M.Latif YILDIZ
Değerli okuyucularım bu senede Ramazan Emre ve Mukaddes Köseoğlu’nun özverili gayretleri ile Diyarbakır Öğretmen Okulunun hayatta kalan mezunları 14-17 Mayıs tarihleri arasında Mersin Suphi Öner Öğretmenevinde 30. Buluşmayı gerçekleştirdik.
Her görüş, düşünce, ırk ve inançtan hoşgörü ve karşılıklı saygı içselleştiren öğretmen neslinin son temsilcilerinin buluşması bu sene biraz buruk geçti. Bizleri mükemmel birer eğitimci olarak ilkokullar için hazırlayan eğitim kurumumuz adına söylenecek, yazılacak, yazılmış çok şey var. O yüzden bu derin konuyu geçerek her sene yaptığım gibi sizleri fazla yormadan yaşadıklarımı, gördüklerim, izlenimlerimi ve yorumlarımı sizler ile paylaşacağım.
Okulumuzun tarihi geçmişi hakkında çok kişi bilmediği için kısa bir özet vererek yazıma başlamak istiyorum. 1930 yılında kapatılan Diyarbakır'daki Darülmuallimin-i Sıbyan mektebi 4 Aralık 1949'da Diyarbakır Erkek İlk öğretmen Okulu adını alarak Dağkapı Semtinde açılmış. 36 yıl ülkeye hizmet veren bu güzide okul çağın gereklerine göre yenilenip donatılacağına 1975 yılında tıpkı Köy Enstitüleri gibi kapatıldı. Bugünkü Gaffar Okkan Anadolu Lisesi olarak eğitim-öğretime devam eden okul, eğitim hayatını ortaokula dayalı üç yıllık öğrenim süreli olarak devam etmektedir. Okulumuz 2022 yılında 73 yılı geride bıraksa bile fiziki yapısı değişmemiş. Sınıflarımız hala sınıf, Müdür odası, Öğretmenler odası da hala aynı işlevini sürdürüyor. Bir tek yatakhanemiz sınıflara dönüştürülmüş. Spor sahamız, okul bahçemiz, kamelyamız, Diyarbakır surlarına bakan duvarımız bile aynen duruyor. Yazımın 2. Paragrafında buluşma “buruk” geçti dedim. Sebepler çok amma öne çıkan belli başlı sebepleri sıralayarak açıklayayım:
Birincisi Okulun kuruluşundan kapanışına kadar geçen 73 yıllık süreyi, okula başlama yaşımızı 15 olarak alırsak ( ki ben 14 yaşında başladığım için 17 yaşımda mezun olduğumdan Devlet Memuru olamadım. O bir seneyi dışarda geçirince Gazetecilik mesleği ile tanıştım.) ilk mezunun bu gün 98 yaşında olması gerekiyor. 1975 yılında mezun olanların da en genci bu gün 62 yaşındadır. Bu buluşmayı 1969 yılı mezunları adına Ramazan Bey ve Mukaddes Hanım başlattılar. Sonraki yıllar 1968 ve diğer yıllarda mezun olanlar da çağrılınca ortalama yaş 70 - 75’lerde. 4 yıla yaklaşan Covit salgını yüzünden bir araya gelemedik. Tabii bu arada bir hayli arkadaşımızı ve öğretmenimizi hastalık ve yaşlılık nedeni ile yetirdik. Bu yüzden katılım geçmiş yıllara oranla az olunca “buruk” bir buluşma oldu dedim.
Yeri değişmez ise ve tanrı kısmet ederse gelecek yıl 31. Yıl buluşmasını tarihi şehir Van kentinde gerçekleştirme kararını aldık. Şimdiden Mersin’e gelemeyen arkadaşlarımızın salgın ve yaşlılık psikolojisini üzerlerinden atarak geçmiş yıllar gibi çocukları ve torunları ile Van toplantısına katılarak zamana ve yaşlılığa meydan okumalarını sağlık veririm. Tıpkı bu sene iki dizimin dayanılmaz ağrısına rağmen programladığımız tarihi yerleri, mağaraları ağır aksak ta olsa arkadaşlar ile gezdiğim gibi. Her şeye rağmen buluşmamız bir harikaydı. İyi ki 30. Mersin buluşması gerçekleşti, iyi ki bir araya geldik.
