama hep o dünyada neler olup bittiğini merak eden bir gazeteci olarak, onların bu tür konuşmalarını izlerken şu sorunun cevabını aradım;
"Acaba bunlarda vicdan var mı, bir gün gelip o vicdan azabına dayanamayıp konuşacaklar mı?"
Aslında bazılarının olup bitenlerden rahatsız olduğunu, acı çektiğini görüyordum. Ama hiçbiri konuşmaya yanaşmıyordu. Onlar da korkuyordu. Bu yüzden neler olup bittiğini, karanlık fotoğrafın tamamını görmek mümkün olmadı.
İşte şimdi Ayhan Çarkın diye biri çıkıp o günlerde yaşanan dehşetin sadece bir bölümünü anlatıyor. Yargının da siyasetin de bu söylenenleri ciddiye alması gerekiyor.
Çünkü onun sonu da Çatlı'nın sonuna benzeyebilir.
Uzun yıllar Abdullah Çatlı'nın peşinde koştum...
Karanlıkta kalan birçok olayın içinde yer aldığı için rahmetli Uğur Mumcu'nun sık sık yazdığı bu adam acaba yaptıklarından pişman mıydı?
Bu sorunun cevabını alamadan Çatlı, Susurluk'ta bir kamyonun Mercedes'e çarptığı kazada yaşamını yitirdi. O gün de bugün de o olayın bir kaza olmadığını düşündüm.
Ayhan Çarkın bu kazayla da ilgili önemli şeyler söylüyor. Eminim çok daha önemli şeyleri de biliyor.
Şu sözler bile, söylediklerinin ne kadar anlamlı olduğunu gösteriyor:
"Beni bugün burada konuşturan vicdandır. Kendi içimdeki karanlıktan kurtulmak istiyorum. Şimdi o beraber görev yaptığımız arkadaşlarıma sesleniyorum. Siz de çıkın anlatın tüm bildiklerinizi. Artık konuşmak lazım..."
Türkiye bu noktaya kolay gelmedi. Eğer Ergenekon yapılanması hukuk içinde Zekeriya Öz gibi savcıların yaptığı mücadeleyle engellenmeseydi aslında bu ülke ikinci bir Susurluk yaşayacaktı. Ve kimse de çıkıp, "vicdanım sızlıyor" diyemeyecekti.
Tıpkı geçmişte olduğu gibi...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- İnce’nin şansı var mı?
6.08.2020 - En hakiki sahte siyasetçiler çağı
28.05.2019 - Yattaki sır isim: Abdullah Gül
6.05.2019 - Beşiktaş Kulübü’nde İmamoğlu kavgası
3.05.2019 - İmamoğlu’na o locayı kim ayarladı?
2.05.2019 - “AB’de HDP’ye siyaset hakkı vermezler”
28.04.2019 - Gel de şüphelenme
21.04.2019 - YSK İstanbul seçiminin yenilenmesine karar verirse
19.04.2019 - Kurul başkanları o kadar insanı nasıl buldu?
18.04.2019 - CHP yönetimi neden susuyor?
13.04.2019
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
osman
selam