Mehmet ALTAN
İran’dan gelen 87 milyar euroyu aklamaya kalkışmak kimin aklıydı acaba? Devleti, ‘illegal’ bir işe kim soktu, kim yasaların etrafından dolanmaya karar verdi ve suçu devletin içine bir bela tohumu gibi ekti?
Aynen darbeci generaller gibi kurnazlıklara sapıp devleti karışık ve karanlık işlere sokmaya kalkarsanız, hiç sekmeden ve kısa zamanda başınıza yıldırımlar düşmeye başlar. Yolsuzluklar, rüşvetler, suçlar devletin içine yayılır.
Susurluk neydi?
Devletin suça bulaşması ve kendi içinde suç adacıkları oluşturmasıydı… O anlayış devleti çürüttü. Suç, devletin içine devlet görevlilerinin eliyle yayıldı.
Belli ki bugün olup biten karışık ve karanlık işlerin boyutları da çok büyük… Devlet bankaları, bakanlar, rüşvetler, milyonlarca dolarlar, o dolarları ayakkabı kutularına koyup bir köşeye yerleştirecek pervasızlıklar bize çok daha büyük bir yolsuzluğun işaretlerini veriyor.
Başbakanın telaşı, hukuku ve anayasal yapıyı parçalayacak kadar gözünü karatması da bu işlerin boyutunun çok daha büyük olduğu şüphesini güçlendiriyor.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Başbakan ve biatçilerine göre ortada büyük bir ‘rüşvet ve yolsuzluk operasyonu’ yok…
Dinlemelerde ele geçen konuşma tapeleri de yok…
Para sayma makineleri, yatak odasına dizilmiş kasalar da yok…
Ayakkabı kutularına tıkıştırılan milyonlarca dolarlar da yok…
Adliyeye sevk edilen 71 kişi de yok…
İddiaları ciddiye alarak mahkemenin tutukladığı 24 kişi de yok…
Polis, savcı, yargıç, mahkeme yok.
Ne var?
Komplo.
Komplonun ortaya konan bir belgesi, kanıtı var mı peki?
Yok… Sadece kürsü kürsü dolaşıp haykıran bir başbakanın lafları var.
Bizden sayfa sayfa yayınlanan konuşmalara, rüşvet pazarlıklarına, ayakkabı kutularından fışkıran milyonlarca dolara, kasalara tıkıştırılan eurolara, para sayma makinelerine, takım elbiselerin cebine doldurulan dolarlara değil de başbakanın kanıtsız, belgesiz laflarına inanmamızı istiyorlar.
Biz o başbakanın ‘camide içki içtiler’ diye bağırdığını da gördük.
Sıkıştığında kendini kurtaracak her lafı söyleyebilen, söylediklerinin doğru olmasına hiç de aldırmayan bir siyasetçi var karşımızda.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
İktidarın, saydamlığı, dürüstlüğü, aydınlığı önemseyen bir siyaset anlayışı olsa Türkiye bu zor günleri sağlıklı bir biçimde atlatabilirdi belki.
Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına sonuna kadar sahip çıkacak, zanlı siyasetçileri soruşturma sonuna kadar kenara koyacak, ahlaklı ve demokratik bir tavırdan söz ediyorum.
Öyle bir anlayış yok bu siyasi iktidarda.
Bu açık hırsızlığı sorgulamak yerine dosyalardaki fişlemelerin ışığında emniyeti hallaç pamuğu gibi atan, yargıyı suçlayan ama kendi yolsuzluğunu asla ve kata dile getirmeyen hastalıklı bir vurdumduymazlığı benimsedi.
Her yaptıklarıyla, her söyledikleriyle, belgesiz her suçlamalarıyla gün geçtikçe yolsuzlukla daha fazla bütünleşiyor, bütünleştikçe de daha fazla suç işleyip, daha fazla yalan söylemek zorunda kalıyorlar.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
‘Rüşvet ve yolsuzluk var mı, yok mu?’
Bu tek soruyu cevaplamamak için yasaları açıkça çiğnemeyi göze alıyorlar, yasalara aykırı yönetmelikler çıkartıyorlar, basını susturabilmek için düzenlemeler yapıyorlar, İstanbul gibi bir şehrin güvenliğini bu işlerden hiç anlamayan birine emanet ediyorlar.
Ellerindeki siyasi gücü, hukuku çiğnemek için kullanarak meşruiyet tartışmasının yolunu açıyorlar.
Darbeci generaller, onların beline taktığımız silahlarını hukuksuz bir yönetim için kullanarak bu halkın güvenine ihanet etmişlerdi.
Bu iktidar da sandıkta onlara verilen iktidarı hukuksuz bir yönetim kurmak için kullanarak halkın güvenine ihanet ediyor.
