Yıldıray OĞUR

Yıldıray OĞUR
Yıldıray OĞUR
Karar gazetesi Tüm Yazıları
Trump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne?
1.10.2025
38

20 maddelik Trump’ın “Gazze Barış Planı” ortaya çıktı. Netanyahu, planı Trump’ın yanında onayladı ama sonra gidip İbranice bir video çekti ve İsraillilere planı “Gazze’den tamamen çekilmeyeceğiz, Filistin devletini kabul etmedik” diye anlattı.

Halbuki planda İsrail’in kademeli olarak Gazze’den çekileceği yazıyor. 19’uncu madde de ise açıkça “Gazze’nin yeniden inşası ilerlerken ve Filistin Yönetimi reform programını tamamladığında, Filistinlilerin uzun zamandır talep ettiği kendi kaderini tayin hakkı ve devlet kurma yönünde inandırıcı bir yol haritası oluşabilir” diyor.

İki devletli çözümü reddeden Netanyahu ilk kez en azından Filistin devleti perspektifi olan bir plana evet demiş oldu.

İbranice plana aykırı beyanlarda bulunması, dünyayı kandırmak olarak yorumlandı ama nihayet İbranice antik değil, anında çevrilen bir dil. Planla ilgili şerhlerini İngilizce değil, İbranice ifade etmesi bunu iç kamuoyuna anlatma ihtiyacını yani zorluğunu gösteriyor.

Nitekim Batı Şeria’nın işgalini bile koalisyonun devamı için şart koşan kendisinden daha radikal koalisyon ortağı Maliye Bakanı, planı Oslo Barış Anlaşması’na benzetti: “Eski Oslo dönemi sanrılarına geri dönmek - güvenliğimizi başkalarına devretmek, gerçek savaş alanı kazanımlarını cilalı diplomatik tiyatroyla takas etmek, Katar’ı merkezi bir arabulucu olarak yeniden güçlendirmek ve bir Filistin polisini eğitmek - trajik ve geriye doğru atılmış bir adımdır.”

Aynı şekilde Filistin tarafından bakanlar da planı eleştiriyorlar.

Her ne kadar Türkiye, Suudi Arabistan, Ürdün, BAE, Endonezya, Pakistan, Katar ve Mısır dışişleri bakanları ortak bir bildiriyle plana destek verse ve Erdoğan “Gazze’de akan kanın durması ve ateşkesin sağlanması için ABD Başkanı Sayın Trump’ın gösterdiği çabayı ve liderliği takdir ediyorum” dese de genelde planın Hamas’ı silahsızlandırması, Hamas’ı Gazze’den çıkarması, Blair’li geçici komitenin kolonyal dönemlere benzemesi, İsrail’in çekilme takviminin belirsizliği gibi eleştiriler geliyor.

Bunun Hamas’ın cihadına ihanet olduğuna kadar uzanıyor eleştiriler.

Karşımızda ne 60 bin insanın öldüğü bir soykırımın hakettiği bir final var ne Trump’ın mide bulandırıcı emlak projelerinden biri.

Bunu İsrail için de Hamas için de zafer ya da yenilgi görmek mümkün değil.

Ama her barış anlaşması gibi isteyen öyle de sunabilir.

Muğlaklıklar var. Ama o muğlaklıklar ileriye bırakılmış meseleler.

Tam da bu yüzden dışarıdan bakanların teslimiyet Gazze’ye ihanet olarak gördüğü anlaşmaya Hamas’tan ilk refleksler negatif olmadı.

Bugün Doha’da arabulucular Mısır ve Katar, Hamas’la planı görüşecek. Toplantıya Türkiye de davet edildi. MİT Başkanı İbrahim Kalın Doha’ya gitti.

İlk işaretler Hamas’ın anlaşmaya evet diyeceği yolunda.

İşte tam da bu Netanyahu’nun en çok korkttuğı seçenek olabilir. Çünkü Hamas hayır derse Trump’tan, her istediği alabilirsin garantisi aldı Netanyahu ve anlaşmanın ardından en çok bunu tekrarladı halkına.

Ama ya Hamas evet derse? İşte tam orada Netanyahu’nun Başbakan olarak kalması kolay gözükmüyor. Radikal partiler koalisyondan ayrılacaktır. Daha ılımlı partilerle koalisyon kurup yola devam edebilir ya da ülke seçime gider.

Peki, anlaşmaya nasıl bakmalı?

Zor bir soru. Cevabı da ancak bir soruyla verilebilir.

Peki bu anlaşmanın alternatifi ne?

Anlaşmanın alternatifi şu anda olanların devam etmesi. Ama mesela Hamas anlaşmaya Hayır dedikten sonra İsrail’in elini tutan da olmayacak. Ölümler sürer, uluslararası baskı anlaşmaya yanaşmayan aleyhine döner.

Anlaşmanın reddinin doğal sonucu İsrail’e savaşmak olabilir. Peki Hamas şu anki kapasitesiyle bundan bir sonuç alabilir mi? İsrail’le gerilla savaşı yapar, zarar verir ve kendisi de büyük zarar görmeye devam eder.

Peki, İsrail’le savaşmayı göze alacak bir devlet var mı ortada. Çok açık ki yok. İsrail şu anda dünyada en nefret edilen ülke ama bu öfke bir savaş çıkartmaya, Tel Aviv’i bombalamaya da varmıyor. Varmayacak da.

O halde Filistinliler için en önemli öncelik dünyanın desteğini kaybetmemek.

Son iki yıldaki direnişleri ve mücadeleleriyle İsrail’i soykırımla yargılanan, yarışmalardan kovulan, en nefret edilen ülkeye dönüştürdüler.

Bu anlaşma için Filistinliler için masayı değiştirmek için büyük bir fırsat.

Çünkü şu ana kadar masada Filistinliler ve İsrail yalnız oturuyordu.

Uzaktan verilen desteklere rağmen sahada çok güçlü İsrail ordusuna karşı, borulardan füze yapan Filistinliler vardı.

Ama bu anlaşmayla dünya ilkkez sahaya iniyor.

Kolonyalizm denerek kızılan şey aslında bir kazanç olabilir. Çünkü İsrail-Filistin arasında artık Trump, Blair, Batılı devletler ve en önemlisi Müslüman ve Arap ülkeler var. Şu ana kadar korkudan ağzılarını açamayan Arap ülkeleri Filistin’e asker gönderecek, para gönderecek ve yönetime katılacak.

Çok korktukları Filistin meselesine böyle dahil olmuş olacaklar. İsrail artık karşısında sadece zayıf Filistinlileri değil, komşu Müslüman ve Arap ülkeleri de bulacak. Hem de fiziki olarak.

İngiliz kolonyalizmi bile mevcut durumdan ileriyken, bu aslında Filistin’de denklemi değiştiren bir müdahillik olabilir.

Tabii bunu iyi değerlendirmek şartıyla.

O yüzden anlaşmaya hemen buyur kıvırmak gibi konforlu aktivizmler yerine bunun bir adım olduğunu ve mevcut durumdan ileri bir adım olduğunu düşünmek ve ileriye bakmak gerek.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar