Mehmet ALTAN
İkinci Abdülhamid’in Aşk-ı Memnu’ya attığı kroşe
16.08.2018
1338
Matbaa teknolojisinin Osmanlı Devleti tarafından resmî olarak kabulü ve kullanılması bilindiği gibi iki asır gecikti.
Avrupa’da Reform ve Rönesans hareketlerinin gelişip ilerlemesinde büyük katkılar sağlayan matbaa bizim topraklarımıza çok geç ulaştı
Sanmayın ki böylesine ürkütücü bir gecikme, arayı kapatmak isteyen bir okuma iştahına yol açtı; asla, hiçbir zaman yol açmadı.
Aksine, çok ürkütücü bir kitap düşmanlığı yarattı.
Basın tarihini yeniden incelerken kitap düşmanlığında çok çarpıcı örneklere rastladım. Kitap düşmanlığının kökenlerini bir kez daha keşfettim. Bir toplumda baskı ve sansür koyulaştıkça kitap düşmanlığının da azmanlaştığını gördüm.
Kendi yaşamımda da kitap fobisi ile ilgili ağır örneklerle karşılaştım. Bunlardan biri 12 Mart 1971 Darbesi ertesi baba evinden toparlanan 41 kitabın macerasıdır.
En taze ve sonuncusunu ise Silivri Cezaevi’nde yaşadım. İdare, 2007 yılında yani tam on bir yıl önce yazdığım Marksist-Liberal kitabını bana vermeye çekindi. Yazdığım her dilekçeye “incelemede” olduğuna dair yanıt aldım. Kendi yazdığım kitaba ulaşamadım.
***
Sansür ve baskı sadece basılı kitaplara düşmanlık yapmıyor, bir de görünmeyen yan etkiler doğuruyor. Toplum okumadan kesiliyor. Yazarların da yazma iştahı eksiliyor. Bu travmaların izlerini geriye doğru sürünce karşınıza II. Abdülhamid ve istibdat dönemi çıkıyor.
Padişah II. Abdülhamit’in 1908’te İkinci Meşrutiyet’in ilanına kadar süren, İstibdat Dönemi’nde üç tür sansür uygulanır:
1-Türkçe ve azınlıkların dilleriyle yayımlanan gazetelerin sansürü:
Bu sansürün uygulanması amacıyla 1878’de kurulan sansür heyeti, İçişleri Bakanlığı İç Basın Müdürlüğü’ne bağlanır. Gazetelerin yazı işleri müdürleri, gazeteye girecek bütün yazıların provalarını her akşam sansür kuruluna sunmaya başlarlar. Sansür memurları, gerekli gördükleri yazı, paragraf, cümle veya kelimeleri çıkardıktan sonra provaları gazeteye geri gönderirler.
2-Türkiye’de ve dışarıdan gelen yabancı dillerde basılan gazetelerin sansürü:
Bu yayınların sansürüyle Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Matbuat-ı Hariciye Müdürlüğü görevlendirilir. Yabancı ülkelerden gönderilen yayınlar daha gümrükten geçmeden memurların kontrolünden geçer.
3-Yerli ve yabancı kitap sansürü:
1880’de Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak Encümen-i Teftiş ve Muayene Kurulu kurulur. Kurul, siyasal olmayan sürekli yayınların ve kitapların sansürü ile ilgilenir. 1897’de yine Milli Eğitime bağlı olarak Tetkik-i Müllefat Komisyonu (Yazılmış Kitapların İncelenmesi) ile Kütüb-ü Diniye ve Şeriye Tetkik Heyeti (Din Kitaplarını İnceleme Kurulu) kurulur.
***
Sansürün yazma isteğini yok ettiği yazarlardan biri de Halid Ziya Uşaklıgil’dir.
1866 yılında doğup, 27 Mart 1945de ölen Halid Ziya Uşaklıgil Servet-i Fünun ve Cumhuriyet döneminin en önemli Türk romancılarındandır.
Servet-i Fünun edebiyatının en büyük nesir ustası kabul edilir.
İlk büyük Türk romanı olarak kabul edilen Aşk-ı Memnû’nun yazarıdır.
Türk romanının gerçek anlamda Batılı bir kimlik kazanmasında çok büyük katkısı olmuş bir yazardır.
***
Batı etkisindeki Türk edebiyatının önemli safhalarından biri Servet-i Fünun Edebiyatı’dır. Kısa sürmüş olmasına rağmen edebiyatta çok ciddi bir aşama olarak görülür.
Tabii ki Servet-i Fünun’un edebiyat anlayışı dönemin koşullarından bağımsız değildir. Hatta tam tersine tam da dönemin siyasi koşullarının bir sonucudur.
Servet-i Fünun dönemi 1896 - 1901 yılları arasındaki beş senelik dönemdir.
Daha önceki dönemde toplumu aydınlatmaya çalışan edebiyatçılar bu dönemde iyice susturulur. Çünkü devlet muhalif ses duymak istemez. İstibdat yani baskı toplumun her kesimine sirayet etmiştir.
***
Servet-i Fünun sanatçıları ise böyle bir baskının sonucunda doğan ümitsizlikle toplumsal odaklı anlayış terk edip, daha pür bir sanat anlayışına yöneldiler. Siyasal konulardan uzaklaştılar. Daha nitelikli ve yüksek düzeyli bir estetik ve sanat anlayışına öncülük ettiler.
Halit Ziya Uşaklıgil bu dönemin en parlak yazarlarından oldu.
Gel gör ki kaçınılmaz Abdülhamit sansürü Serveti Fünun dergisini de vurdu.
Önce Servet-i Fünun’da yazan İsmail Safa sürgüne gönderildi. Bunun üzerine Halit Ziya roman tefrika etmek dışında hiç yazı yayımlamadı.
Ancak sansür daha da tırmandı.
1901’de Hüseyin Cahit’in “Edebiyat ve Hukuk” adlı yazısı nedeniyle Servet-i Fünun kapatıldı ve topluluk dağıldı.
Bu, Halit Ziya Uşaklıgil’in küsüp, susmasına neden oldu.
***
Uşaklıgil, anılarını kaleme aldığı Kırk Yıl adlı kitapta susmayı tercih ettiği dönemi şöyle anlatır:
“Son büyük hikâyem Kırık Hayatlar’ın tefrikası bir yaza rastlıyordu, ben de hasta çocuğumla uğraşarak o yazı Büyükada’da geçiriyordum; zaten memleketin havasından, hususi hayatımın içine zehrini akıtmaya başlayan bir matemin kokusundan, bir de sanat ve fikir dünyasının üzerine çöken şu kara buluttan öyle bezgin hâldeydim ki, bir gün karşıma sansürde delik deşik olmuş bir müsveddeyi neşredilecek bir şekle çevirmek için uğraşırken birden durdum.
Donuk bir beynin içinde bir sorgu, sanki bulanık bir su içinde kıpırdanan bir mahlûk vardı: Ne için?
Bu sorgunun bezginlik içinde verilecek cevabını kestirmek zor değildir.
Kalemimi, kırgınlığımın olanca şiddetiyle kırmızı kalemle çizilmiş olan bir fıkranın ortasına sapladım; kalem o fıkrayı, altında kâğıtları da delerek tahtaya geçip orada birkaç saniye, sanki can acısıyla sızlayarak titredi.
Kırık Hayatlar orada böyle belinden saplanarak yaralayan bir hançerle vurulup kaldı, ta uzun yıllardan sonra tekrar canlanıp dirilinceye kadar…
O günden sonra kırılmış kalemin edebiyatla bir ilişiği kalmadı; yıllarca da Meşrutiyet’in ilanına kadar, ne basılmak ne saklanmak için edebiyatla ilişiği olabilecek tek bir satır yazmadım.”
***
Bu topraklar zehrini akıtmaya başlayan baskı ve sansür mateminin kokusunu hep duydu.
Hep duyuyor.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025
23.07.2025