Artık siyasi bir iktidarın siyasi hatasından değil, siyasi bir iktidarın yasaları çiğnemesinden, hırsızlıkları saklamak için yargının bağımsızlığını yok ederek suç işlemesinden söz ediyoruz.
Siyasi hata ve hukuki suç birbirinden çok farklı iki kavramdır.
Siyasi hatanın hesabı sandıkta görülür ama suçun cezası mahkemede verilir.
Eğer siyasi bir iktidar, kendi mensuplarının işlediği suçların hesabının mahkemede görülmesini siyasi güçle engellemeye kalkarsa orada meşruiyet sorunu ortaya çıkar.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Başbakanın ve AKP iktidarının yargının bağımsızlığından ve denetimden hiç hoşlanmadığını görüyoruz.
Kamu ihale Yasası’nı defalarca değiştirip delik deşik etmeleri yetmedi, bu haliyle bile devre dışı bırakıyorlar…
Sayıştay’ın kolunu kanadını kırdılar…
Deniz Feneri’ni soruşturmak isteyen savcıları büyük bir pişkinlikle sanık haline getirdiler.
Denetimsizlik arzusu sadece para, pul işlerinde değil…
27 Nisan e-muhtırası büyük bir çaba sarf edilerek yargıdan uzakta tutulmakta…
Bu hafta sonu ikinci yılını dolduracak olan Uludere Katliamı hala Genelkurmay askeri mahkemesinde uyuyor… Siyasal iktidar var gücüyle bu katliamın faillerini sakladı, sistemi bile bile felç etti.
Hrant Dink cinayeti aydınlatılmadı.
Reyhanlı saldırısının üstü örtüldü.
El Kaide’ye silah gönderilmesini kimin organize ettiği ortaya çıkarılmadı.
Bunlar siyasi hatalar değil, bunlar mahkemede görüşülmesi gereken hukuki suçlar.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Bir siyasi iktidar, hukuk sınırını geçip hukuksuzluk alanına doludizgin daldığında artık bir suç sarmalına girmiş demektir. İşlediği her suçu örtmek için yeni suçlar işleyecektir.
Siyasal iktidar, yolsuzluk ve rüşvete karıştığını iddia eden bir soruşturmanın önünü kesmek ve daha da büyümesini önlemek için ‘polis ve yargıyı’ çete ilan etmekle kalmayacak daha öteye geçecektir.
Geçiyor da zaten.
Adli Kolluk Yönetmenliği’nde akıl almaz ve kabulü mümkün olmayan değişiklikler yapıyor.
Bu düzenlemelerle yargıyı yürütmeye bağlamaya kalkıyor… Devleti devlet yapan güçler ayrılığını fiilen ortadan kaldırıyor.
Yargının yürütmeyi denetlemesi gerekirken, yürütmenin yargıyı denetleyip yöneteceği bir düzen kuruyor.
Anayasaya ve yasalara aykırı bir şekilde yargının yürütmeye bağlandığı bir devlet yapısı oluşturuyor.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Hukuka savaş açan, yargıyı hükümete bağlamak gibi çok vahim bir suçu işlemekten çekinmeyen bir siyasal iktidar ile karşı karşıya kalan bir ülke ister istemez belaya sürüklenir.
İktidar, kendi suçlarını saklayabilmek ve kendine oy verenleri kandırabilmek için içte ve dışta sürekli yeni düşmanlar icat edecektir, başka hiçbir çaresi yok. İşlenen suçları sırtına yıkabileceği ‘düşmanlara’ muhtaç.
Hukuki çerçevesi parçalanmış, anayasasına ve yasalarına siyasi iktidarının uymadığı, sürekli ‘düşmanlıkların’ ve savaş anlayışının körüklendiği bir bela dönemine girdik.
Hukuk sınırları bir iktidarın nerede duracağını bilmemizi sağlar ama hukuk sınırları çiğnendikten sonra artık siyasi bir iktidarın nerede duracağını, durup durmayacağını kimse bilemez, zaten kaos denilen de bu bilinmezlik ve suç alanlarındaki bu denetimsiz koşturmadır.
Türkiye, bu anlayışla göğsünü her türlü belaya açtı, toplumu belalardan koruyacak hukuk çerçevesi parçalandı.
Bu toplum kararlı bir sesle bu iktidarı durdurup yeniden hukukun içine dönmesini sağlayamazsa, bedeli herkes için çok ağır olacak kötü günler yaşamak zorunda kalırız.
Susurluk Çetesi’ni yaratan zihniyetin Türkiye’yi ne hale getirdiğini unutmayın. Onlar da Türkiye’yi herkesten fazla sevdiklerini ve herkesten daha akıllı olduklarını iddia ediyorlardı.
http://www.gazete360.com/Yazarlar/mehmet-altan/ikinci-susurluk-mu/1680
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025
15.03.2025
6.03.2025
27.02.2025