Mehmet ALTAN
Din faşizmi tasallutunu mu artıracak, yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını mı karartacak, faşist yasalar mı çıkartacak, gelsin ‘çözüm süreci’ martavalları, gelsin Dolmabahçe toplantıları…
‘Çözüm süreci’, siyasal iktidarın bütün suçlarının ve diktatörlük girişimlerinin önüne çekilen bir perde olarak kullanılıyor.
Bu oyun artık bayatlamış gözüküyor.
İnsanların ümitlerini insafsızca sömüren bu oyunun nasıl bir öfke biriktirdiğini ve bunun nasıl ürkütücü şiddetle patladığını görmezden gelen siyasal iktidar, ‘algı yönetimi’ ile toplumu yeniden kandırmaya girişti.
Yolsuzlukların üzerini adalet sistemini iğdiş ederek örterim sanarak ülkeyi hukuksuzluk bataklığına sürükleyince, geriye algı yönetiminden medet ummak ve şiddeti sistemleştirmek kalıyor.
KCK da tekrarlanmak istenen bu bayatlamış oyuna gittikçe daha sert tepki gösteriyor.
Nitekim dün ‘muhaberat düzeninin’ Dolmabahçe’de eski dolapları ‘oyuncak başbakan’ eşliğinde çevirdiği saatlerde, 18 Ekim günü Kandil’de yedi saat süren bir toplantı gerçekleştiren HDP Heyeti, KCK yetkililerinin son gelişmelerle ilgili düşüncelerini yazılı olarak açıkladı:
“Halkın gündeminde terörle mücadele kanununun kaldırılmasının ve çözüm yasalarının olduğu bir dönemde polise daha çok yetki veren, ‘makul şüphe’ kavramıyla tüm toplumsal muhalefeti sindirmeyi amaçlayan yasaların getirilmesi durumunda gerekli demokratik mücadelenin halkımız ve demokrasi güçleri tarafından güçlü bir biçimde ortaya konacağının bilinmesi gerektiği tespitinde bulundular.
Gerek güvenlik yasasına gerekse de AKP’nin çözümden uzak oyalamaya dönük tüm politikalarına karşı tüm demokrasi çevrelerinin de mücadele etmesi gerektiğini belirten KCK’li yetkililer, barıştan çözümden yana olan tüm çevreleri de bu kapsamda duyarlılığa davet ettiler.”
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Siyasal iktidar şimdiye kadar örneği görülmemiş bir şekilde suça ve yolsuzluğa battığı için ‘makul şüphe’ kavramıyla tüm toplumsal muhalefeti sindirmeyi amaçlıyor.
Hukuku, yargıyı saha dışına atarak, ülkeyi tam bir polis devletine dönüştürmedeki yeni aşama, tam da 17 Aralık ‘yolsuzluk ve rüşvet’ sürecinin üzerini örtme gayreti ile denk düştü.
17 Aralık sabahı Türkiye’yi sarsan tarihi yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda, korkunç boyutlarda kara para aklamanın, rüşvetin ve yolsuzluğun kamuoyunun gözleri önüne serildiğini unutuyorlar.
Reza Zarrab’ın dağıttığı iddia edilen rüşvet 139 milyon liraydı.
Süleyman Aslan’ın evindeki kütüphanede ayakkabı kutuları içerisinde 4,5 milyon dolar para ele geçirildi.
Bir başka evde yapılan aramada ise yedi çelik kasa ve içerisinde 1,5 milyon lira bulundu.
Bunların yanında operasyonlardan sonra internete, sosyal medyaya ve gazetelere yansıyan ses kayıtlarında çarpıcı ifadeler yer aldı.
Zarrab’ın 700 bin lira değerinde bir saati rüşvet olarak verdiği resimler faturalarıyla açığa çıktı. Bir başka bakana götürülen rüşvet de video kayıtlarına yansımış ve bu kayıtlar internette yayınlanmıştı.
Ayrıca bu gelişmeleri 18 Nisan 2013 tarihinde raporlayan bir MİT Raporu söz konusuydu. Dört bakan da istifa etmişti.
Hırsızlığı sıradanlaştırmaya kalkan siyasal iktidarın ‘makul şüpheyi’ 17 ve 25 Aralık’ta aramayıp da, hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet ve baskıya karşı çıkanların demokratik itirazında araması bugün içinde bulunduğumuz durumu bir kez daha somutlaştırıyor.
xxxxxxxxxxxxxxxxxx
Siyasal iktidar baskıyla 17-25 Aralık sürecini unutturacağını, içerdeki ve dışarıdaki suçlarının konuşulmasını engelleyeceğini sanma gafletinde…
Hâlbuki olup biten iyice sırıtıyor…
Sadece Türkiye değil, bütün dünya bu iktidarın neler yaptığının farkında.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin geçici üyeliği için yarışan Türkiye, New York’ta istediği sonucu neden alamadı?
