Mehmet ALTAN
Basın Tarihi’nin başlangıcında da hikâye ettiğimiz üzere Türkiye’de yazılı basın çok gecikmiş olarak ve Saray’a bağlı doğdu.
Batı’da ise süreci sanayileşme tetikledi ve basını halk sahiplendi.
Bu farklı gelişme çok farklı iki sonuç doğurdu, sanayileşmiş ülkelerde basın parasını halktan kazanırken Türkiye’de basın parasını siyasal iktidarlardan elde etti.
Gelişmiş ülkelerde basının konularını halkın sorunları oluştururken, Türkiye’dekini siyaseten hazineye çökme kavgaları oluşturdu.
Bunun hazin sonucu, basını hep siyaset dizayn etti, etmeye de devam ediyor.
xxxxxxx
2009 yılı da siyasal dizayn sürecinin hızlandığı bir yıldı.
Siyasal iktidarın kendi medyasını inşa etmek istemesi de süreci hızlandırmıştı.
Medyadan kimlerin tasfiye edileceğine, hangi patrona hangi listelerin verildiği dedikoduları ayyuka çıkmaya başlamıştı.
xxxxxxx
Zaman bunların dedikodu olmadığını doğruladı.
3 Mart 2010 tarihli Hürriyet Gazetesi’ndeki “ ‘Şu yazarını at benimkini al’ demiyorum” başlıklı haberin içeriği yaşananları mükemmel bir şekilde anlatıyor:
“BAŞBAKAN, köşe yazarlarıyla ilgili sözlerine dün, ‘birinci derecede muhatabının medya patronları’ olduğunu söyleyip açıklık getirerek, şöyle konuştu:
Bu patronlar bizi ziyaret ederdi zaman zaman, hâlâ da edenleri var. ‘Biz gerilim, kavga istemiyoruz, istikrar istiyoruz. İstikrar sayesinde işlerimiz de iyi gidiyor, iyi para kazandık bu dönemde, tansiyonu düşürmek istiyoruz’ diye gerilimden, gürültüden şikâyet ederler. Ben de her defasında, bunu bana değil millete durmadan karamsarlık pompalayan kendi adamlarınıza söyleyin diyorum. O zaman da ‘Haklısınız ama biz bunlara sözümüzü geçiremiyoruz’ diyorlar.”
xxxxxxx
Haber, Erdoğan’ın konuşmasından bölümler aktarıyor:
“Bir medya patronunun kendi gazetesinin yazarından, çizerinden, sunucusundan, benim, sizin gibi, şikâyet etme hakkı yoktur.
‘Ben de gazetemin, televizyonumun yayınından memnun değilim ama elimden bir şey gelmiyor’, inanın söyledikleri aynen bu.
‘Ben gerilim istemiyorum ama gerilimi tahrik eden yayınlara da bir şey diyemiyorum’ diyemezsin.
Gazetenin yayın politikasını sen belirliyorsun.
O yayın politikasına uymayan adam orada nasıl durur, bir dükkân açıyorsun, şirket açıyorsun, batırmak için elinden ne geliyorsa onu yapan yöneticiyi, iyi çalışmayan bir tezgahtarı orada tutar mısın?
Hemen ertesi gün kapıya koyarsın.
Efendim ‘Basın, medya dünyasında böyle değil’
Nasıl böyle değil ya, aynen öyle.
Geçmişte örneklerini gördük. Bunu değiştirip değiştirmeme sana ait olan bir şey.
Onu bize sorma, bizimle de gelip konuşma.
‘Bizimle bununla gelip konuşmayın bizden isim istemeyin’ demişimdir hepsine.
Bugüne kadar hiçbir basın patronu, bana, ‘şu yazarını at demiştir’ diyemez.
Gelsin benimle yüzleşsin. O denli aşağılık oyunların, hesapların içine girmem.Medya patronunun yayın kadrosunu seçme, tasvip etmedikleriyle yolunu ayırma hakkı vardır.
Ben kalkıp da şunu at, benimkini al demiyorum ki.
Ortaya çıkan üründen memnun değilseniz o sizin sorumluluğunuz, gelip de bana hem ağlarım hem giderim yapma.
Benim yazarlarla çizerlerle kişisel bir sorunum yok.
Yapıcı eleştirilerden her zaman yararlanırım.
Ön yargılı davrananları, ahkam kesenleri ciddiye almam.
Eleştiri kisvesi altında hakaret etmeye yeltenenler olursa biliyorsunuz o konuda da benim tavrım hukuka havale ederim.”
xxxxxxx
Gelişmiş ülkelerde gazetenin yayın politikasını “patronlar” değil genel yayın müdürleri belirler… Patronlar kendi görüşlerine uygun gazetecileri genel yayın yönetmeni yaparlar ama yayın politikasına karışmazlar.
Gerçek bir genel yayın müdürü de kendi işine patron da dahil kimseyi karıştırtmaz zaten.
Prensip budur.
Gazeteler, “dükkân” değildir. Toplumun gelişmesinde, çarpıklıkların, haksızlıkların, yozlaşmaların düzeltilmesinde çok büyük rolleri vardır…
Siyasi iktidarları haberleriyle denetlerler.
Yanlış haber verdiklerinde de okurları tarafından cezalandırılırlar.
xxxxxxx
Gelişmemiş ülkelerde durum farklıdır.
Gelişmemiş ülkeler büyük çoğunlukla baskıcı iktidarlar tarafından yönetilirler.
Baskıcı siyasal iktidarlar da sadece kendilerini “övmenin” serbest olduğu bir “medya” isterler… Eleştirilerden hoşlanmazlar.
Ama günün sonunda bu kimsenin işine yaramaz.
Ülkede denetim mekanizması kalmaz, sorunlar büyür, sıkıntı artar.
Gazetelerin bir işe yaramadığını fark eden okuyucu da gazete okumaktan vaz geçer.
xxxxxxx
Daha önce de “tirajların ne zaman düştüğünü” geçmişe bakarak araştırmıştım.
Gazetelerin tirajları ne zaman düşüyor ya da yükseliyor, tarihsel süreçleri tarayınca çok daha net ortaya çıkıyor. Siyasi iktidarlardan baskıdan medet umuyor ama baskı tiraja çare olmuyor. Ancak özgürlük artınca tirajlar coşuyor.
Cumhuriyet rejimi de gazetecilik dünyasını susturmak ve demir yumrukla yönetmek için Takrir-i Sukûn yasasını çıkardığında basının rengi solmuş, gazetelerin hepsi birbirine benzemiş ve satışlar tepe aşağı gitmişti.
Ancak özgürlükler ortalıktan çekilirken direnenler de büyük satış yakalayabiliyor. Aynı zamanda da basın tarihinin onurlu örnekleri olarak yerlerini alıyorlar.
xxxxxxx
Bugün gazeteler gerçekten “bakkal dükkanına” döndü… Üstelik birkaç örnek dışında yayın politikalarını gazete patronları bile değil, bizzat siyasal iktidarın temsilcileri belirliyor.
Sonuç ne peki?
Kimse gazeteleri okumuyor.
Hiçbir denetimin kalmadığı ülke de hızla çürüyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025
23.07.2025
17.07.2025