Mehmet Ali ALÇINKAYA
Tarih boyunca egemenler, halkların özgür iradesini bastırmak ve eşitlik arayışını yok etmek için darbeler ve faşist diktatörlükler kurdu. Tanklarla, işkencelerle, yasaklarla beslenen bu karanlık güçler kısa vadede korku yaratabildi; ancak her seferinde ortaya çıkan tarihsel gerçek değişmedi: "Teslimiyet ihanete, direniş ise zafere götürür". Halkların özgürlük umudu, hiçbir zorbalığın kalıcı zaferine izin vermedi.
Şili’de Salvador Allende’nin “Tarih bizimdir, halklarındır” diyerek kurduğu sosyalist halk hükümeti Pinochet’nin kanlı darbesiyle devrilse de, Allende’nin mirası ve özgürlük idealleri bugün hâlâ milyonlara yol gösteriyor. Portekiz’de Alvaro Cunhal ve yoldaşlarının örgütlü kararlılığı, Salazar faşizmini tarihe gömerek Karanfil Devrimini yarattı. Yunanistan’da Mikis Theodorakis’in ezgileri, Albaylar Cuntası’nın karanlığını parçalayarak halkın cesaretini büyüttü. Bu örnekler, faşizmin geçici “zaferlerinin” halkların uzun vadeli özgürlük yürüyüşü karşısında yenilmeye mahkûm olduğunu kanıtladı.
Türkiye ve Kürdistan zindanlarında da aynı hakikat en ağır bedellerle doğrulandı. Amed zindanında Mazlum Doğan’ın yaktığı Newroz kıvılcımı, Kemal Pir, M. Hayri Durmuş, Sakine Cansız ve sayısız devrimcinin direnişi; Mamak’tan Diyarbakır’a, Metris’ten Ulucanlar’a kadar uzanan mücadele, teslimiyetin değil onurun tarihini yazdı. Bu direniş çizgisinin devamı olarak, İmralı’da ağır tecrit koşullarına rağmen barış ve demokratik çözüm arayışını paradigmatik bir çerçeveye dönüştüren Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği düşünceler de halkların birlikte ve özgür yaşam mücadelesine düşünsel bir yön kazandırdı. Onun demokratik toplum ve barış temelli çözüm önerileri, yalnızca Kürt sorununun değil, tüm bölgenin demokratikleşme ihtiyacını tartışmak açısından önemli bir referans noktası olmaya devam ediyor.
Bu tarihsel zincir, direnişin yalnızca bir savunma değil, aynı zamanda kapitalist moderniteye, emperyalist tahakküme ve erkek egemenliğine karşı devrimci bir karşı çıkış olduğunu gösteriyor. Direnenler, halkların kendi kaderini tayin hakkını savunarak özgür, eşit ve demokratik bir toplumun mümkün olduğunu kanıtladılar. Allende’den Cunhal’a, Theodorakis’ten Mazlum Doğan’a ve İmralı’da barış için paradigmatik bir perspektif geliştiren Abdullah Öcalan’a uzanan bu çizgi, örgütlü halk iradesinin en karanlık geceleri bile aşabileceğini ve umudu her koşulda diri tutabileceğini kanıtlıyor.
Bugün görevimiz açıktır: Bu mirası büyütmek, halkların ortak mücadelesini güçlendirmek, faşizme ve darbelerin her türüne karşı umudu örgütlü güçle zafere taşımaktır. Çünkü tarih bir kez daha gösteriyor ki: Teslimiyet halklara ihanet, direniş ise özgürlüğün kapısıdır. Bedel ödeyen, vazgeçmeyen ve umudu büyütenler için zafer, yalnızca bir ihtimal değil, tarihin kaçınılmaz sonucudur.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENİsrail sorunu- Amerika sorunu 16.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHakimler, savcılar! 16.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİktidar cephesi ülkenin geleceğini düşünmeli 16.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTürk Halkı ve piyasa onayladı 16.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluHukuksuzluktan daha pahalı bir nesne yok 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“BACASIZ SANAYİ” ALARM VERİYOR… 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSınırsız küstahlığın sınırları; acziyetin sınırsızlığı 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemokrasi krizi yaşanırken çözüm nasıl mümkün olacak? 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANGerilimle yönetmek ya da gerilimi yönetmek 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUYeni dünya, yeni Türkiye: Aynı pota… 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKKıyamet saatini durdurmak 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYADARBELERE VE FAŞİZME KARŞI DİRENENLER KAZANDI... 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Em hemû Tirk in!” 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayGüney Kore ‘mucizesi’nin karanlık yüzü: Otoriter kalkınma 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalCharlie Kirk cinayeti ve ‘radikal sol’ 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRİmamoğlu: İddianameyi seçimde onu yeneceğimi bilen kişi yazdırdı 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESokak çağrısı 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKaos nereye açılır… 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasÇözüm süreci Suriye virajında 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİAK Parti CHP'ye demokratik dayanışma heyeti gönderse 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYanaşma kültürü ve siyasetin çürümesi 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti CHP’siz yapabilir mi? 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKoca Ak Parti ve MHP’de sağduyu ve izan sahibi tek kişi kalmadı mı? 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Çözüm sürecinin yargı bacağı 10.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.09.2025
7.09.2025
3.09.2025
31.08.2025
27.08.2025
24.08.2025
21.08.2025
18.08.2025
14.08.2025
11.08.2025