Siyasal iktidarın girdiği çıkmaz sokak nedeniyle…
Son turda İspanya 132 oy alarak Konsey’e geçici üye olmaya hak kazandı.
Türkiye ise ancak 60 oy alabildi…
Hâlbuki Türkiye, demokratikleşme yolunda yürüdüğü zamanlarda, 2008 yılında Güvenlik Konseyi için gittiği seçimde rakibi olan Avusturya ile İzlanda karşısında 151 gibi rekor oyla ilk turda birinci gelmiş ve büyük bir diplomatik zafere imza atmıştı.
Şimdi ise Müslüman Kardeşler bağlantısı ile Sünni Müslüman bir halifelik, padişahlık peşinde koşarak, yolsuzluklara bulaşarak tüm demokratik kazanımları yok ediyor ve tüm itibarını kezzaplıyor.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Geçen günkü Le Monde’un başyazısı ‘Erdoğan ve Nöropsikiyatri’ başlığını taşıyordu.
Hadi Uluengin’in de Taraf’ta geniş bir alıntı yaptığı Alain Frachon imzalı başyazı, Erdoğan’ın ‘Hubris’ olarak tanımlanan bir psikolojik durumdan mustarip olduğunu söylemekteydi.
‘Bir insanın egosu tavan yapar da muazzam bir kibir, mutlak bir yanılmazlık, kesin bir güçlülük ve otoriter bir pederşahilik dürtüleri o şahısta had safhaya varırsa’, bu durum tıpta ‘Hubris’ olarak tanımlanıyormuş.
Le Monde, ‘Hubris’in gündelik dilde ‘iktidar sarhoşluğu’ anlamına geldiğini de anlatıyordu.
Yazının hastalığı anlatan kısmı ise şöyleydi:
“‘Hubris’ arazı genellikle, danışmanlarının itirazına rağmen bizzat almış olduğu kararlarla önce bir dizi başarı sağlamış olan kişide ortaya çıkar.
Hasta normallik görünümü altında ama aslında patolojik nitelikli ve üst seviyeli bir kendine güven duygusu geliştirir. Bu durum da tehlikeli davranışlara yol açar.
Çevresindekilere kulak vermeyi reddeder. Hatta onları hakir görmeye başlar.
Herkese karşı haklı olduğu duygusuna kapılır ve devasa projeler peşinde koşar.
Sonu da çoğu defa kötü biter.”
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Bu işin kötü biteceğini söyleyenler içerde de dışarıda da gittikçe çoğalıyor.
Söylemekte de haklılar...
Hırsız bir iktidarla hiçbir konuda hayırlı sonuca ulaşılamaz.
Yargılanmaktan kurtulmak için her gün hukuku biraz daha yok edip, şiddeti biraz daha artırmak zorundalar, çıkaracakları yasalarla insanları sokaklarda vurmaya, kendilerini eleştiren herkesi ‘kanıtsız’ bir şekilde suçlayıp zindanlara atmaya hazırlanıyorlar.
İlk kez halk kitlelerinin birbirleriyle çatıştığı olaylar yaşadık, siyasi iktidar bu ‘bölünmeyi ve çatışmayı’ bütün söylemleriyle destekliyor. Palalarını, silahlarını alarak sokaklara çıkan iktidar yanlısı ‘paramiliter’ gruplar polislerle birlikte saldırıyorlar.
Ekonomi kötüye gittikçe ve halk desteğinde azalma ihtimali çoğaldıkça, bu iktidarın sergileyeceği şiddet de artacaktır.
Herhangi bir siyasi iktidar için bütün ülkeyi susturmanın, hukuku yok etmenin, suçüstü yakalanan hırsızlıkların üstünü örtmenin, yabancı güçlere gönderilen silahları saklamanın meşru ve adil bir yolu yoktur. Onun için yargıyı kendilerine bağlamaya, şiddeti bir yönetim modeli haline getirmeye uğraşıyorlar.
Şiddet bağımlısı oldular.
Damarlarına her gün biraz daha fazla şiddet zerk ediyorlar ve bu şiddet bağımlılığının izlerini hazırladıkları yasalarda, attıkları nutuklarda görüyoruz.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Le Monde, ‘Hubris hastalığının sonu kötü biter’ diyor.
Hele işin içinde bir de yolsuzluklar varsa…
Gerçekten de kötü biter, olan memlekete olur.
http://www.gazete360.com/Yazarlar/mehmet-altan/makul-supheyi-17-25-aralik-ta-arasaniz-ya/2128
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025
15.03.2025
6.03.2025
27.02.2025