Mehmet Ali ALÇINKAYA
Bugün Türkiye, kapitalist modernitenin bireyi “her şey” ile “hiçbir şey” arasında sıkıştıran, toplumu atomize eden zihniyetinin ağır bedelini ödemektedir. İnsan özgürlüğünü bir tüketim yanılsamasına indirgeyen bu düzen, toplumsal barışı sürekli erteleyen bir kriz rejimi yaratmıştır. Ama bu çıkmazdan çıkış mümkündür. Çıkışın yolu açıktır: barış, demokratik toplum ve demokratik sosyalizmin yükselişi.
Ne var ki yıllardır süren süreç, oyalamalar, siyasal iradesizlik ve belirsizlikle sürdürülmektedir. Atılması gereken somut adımlar hâlâ atılmamış, çözüm için gerekli cesaret yeterince gösterilmemiştir. Bu, halkların umutlarının sürekli ertelenmesi demektir.
Meclis Tarihsel Sorumluluğunu Yerine Getirmelidir
Türkiye Büyük Millet Meclisi, halkların iradesini temsil eden en yüksek kurum olarak barışın da adresidir. Ancak bugün:
Barışı güvence altına alacak yasalar hala çıkarılmamış,
Çözüm ve barış komisyonları kurulmamış,
Abdullah Öcalan’ın görüşleri dikkate alınarak, kendisiyle görüşme yapılmamıştır.
Bu eksiklikler yalnızca bir ihmal değil, aynı zamanda siyasal bir tercihtir. Meclis, barışın önünü açmamakla, halkların geleceği üzerinde tarihsel bir sorumluluk yüklenmiştir.
Belirsizlik Siyaseti Toplumu Krize Sürüklüyor
Atılması gereken adımlar atılmadığı sürece süreç belirsizlik içinde sürmektedir. Bu belirsizlik;
Halkların güvenini zedelemekte,
Kadınların ve gençlerin umutlarını kırmakta,
Demokratik siyaseti daraltmakta,
Çatışma ve kutuplaşmayı kalıcılaştırmaktadır.
Barışın ertelenmesi, çatışmanın ve toplumsal gerilimin süreklileştirilmesi demektir. Bu, artık kabul edilemez bir durumdur.
Çözümün Yolu: Cesaret ve Demokratik Siyaset
Açık ve net bir gerçek var: Çözüm mümkündür, ama cesaret yoktur. Meclis ve devlet kurumları, çözümün anahtarını ellerinde tutmalarına rağmen kullanmamaktadır; halklar bedel ödemektedir.
Oysa çözüm açıktır:
Meclis, barışı güvence altına alacak yasaları çıkarmalıdır.
Barış ve çözüm komisyonu kurulmalı, Öcalan’ın görüşleri doğrudan dinlenmelidir.
Kadınların, gençlerin ve ezilen halkların mücadeleleri barışın toplumsal gücü haline getirilmelidir.
Demokratik sosyalizmin değerleri — kadın özgürlüğü, halkların kardeşliği, ekoloji ve emek adaleti — barışın temel taşları olmalıdır.
Sonuç olarak; Belirsizlikten Cesarete
Bugün önümüzde iki yol var: Ya belirsizlik siyaseti ile yıllar kaybedilecek, ya da cesaretle barışa yürünecek. Halkların ve demokratik siyasetin gücü birleştiğinde, Türkiye’de barış ve demokratik toplum inşa edilebilir.
Meclis sorumluluğunu yerine getirmeli, çözüm için hızla adım atmalıdır.
Belirsizlik siyaseti son bulmalıdır.
Toplumsal barış, halkların, kadınların ve gençlerin mücadelesiyle örgütlenmelidir.
Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu, bu çağrıyı güçlü bir biçimde haykırıyor: Halkların iradesi ve demokratik siyasetin cesareti birleşmediği sürece ne barış kalıcı olabilir, ne de demokratik toplum inşa edilebilir. Şimdi, süratle adım atma zamanıdır!
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.09.2025
25.09.2025
22.09.2025
17.09.2025
14.09.2025
10.09.2025
7.09.2025
3.09.2025
31.08.2025
27.08.2025