Mümtazer TÜRKÖNE
Tam da hepimizin endişe ile izlediği gidişatın akıbetini konu ediyorum. "Türkiye nereye gidiyor?" sorusunun cevabı, kısılıp kaldığımız diktatörlük arayışının hepimize çok yabancı duran karanlık denkleminde saklı.
Diktatörlüğün, bu ülkenin bütün dinamiklerini ve aktörlerini işleme dahil eden bir matematiği olmalı. Herkesi teslim alıp biat ettirecekse başarabilmeli. Bütün dirençleri kırabilmeli. En önemlisi de ülkenin hiç olmazsa temel ihtiyaçlarını karşılayacak, çarkları döndürecek beceriyi gösterebilmeli. Kısaca makul ve mümkün olmalı. Peki böyle bir matematiği var mı? Bu soruyu "Türkiye'de diktatörlük düzenini işletmek mümkün mü?" diye okuyabilirsiniz.
Mesele, bir tek insanın mizacı veya kişiliği değil; para peşinde koşan bir tüccar gibi siyasetçi hep daha fazla güç ister ve engelle karşılaşmadığı sürece karşısına çıkan hiçbir fırsatı kaçırmaz.
Bir ABD başkanının, bir İngiltere veya Japon başbakanının neden diktatörlük hevesi olmaz da, bizim ülkemizde sınırsız ve kontrolsüz güç arayışı doğal bir iktidar siyasetine dönüşür? Yönetenlerle, yönetilenlerle, aradaki iktidar mekanizmalarıyla, siyasî kültürle, ülkenin sosyal-siyasî ve ekonomik güç merkezleri ile, uluslararası konjonktürle ilgili bütün parametrelerin eksilerinin, artılarının, çarpanlarının ve bölenlerinin nihaî toplamda "diktatörlük" sonucunu hiç olmazsa ihtimal hesapları içine dahil etmesi lâzım. Soruyu tekrar soralım: Mümkün mü?
Ben mümkün olmadığı kanaatindeyim. Soruyu kişiselleştirerek sorup cevabı daha somut verelim. Erdoğan bir diktatör mü? Mümkün olduğu ve eline fırsat geçtiği sürece hükmünü yürütür; ancak Türkiye'nin siyasî matematiği diktatörlüğü hazmedecek kadar soysuz, sağlıksız ve dengesiz değil.
Belki de şöyle ifade etmek lâzım: Türkiye hukukun büyük ölçüde askıya alındığı bir ara dönemden geçiyor. Demokrasinin şeklen işlediği şartlarda, ancak askerî dikta dönemlerinde rastlanacak türden hukuksuzluklara şahit olmamız, bu dönemin kalıcı olamayacağını da gösteriyor. Askerler ara dönemleri en fazla ne kadar uzatabildiler? Alın size, bu ara dönemin süresi hakkında sağlam bir ölçü.
Uzun süreli iktidarın getirdiği alışkanlıkların ve avantajların, devletin rant oluşturma ve dağıtma kapasitesine dayanarak kalıcı bir otokrasiye dönüşme teşebbüsü, 17-25 Aralık soruşturmaları ile akamete uğradı. O günden bugüne bir diktatörlük değil, paçasını kurtarma telaşıyla iktidar seçkinlerinin hukuku eğip bükerek kurtulma çabasını izliyoruz. Hukuksuzluk iki tarafı keskin bir bıçaktır; kendisini ortadan kaldıranların hukukunu da yok eder. Ayrıca hukuk sadece haklıyı haksızdan ayırmayı değil, aynı zamanda öngörülebilir ve güvenilir bir düzen içinde yaşamayı mümkün kılar; bu yüzden orman kanunlarına teslim olacağınız bir hukuksuzluk hali orta ve uzun vadede sürdürülemez. İktidar medyasında bazı kalemlerin "Türk devleti adına" sağa sola yönelttikleri tehditler, bu hukuksuzluğun perişanlığı hakkında fikir vermeli. "Türk devletinin tavrı" diye atılan köşe yazısı başlıklarına aldırmayın. Komitacı özentisi bu cahil cüretinin, marjinal bir terör örgütünün sözcüsü üslubuyla sıraladığı tehditler, hukuk içinden çekilip çıkarıldığı zaman devletin nasıl sıradan bir suç örgütü veya çete gibi takdim edilebildiğini gösteriyor.
Demokrasinin ilacı sandıktır, matematiğini kendisi kurar ve denklemin iki taraflı sağlamasını yapar. Bu matematiğin içinde diktatörlük basit bir parametre olarak bile yer alamaz. Diktatörlüğün matematiğini işletmek imkânsız; sorun muhalefetin kurduğu denklemlerde. Bir kitle partisi her zaman farklı veya zıt çıkarları kendi bünyesinde uzlaştıran geniş bir koalisyondur. AK Parti muhafazakârlardan liberallere kadar uzanan bir yelpaze ile geçmişte bunu başardı, bugün sürdüremiyor. HDP, Türkiye partisi olma iddiasıyla bu koalisyonu genişletmeye çalışıyor. CHP, ulusalcılar ve solcular arasında bu koalisyonu işletemiyor. MHP ise korku duvarları ile çevrili dar bir alana sıkışmış vaziyette, toplumun ve ekonominin farklı kesimlerine ulaşmak için kayda değer bir teşebbüste bulunmuyor. Alın size Erdoğan'ın bir tarafta yer aldığı hayati bir denklem: Sanayi sektörü mü, inşaat sektörü mü dağılan ekonomik dengeyi yeniden kurabilir? İktidarın bozduğu dengeyi karşıda muhalefet kuramazsa diktatörlük değil sadece sistem krizi ortaya çıkar.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.12.2025
7.12.2025
4.12.2025
2.12.2025
1.12.2025
30.11.2025
25.11.2025
25.11.2025
25.11.2025
22.11.2025