Mehmet ALTAN
2001 yılı Ekim ayında AB’ye adaylık sürecinin bir gereği olarak Anayasa’da 34 maddede değişiklik yapıldı.
2002 yılında ise söz konusu anayasal değişikliklere uygulanabilirlik kazandırmak için uyum paketleri çerçevesinde yasal değişiklikler gerçekleştirildi.
Şubat, Mart ve Ağustos aylarında kabul edilen üç paketle düşünce özgürlüğü ile ilgili olarak TCK’nın 312, 159 ve TMK’nın 8. maddesi gibi maddelerin yanı sıra Basın Kanunu’nda da değişikliklere gidildi.
***
Birinci Uyum Paketi, 2002’nin 6 Şubat günü TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. TCK’nın 312. ve 159. maddeleri ile TMK’nın 7. ve 8. maddelerinde değişiklikler yapıldı.
Mart ayında TBMM’de yeni bir uyum paketi daha kabul edildi. Bu paketle de düşünce özgürlüğü ile ilgili olarak Basın Kanunu’nda yeni düzenlemeler yapıldı.
***
Üçüncü Uyum Paketi 3 Ağustos günü TBMM’de kabul edildi.
Pakette düşünce özgürlüğü ile ilgili olarak TCK’da, Basın Kanunu’nda, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunu’nda ve Yabancı Dil Eğitimi ve Öğretimi Kanunu’nda değişiklikler yer aldı.
TCK’nın 159. maddesine şu fıkra eklendi:
“Birinci fıkrada sayılan organları veya kurumları tahkir ve tezyif kastı bulunmaksızın, sadece eleştirmek maksadıyla yapılan yazılı, sözlü veya görüntülü düşünce açıklamaları cezayı gerektirmez.”
AKP iktidarının ilk yıllarıydı
Uyum yasaları konusundaki gelişmeler 2003 yılına da taştı…
11 Ocak 2003 tarihinde yürürlüğe giren 4778 sayılı yasanın 4. maddesi ile de “basın yayın kuruluşları sahibi, yazı işleri müdürü ve muhabirleri haber kaynaklarını açıklamaya zorlanamaz” hükmü getirildi.
Yine Üçüncü Pakette yer alan Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’un 4. maddesi ve Yabancı Dil Eğitimi ve Öğretimi Kanunu’nun 2. maddesinde yapılan değişikliklerle de “anadilde yayın” ve “anadilin öğrenilmesi” diyebileceğimiz haklarla da kültürel haklar konusunda başlangıç niteliğinde adımlar atıldı.
***
AB standartlarında bir ülke, bir devlet ve toplum yaratmak için yapılan tüm değişikliklerin olumlu etki doğurabilmesinin, başta yargı organlarının anlayış ve yorumuna, sonra da devlet etme zihniyetine bağlı olduğunu geçen yirmi yılda çok acı deneyimlerle gördük.
Hatta özgürlüklerin katledilmesinde öyle bir noktaya geldik ki yargı artık ne yasa ne anayasa dinler oldu.
***
Avrupa Birliği, anayasa ve uyum yasalarına rağmen bunun uygulanmasına ait endişelerini 20 yıl önce gündeme getirmişti.
9 Ekim günü açıklanan “Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne Katılım Sürecine İlişkin 2002 Yılı İlerleme Raporu”nda Türkiye’de ifade özgürlüğünün mevzuatın yanı sıra, yargı süreçlerinde ortaya çıkan farklı yorumlar nedeniyle de kısıtlandığı belirtilerek “uygulama” sorununa dikkat çekildi.
Raporda, “Günlük uygulamalar, kanunun yorumlanmasındaki farklılıkları göstermektedir. Sonuç olarak, açıklık, şeffaflık ve hukuki kesinlik açısından eksiklikler bulunmaktadır. Kanıtlar, bazı davalarda, aynı kanun hükmünü uygulayan hâkimin beraat kararı verdiğini, başka bir davada ise farklı yönde bir karar çıktığını göstermektedir. Bu durum, kanunun yorumunun öngörülemezliği sorununu ortaya çıkarmaktadır” denildi.
