Melih ALTINOK
Costa Gavras’ın meşhur filmi Amen’de Nazi subayları bir odada toplanmıştır. Öneriler peşi sıra gelir.
“Siklon gazı kullanalım!”
“Çok masraflı olur”
“Egzoz gazı?”
“Mükemmel!”
Bildiniz, daha çok yaşlıyı, kadını, çocuğu ve sakatı daha ucuza nasıl öldürebileceklerini konuşmaktadırlar.
Tüm auteur'ler gibi, ustalığı, böylesine bir sahnenin dehşetini, ana karakterine “ne kötü insanlar” bunlar dedirtmeden seyirciye ulaştırmasındadır Gavras’ın da. Yönetmen, odadaki kimyacı subay Kurt Gerstein’in (Ulrich Tukur) “çelişkisini” sinemanın anlatı öğeleriyle kalbimize ve bilincimize kazır. Subay Kurt artık yalnızca organik bağı olduğu Nazilerin değil, elemanı olduğu daha geniş kümenin, insanlığın kötülüğünü düşünmektedir; tabii ki bizimle birlikte.
Zaten bu yüzden hayatının riskini alıp harekete geçen Kurt bir çığlık olur ama savaşta mağlup edilseler de Naziler kazanır. Ama üzülerek bildiririm ki bu ne o zaman için ne de bugün “ya ne kadar kötü insanlar varmış” hikâyesidir. Anlatılan senin hikayen, yani artık hep birlikte, insanlık ailesi olarak bir tık daha kötü olduğumuzdur.
Belki de bu farkındalık, Lizbon depremi üzerine bıkkınlık doğuracak kadar çok laf eden entelektüellerin Auschwitz sonrası suskunluklarının nedenini arayan Neiman’a yardımcı olabilecek “ayrıntıdır”.
İnsanlığın total kötülüğündeki bu aşamayı “Auschwitz’den sonra şiir yazmak barbarlıktır” diyerek tartışmalı da olsa kısmen üstelenen Adorno’yu hâlâ konuşmamızın nedeni de söz konusu ayrıntının yakıcılığıdır.
Öyle ya, o krematoryumların ateşine odun atmasak da, gaz odalarına insanları iteklemesek de, artık birbirimizin gözlerine, ne kadar kötü olabileceğimizi kanıtlamış yaratıklar olarak bakıyoruzdur. Bir çocuğun başını okşarken de, sevgilimizin elini tutarken de, sokaktaki köpeğe su verirken de…
Kötülük literatürümüz, yalnızca üniformalıların öldürülmesi için alternatifler arayan, hiç olmazsa yaşlı, çocuk, sakat… sivillere dokunulmaması konsensüsüne vardığımız bir önceki çağa göre daha geniştir. Şövalyelik çağı ise zaten unutulmuştur.
Evet, şimdi “cemiyetin çürük elmalarını,” “sağlamların” refahı uğruna yok etme formüllerinin farklı tezahürleri tartışılıyor olsa da yasalara göre suç. Bu dehşeti açıkça sahiplenmek de “ayıp.”
Ne var ki aslında modernizm bataklığı çağdaşlık güzellemeleriyle “ileriye gittikçe” kötülüğümüz Nazilerin ruhuna rahmet okutacak seviyelere vardı.
Yaygın organizasyonların kötülüğünü önceleyip, sınırlandırınca, modernizmin otomatikman bireyi “özgür iyiye” dönüştüreceği kolaycılığı bizi “ihmal” etti. Sonuçta da aslında kötülüğü gündelik ve politik ilişkilerinde üreten bireylere aşkın bir konfor sağlayarak, onun dışsal bir olgu olarak algılanmasına katkı sağladı.
İkinci dünya sonrası entelektüellerin kötülüğün üstlenilmesi konusunda eleştirdiğimiz suskunlukları toplumun geneline yayıldı. En kötüsü ise artık örgütlülük gerektirmeden de aidiyet sağlamayı başaran “modern ideolojiler” sınıf kini gibi motivasyonları realize ederek bireylerin kötülükleri gerekçelendirmelerine yardımcı oldu.
Cehennem hiç bu kadar “başkaları olmamıştı.”
Şimdi, daha çok kötülük bilen ve daha az “üstümüze alınan” kuşaklar olarak, annelerimizden, babalarımızdan daha kötüyüz. Denemesi bedava, buyurun.
Oturun, annenizle ya da dedenizle, hikâyede düğümün, birkaç yumurta kırılması üzerine geliştiği Haneke’nin Funny Games’ini izleyin. İki gencin, bir burjuva ailesini rehin alıp yaptıkları işkencelerin anlatıldığı filmin ardından, dehşeti gerekçelendirmekte sizin mi yoksa onların mı mahir olduğunu gözleyin mesela.
Bir ailenin hayatının iğrenç şekilde kaydırılmasını, dehşeti, filmsel zamanda metin altına gizlenen gerekçeleri (kapitalizmin, yabancılaşmanın sonuçlarını vs.) sıralayarak “anlamlandıracağınıza” eminim. Yaşlı Ebeveyninizin ağzından ise, “Bu aile o çocuklara ne yaptı ki bunca zulmü reva gördüler, anlamıyorum” şeklinde bir cümlenin döküleceğini tahmin etmek zor değil.
İşte o “anlamıyorum” sandığımız gibi entelektüel seviyenin geriliğinin değil, aslında daha az kötü olmanın da bir ifadesi. Ve kuşkusuz insanlığın total kötülüğüne, bizim bilmek yoluyla yaptığımız katkının yanında “iyi.”
Tesellimiz, düne göre daha kötü olan neslimizin, aklımıza hayalimize gelmeyecek kötüleri bilecek ve bizi Funny Games izlerken ebeveynlerimizin durumuna düşürecek “ileriye” göre daha iyi olması.
Tabii bir de artık, iyiliğin, şirinlik muskası olarak sahte bir uyumla yaşamaktan değil, Subay Kurt gibi kimi zaman, günün koşullarında kötü sayılmayı göze almaktan geçtiğini düşünüyor, söylüyor olabilmemiz…
Ama enseyi karartmayın, Kurt’a bakın. O güne değin görmediği bir kötülüğe o odada şahit olan Kurt kuşkusuz eskisine göre daha kötüdür. Ama bu farkındalığını, aşkın bir tavırla başkalarını suçlamak yerine, ortak olduğu kötülükle yüzleşmeye kanalize eder.Çünkü eskilerin dediği gibi bilmek aynı zamanda sorumluluk da yükler.
Ama yine de o son filmi “izleyemeyeydiniz” iyiydi.

Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019