Bu arada serde gazetecilik var; bir de Öğretmen Okulunun bizlere verdiği özgür düşünce, yorum ve eleştiriler ile bütünleşince yazıma iki konuya değinmeden geçmeyeceğim. Malum yaşadığımız süreç 4. Yılını bulan pandemi, ona paralel olarak öne çıkan ekonomi ve özellikle biz emekli öğretmenleri dikkate almayan iktidarın maaş zammı yüzünden ekonomik alanda yaşadığım iki konuya dikkat çekerek yazıma son vereceğim.
Mersin Suphi Öner Öğretmen evinde 3 gece konakladık. Gecelik konaklama ve sabah kahvaltısı için kişi başı 225 TL tutunca 3 gün 2 kişi için toplam 1350 TL ödedim. 1. Derece emekli öğretmen ( ki 25 yıl önce emekli olmuş ise) için adı “Öğretmen Evi” olan konaklama yeri için çok para. Bana bu kıyaslamayı neye göre yaptığımı soracak iseniz hemen yazayım.
Adana’da bazı dostlarım ve akrabalarımı ziyaret edecektim. Mersin’den Adana’ya geçmem gerekiyordu. Teknolojiyi iyi bilen oğlum Burak’a annesi ile bana 5 yıldızlı bir otelde yer ayırmasını söyledim. Kısa bir süre sonra bana döndü ve 2 kişi, gecelik konaklama kahvaltı dâhil kişi başı 212 TL deyince; tekrar bak bir yanlışlığın olmasın dedim. Baktı ve “yok” dedi.
Evet, Adana’da 5 yaldızlı Çukurova Sürmeli Otelde 2 kişi gece + kahvaltı 212 TL ye kaldık. Şimdi Öğretmen evlerini yönetenlere basit bir sorum var: Öğretmen evlerinin açılış amacı neydi? Tabii ki serbest piyasa koşullarında öğretmenlerin daha ucuz ve en azında 4 yıldızlı oteller ayarında konaklamasıydı. Ne yazık ki bu seyahatimde yaşayarak gördüm ki özel 5 yıldızlı otelden daha pahalı ve aylar önce rezervasyon yapmaz isen yer yok. Özel otellerde ise Mersin ve Adana’da bir gün önce de ararsan yer var. Kimse bana orada deniz var, Adamadaki otelde deniz yok demesin. Yağmurlu geçen 3 günde sisli denizi çok az gördüğüm bir görüntü için kendi evimde bu kadar pahalı kalmayı hak etmedim.
Yaşadığım ikinci olay da akaryakıt ile ilgili çarpıklık. Mersin’de litresi 22,270 TL den 720,21 TL ödeme yaptım. Ankara’ya vardığımda litresi 22,19’dan 800,17 TL ödedim. Tarihe not düşmek için yazıyorum. Mersin 80 kuruş Ankara’dan pahalı. Mersin’de Ataş rafinerisi var, Ankara’da yok. Nakliye var ve fakat Ankara daha ucuz.
Tarihe not düşmek için iki konuyu yazdım. Milli Eğitim Bakanlığı ve Enerji Bakanlığı bu iki fiyat uygulamasına ne diyeceklerini merak ediyorum. Öğretmen dostlarıma da yıldızı 3 bile olmayan pahalı öğretmen evleri yerine 5 yaldızlı otel fiyatlarını sorgulayarak, araştırarak rezervasyon yapsınlar. Yılların alışkanlıklarını bir tarafa bırakarak bu ekonomik krizde bizi düşünmeyenlerin yerine kendimizi biz düşünmek zorundayız.
Okul arkadaşlarım, çocukları ve torunlar ile 2023’te Van’da buluşmak umudu ile hoşça kalınız.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.06.2022
23.05.2022
10.04.2022
4.04.2022
4.04.2022