***
Gene Raporda, Avrupa Birliği’ne uyum yasaları çerçevesinde TCK’nın 159. ve 312. maddeleri ile TMK’nın 7. ve 8. maddelerinde yapılan değişikliklere önemli bir yer ayrıldı.
Değişikliklerle “suçun mevcut tanımının korunduğu” ancak cezaların değiştirildiği, dolayısıyla yeni düzenlemelerin etkisinin ancak “zamanla görülebileceği” vurgulandı.
***
Raporda özetle şu görüşlere yer verildi:
“İfade özgürlüğü ile ilgili hükümlerdeki (TCY’nin 159, 312 ve TMY’nin 8. maddesi) değişikliklere rağmen, TCY’nin değiştirilmemiş diğer hükümlerinin, savcılar tarafından, ifade özgürlüğünü sınırlandıracak şekilde kullanılması yönünde belli bir eğilim mevcuttur.
Bu husus, özellikle üniversitede seçimlik dil dersi için dilekçe veren öğrencilere uygulanan 169. madde açısından (yasadışı silahlı örgüte yardım ve yataklık) geçerlidir.
İlk yasal değişikliklerin Şubat ayında yürürlüğe girmesinden itibaren, mevzuattaki değişikliklere dayanarak birçok dava açılmıştır.
Mahkeme kararları, yasal değişikliklerin uygulanmasında fazla tutarlı davranılmadığını göstermektedir.
Bir dizi dava beraatla sonuçlanırken, benzer nitelikteki başka davalarda ağır cezalara hükmedilmiştir.
Bu durum, hukuki kesinlik ilkesini zedelemektedir.
…. Şiddet içermeyen görüşlerini açıklamaktan dolayı cezaevinde bulunan kişiler sorunu çözümlenmemiştir.”
***
Yasa başka, uygulama başka olunca da davaların önü alınamadı…
2002 yılında sözlü ya da yazılı olarak ifade edilen görüşler nedeniyle en az 386 dava görüldü.
2002 yılında TCK’nın 159. maddesi uyarınca en az 25 dava açıldı, yıl içinde sonuçlanan 39 davada 22 mahkûmiyet, 17 beraat kararı verildi.
TCK’nın 312. maddesi uyarınca 47 dava görüldü.
Bunlardan 14’ü mahkûmiyet, 12’si beraat ile sonuçlandı.
58 dava TMK’nın 6. maddesi uyarınca görüldü; bunlardan sonuçlanan 28 davadan 26’sında mahkûmiyet kararı verildi.
55 dava ise TMK’nın 8. maddesi uyarınca görüldü; bunlardan yıl içinde sonuçlanan 17 davanın 13’ünde mahkûmiyet kararı verildi.
TCK’nın 169. maddesi uyarınca görülen 147 davadan 69’u sonuçlandı; 57 mahkûmiyet kararı verildi.
***
Aradan 20 yıl geçti…2002 yılında gündem AB idi…
Gündem uyum yasalarıydı…
Gündem özgürlüklerin genişletilmesiydi…
Bugün hiçbirinin esamisi okunmuyor.
O zamanlar yargının yapılan değişikliklere uyum sorunu tartışılıyordu.
Bugün yargının hukuku boğarak öldürmesi sıradanlaştı.
Yazının başında “Acaba 20 yıl sonra nasıl bir Türkiye olacak?” diye sormuştum…
20 yılı bilmem ama bu yıl en azından “cehennemin kapılarını” kapatabilirsek daha umutlu olacağız…
Tüm okurlara, çok daha mutlu olmayı arzu ettiğimiz yeni bir yıl diliyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025
15.03.2025
6.03.2025
27.02.2025