Mehmet Ali ALÇINKAYA

Mehmet Ali ALÇINKAYA
Mehmet Ali ALÇINKAYA
Tüm Yazıları
Barış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinlemelidir...
1.10.2025
146

Bugün Türkiye, kapitalist modernitenin bireyi “her şey” ile “hiçbir şey” arasında sıkıştıran, toplumu atomize eden zihniyetinin ağır bedelini ödemektedir. İnsan özgürlüğünü bir tüketim yanılsamasına indirgeyen bu düzen, toplumsal barışı sürekli erteleyen bir kriz rejimi yaratmıştır. Ama bu çıkmazdan çıkış mümkündür. Çıkışın yolu açıktır: barış, demokratik toplum ve demokratik sosyalizmin yükselişi.

Ne var ki yıllardır süren süreç, oyalamalar, siyasal iradesizlik ve belirsizlikle sürdürülmektedir. Atılması gereken somut adımlar hâlâ atılmamış, çözüm için gerekli cesaret yeterince gösterilmemiştir. Bu, halkların umutlarının sürekli ertelenmesi demektir.

Meclis Tarihsel Sorumluluğunu Yerine Getirmelidir

Türkiye Büyük Millet Meclisi, halkların iradesini temsil eden en yüksek kurum olarak barışın da adresidir. Ancak bugün:

Barışı güvence altına alacak yasalar hala çıkarılmamış,

Çözüm ve barış komisyonları kurulmamış,

Abdullah Öcalan’ın görüşleri dikkate alınarak, kendisiyle görüşme yapılmamıştır.

Bu eksiklikler yalnızca bir ihmal değil, aynı zamanda siyasal bir tercihtir. Meclis, barışın önünü açmamakla, halkların geleceği üzerinde tarihsel bir sorumluluk yüklenmiştir.

Belirsizlik Siyaseti Toplumu Krize Sürüklüyor

Atılması gereken adımlar atılmadığı sürece süreç belirsizlik içinde sürmektedir. Bu belirsizlik;

Halkların güvenini zedelemekte,

Kadınların ve gençlerin umutlarını kırmakta,

Demokratik siyaseti daraltmakta,

Çatışma ve kutuplaşmayı kalıcılaştırmaktadır.

Barışın ertelenmesi, çatışmanın ve toplumsal gerilimin süreklileştirilmesi demektir. Bu, artık kabul edilemez bir durumdur.

Çözümün Yolu: Cesaret ve Demokratik Siyaset

Açık ve net bir gerçek var: Çözüm mümkündür, ama cesaret yoktur. Meclis ve devlet kurumları, çözümün anahtarını ellerinde tutmalarına rağmen kullanmamaktadır; halklar bedel ödemektedir.

Oysa çözüm açıktır:

Meclis, barışı güvence altına alacak yasaları çıkarmalıdır.

Barış ve çözüm komisyonu kurulmalı, Öcalan’ın görüşleri doğrudan dinlenmelidir.

Kadınların, gençlerin ve ezilen halkların mücadeleleri barışın toplumsal gücü haline getirilmelidir.


Demokratik sosyalizmin değerleri — kadın özgürlüğü, halkların kardeşliği, ekoloji ve emek adaleti — barışın temel taşları olmalıdır.

Sonuç olarak; Belirsizlikten Cesarete

Bugün önümüzde iki yol var: Ya belirsizlik siyaseti ile yıllar kaybedilecek, ya da cesaretle barışa yürünecek. Halkların ve demokratik siyasetin gücü birleştiğinde, Türkiye’de barış ve demokratik toplum inşa edilebilir.

Meclis sorumluluğunu yerine getirmeli, çözüm için hızla adım atmalıdır.

Belirsizlik siyaseti son bulmalıdır.

Toplumsal barış, halkların, kadınların ve gençlerin mücadelesiyle örgütlenmelidir.

Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu, bu çağrıyı güçlü bir biçimde haykırıyor: Halkların iradesi ve demokratik siyasetin cesareti birleşmediği sürece ne barış kalıcı olabilir, ne de demokratik toplum inşa edilebilir. Şimdi, süratle adım atma zamanıdır!

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar