Melih ALTINOK
Şükür, ölüm oruçları sona erdi. Umarım eylemcilerin bedenlerinde ciddi hasarlar oluşmamıştır.
Ama eylemin, Öcalan’ın “sorumluluğunuzu dört duvar arasında eli kolu bağlı insanlara yüklüyorsunuz” diye eleştirdiği bazı “seçilmişlerin” ve de yazarların ruh sağlıklarını enikonu bozduğunu görüyorum.
Mesela, Kandil’de alınan eylem kararının peşine takılmaktan başka siyasi basiret göstermeyen bu arkadaşlardan birinin Diyarbakır’da yaptığı konuşmayı, eylemin bittiğinden habersiz dinlesem cezaevinden tabut çıktı sanırdım.
O hâlde neden bu kadar üzgün, böyle kindar, alabildiğine ajitatifti sık sık “beyzade” diyen vatandaş? Tebdili kıyafet etmiş bir bezirgân mıydı acaba?
“İçimizdeki İrlandalılar” göndermesiyle Diyarbakır’dan, Diyarbakır lehçesiyle “çaxtırdıklarının” ismini vermedi. Veremezdi de. Zira kastettiklerinin eyleme yönelik eleştirileri, şimdi kendilerine İmralı’dan ayar veren Öcalan’ın gerekçeleriyle de örtüşüyordu.
Adını andıkları da vardı. Müzakere talimatı veren Başbakan’ı, cezaevinde eylemcilerle görüşen Adalet Bakanı’nı, Arınç’ı falan Kenan Evren’e, 2000’lerdeki ölüm oruçlarının “kahramanı” Hikmet Sami Türk’e benzetti.
Benzetmede izan, sınır tanımıyordu; çünkü kızgındı, kraldan fazla kralcılığı “yedeğe” çıkmıştı.
Bu yüzden el mecbur, kendilerinin simetrisinden “gebersinler” diyen bir avuç faşistin söylemlerini, ölüm oruçları karşısında siyaset ve yaşamı savunanlara giydirecekti.
Çünkü insanlar, başta da evlatlarının sırtı “aslanlar ölsünler” diye tapışlanan Kürt anaları sorardı kendilerine. Hâlâ soruyorlar ya:
“Uçurumun kıyısındayız diyip, yıllardır dile getirdiğimiz ve kimilerinde mesafe de kat ettiğimiz taleplerimiz için son çareymiş gibi evlatlarımızı ölüme azmettirdiniz. Sonra da ‘bir kişinin’ emriyle bu işi sonlandırdınız. Talepler mi karşılandı, yoksa bugünden yarına karşılanmazlarsa ölmeyeceğimizi mi anladınız? Peki, bugüne kadar nerdeydiniz? Biz sizi niye seçtik?”
Sırrınız ne?
Oruçların esracengiz yanı
Kan dursun diye girdiği açlık grevindeyken “vur” emri vermeyen Gandi’nin eylemiyle, PKK’nin şimdiki grevini kıyaslayamadığımızdan ötürü bize kızan bu arkadaşların teşekkür ettikleri de var elbet.
Çünkü onlar, “pasif” ölüm oruçlarının bittiği günün sabahında aktifleşen PKK gencecik beş askeri öldürdüğünde bile “Uğrunda ölmeyi göze alacağım birçok dava var ama uğrunda öldüreceğim hiçbir dava yoktur” diyen Gandili analojiler yapabilecek kabiliyette barışsever kalemler.
Onlar, eylem bitmişken, Öcalan bile daha önceki “gerillacılık oyununun romantizminden kurtulun” açıklamalarının paralelinde “açlık grevi eylemini onaylamadığını” açıklarken Bobby Sands’e methiyeler düzebildiler.
“Ölümünün de orucunun da canı cehenneme, Sands yaşasaydı ne iyiydi” demek yerine, şimdilik ötelenen bu eylemin tamamen tedavülden kalkmaması için sol romantizmleri konuşturuyorlar.
Çünkü cezaevlerindeki gencecik Kürt çocuklarının ölümünden döndüğümüz şu günlerde bile, canla kanla mücadelenin bir aracı olan ölüm orucu da rafta durmak zorunda
Çünkü şiddet içermemesi koşuluyla siyaset kanalları açık açık olmasına ama kan çıkmayan Kürt sorunuyla mücadele hattı, ekmek kapılarını kapatır.
Öyle ya, savaş yoksa fikir babalıklarına, danışmanlıklarına, “aracılıklarına” ihtiyaç duyan taraflar da olmaz.
Aynı anda beş genç kızın ölüm emrini veren PKK komutanlarının öncülük ettiği “pasif direnişlerin” bu ülkede hâlâ meşruiyetinin olmasının “esracengiz” yanı da burada saklı olsa gerek.
Oruçların kazananı
Bu eylemin kazananı, bir kez daha kolektif hafızalarına ölüm korkusu, umutsuzluk ve nefret kazınan Türkiyeliler olmadı.
Siyasal iktidarın müzakere için Kandil’in şahinleri karşında Öcalan’ın elini güçlendirme hedefine ulaştığı tesbitlerini de aşırı yorum olarak görüyorum. Onların da bir şey elde ettiği falan yok.
Kazandı mı bilmem ama eli güçlenen biri varsa o da, hareketini ve kendisini takip eden herkesin açıkça görebileceği üzere, Öcalan’dır
Yeri gelince dağı, yerine gelince “siyasi temsilcileri” ıskartaya çıkarma ustası olan Öcalan, yine “hamlesini” altın zamana denk getirdi.
Eylemin hedefleri belli olsa da nasıl sürdürüleceği noktasında kafası karışık olan Kandil’i ve BDP’yi tıpkı bir boksör gibi önce sessiz direktleriyle köşeye sıkıştırdı. Adından herkesin “şimdi ne olacak” diye birbirinin yüzüne baktığı bir anda da çeneye aparkatını çıkarttı.
Öcalan’ın derdinin de Kürt gençlerinin canı, hayatı olduğunu düşünmüyorum. Ama gerekçesi ne olursa olsun, ister hâkimiyet ister muhataplık ehliyeti, sonu ölüm olan akut bir problemi fiilin de olsa çözdüğü için eyvallah.
Fakat bu maçı izleyip nakavtın heyecanıyla “Kandil savaşın, İmralı barışın sembolü” tezahüratına başlayanlara da boksörümüzün kariyerini akıllarından çıkartmamalarını tavsiye ederim.
Yazarlar
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları



























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019