Mehmet ALTAN
2010 yılında müzakereye açtığımız “Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı” faslının kriterlerinden birisini de Türkiye’deki gıda işletmelerinin AB mevzuatına göre sınıflandırılması oluşturuyordu.
Türkiye, AB müktesebatına uyum amacıyla gene aynı yıl yeni Gıda Kanununu çıkardı.
Uyum çalışmaları çerçevesinde, önce gıda işletmelerinin mevcut durumu belirlendi ve bu işletmelerin AB’ye uyumu için izlenecek yol haritaları oluşturuldu.
Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, bu kapsamda, öncelikle gıda üretim yerlerinin gerçek sayısını belirlemeye yönelik bir çalışma yaptı.
Çalışmalar sonucunda 2004-2005 yıllarına kadar 20 binler civarında olduğu ifade edilen gıda üretim yerlerinin gerçek sayısının 53 bin civarında olduğu ortaya çıktı.
Ciddi bir envanter çalışmasının ortaya koyduğu tablo, tahmin edilen ile ölçülen arasındaki fark, ne halde bulunduğumuzu, gıda güvenliği gibi hayati bir konudaki ciddiyetimizi zaten yeterince anlatıyordu.
xxxxxxx
Bakanlık, çıkarılan yeni gıda kanunu çerçevesinde, gıda işletmelerinin kayıt ve onay işlemlerine yönelik usul ve esasları belirlemek üzere yönetmelik hazırladı.
Yönetmelik uyarınca, gıda üreticilerine Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’ndan onay veya kayıt alma zorunluğu geldi.
Onay kapsamında bulunan işletmelerin AB’nin istediği hijyen şartlarını, kayıt kapsamında bulunan işletmelerin ise genel hijyen şartlarını yerine getirmesi gerekiyordu.
Yönetmelik ile AB mevzuatına uygun olarak öncelikle gıda işletmeleri sınıflandırıldı ve “onay” zorunluluğu bulunan işletmeler, “et ürünleri, süt ürünleri, su ürünleri ve hayvansal yan ürünler” üreten işletmeler olmak üzere dört gruba ayrıldı.
xxxxxxxx
Sonra ne oldu?
Bakanlığın belirlemelerine göre, Türkiye’de onaya tabi, hayvansal kaynaklı gıda üreten veya işleyen 5 bin 619 işletme olduğu ortaya çıktı.
Bu işletmelerin sadece 476’sı AB mevzuatına uyumluydu
Yanlış okumadınız, 2011 yılı itibariyle Türkiye’de, hayvansal kaynaklı gıda üreten AB standartlarına uyumlu yalnızca 476 işletme vardı.
Ancak, gerekli yatırımları yaparsa, 3 bin 115 işletmenin AB şartlarına iki yıl içinde uyum sağlayacağı tahmin ediliyordu.
Gene o yılki hesaplamalara göre işletmelerin AB mevzuatına uygun hale getirilmesi için 2 milyar 102 milyon 875 bin Euro’luk kaynak gerekiyordu.
AB ile “Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı” faslının açılış kriterlerinden bir yıl sonraki durum buydu…
xxxxxxxx
Faslın açılmasından bu yana 13 yıl geçti.
2023 yılındayız.
Astığı astık, kestiği kestik Putinizm’in ürkütücü çatırdama sesleriyle, demokratik merkezden iyice uzaklaşmaya karar veren İYİ Parti Kongresi’nin gündemi oluşturduğu ortamda “gıda güvenliği” konusu nereden çıktı diye soruyorsanız, cevabım şudur:
Hepimizi bütün bunlardan çok daha fazla ilgilendiren bir gelişme oldu.
Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, pide, lahmacun, börek ve mantı gibi ürünlerin hazır harçlarında kanatlı eti numunesi alınmamasını istedi.
Karar, gıda güvenliği açısından tartışma yarattı.
Gıda mühendisi Bülent Şık şu değerlendirmeyi yaptı:
"Yazı, kıyma etten yapılan ürünlerde kullanılmasına izin verilmeyen sakatat, testis, uterus, bağırsak, deri, sinir, kemik, vb. dokuların kullanılmasının önünü açıyor. Histolojik muayenenin kaldırılması da mevzuata aykırı bu işleri yapanları denetlemeyeceğiz anlamına geliyor.
Histolojik analizler, çiğ ve pişmiş, işlem görmüş ve görmemiş, fermente et ve et ürünlerinde Türk Gıda Kodeksi hükümlerince kas ve yağ dokusu dışında katılmasına müsaade edilmeyen doku ve organlar ile yabancı maddelerin teşhisi amacıyla yapılmaktadır.
Histolojik muayene için alınan numunelerde at, eşek ya da başka hayvanların etinin olup olmadığı da yapılacak analizlerle kontrol edilir. Dolayısıyla bu tip bir kontrolün de artık yapılmayacağını düşünmek akla uygundur. Alınan karar gıda güvenliği açısından yanlış bir karardır."
xxxxxxx
AB ile “Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı” faslı açıldığında durumu tespit için “Kedi eti yiyeni AB’ye alırlar mı?” diye soran bir yazı yazmıştım...
Şimdi yıllar sonra çok daha gerilemiş durumdayız.
AB’nin artık “Türkiye Raporu 2022” diye anılan “İlerleme Raporu’nda” gıda güvenliği için şu tespit var:
“Genel gıda güvenliği konusunda, AB müktesebatına uyum sağlanması ve müktesebatın uygulanması bakımından sınırlı ilerleme kaydedilmiştir.
Klorpirifos ve klorpirifos-metil ile ilgili yeni standartların uygulanmaya başlandığı 2020'den bu yana, Türkiye'den AB'ye ithal edilen meyve ve sebzelerdeki pestisit kalıntısı bulgularına ilişkin Gıda ve Yem Hızlı Alarm Sistemi 121 (RASFF) bildirimlerinin sayısı kabul edilemez derecede yüksek kalmıştır.
Başta çiğ süt olmak üzere, hayvansal gıdalara yönelik özel hijyen kurallarının uygulanması bir kez daha ertelenmiştir.”
xxxxxxx
Türkiye’nin çürüdüğünü, siyaset kurumunun da çürüdüğünü ısrarla söyleyip duruyorum.
Çünkü…
Siyaset sadece içinde pozisyon tutana yarıyor, Türkiye’nin hiçbir sorununu çözemiyor.
Gıda güvenliği hep büyük bir sorundu, şimdi durum anlaşılan daha da vahimleşiyor.
Rejim galiba açıkça “ne yerlerse yesinler” noktasına geldi.
Halkımıza “afiyet olsun”.
İyi tatiller ve iyi bayramlar…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025
15.03.2025
6.03.2025
27.02.2025