Murat BELGE
AKP iktidarı sayesinde hukuk, iyiden iyiye, “yazboz tahtası” haline geldi.
Neydi de, o hale geldi?
Bu soruyla karşılaşınca söylenecek fazla bir şey yok. Evet, her zaman böyleydi. Ama “yaz” ile “boz” arasındaki süre bu kadar kısalmamıştı. Ayrıca, niçin “yaz”ılıp niçin “boz”ulduğu, bu değişimle varılmak istenen hedef bu kadar saydam olmamıştı.
Neden böyledir bu?
Cevabı aslında oldukça basit: Türkiye bir “kanun devleti”, ama bir “hukuk devleti” değil.
“Hukuk devleti” insanlar arasında (“yurttaşlar” arasında desek daha iyi) ilişkileri, ama daha da önemlisi, devletle yurttaşlar arasındaki ilişkileri düzenler. “Genel” olmak zorundadır, buysa “birey”le çelişebilir. Onun için bireylerin görebileceği zararı asgariye indirmek gibi bir amacı vardır. Kamu ile özelin birbirini zedelemesine meydan vermemelidir. Bütün bu “hak koruma” işlerinde ideali arar, oraya ulaşmaya çalışır. “Hukukta değişiklik” olacaksa, nedeni budur. Genel gelişme, hukuka da daha “âdil” olmanın yeni bir imkânını gösteriyorsa, varolan yasalarda buna göre değişikliğe gidilir. Hukukun aracı “yasa”dır. “Yasa”nın amacı ise yurttaşı âdil ve güvenilir bir hukuk düzeni içinde yaşatmaktır.
Demokrasinin ve insan hakları felsefesinin içselleşemediği toplum ve devletlerde, özellikle “ceza hukuku”, devletin birtakım nedenlerle onaylamadığı, suçlu olarak gördüğü kişileri bir biçimde izole etmesinin, etkisizleştirmesinin (bunun derecesi somut duruma, ahlâk ve ideolojiye göre değişir) aracı olarak algılanır. Böyle durumlarda, “hukuk devleti”, belirli resmî anlarda sözü edilen, ama kendisi varolamayan bir nesne, bir “hayal”dir. Devletin kendisi için “kullanışlı” bulduğu “kanunlar” vardır ama hukuk yoktur.
Türkiye Cumhuriyeti bu tip toplumlardan biriydi ve devleti de bu anlayışla kurulmuştu. Bu devletin bir amacı da vardı: Batılılaşma, modernleşme... Adına ne diyecekseniz. Böyle bir toplumda kılık kıyafetin de, takvimin ya da soyadının da “kanunu” vardı. Modernleşmenin kazandırdığı değerlere eriştiğini sanan ve her şeyin doğrusunu bildiğine inanan seçkinler, “cahil halkı” eğitmeye ve medeniyete doğru kanalize etmeye çalışıyorlardı. Sonuç: “Kanun devleti”. İstenen evrensel bir hukuka ulaşmak değil de toplumu bir hedefe doğru gütmek olunca, bu kanunlar da sık sık değişebiliyordu.
Bir süredir sık sık yazdığım gibi bu Jakoben- esinlenmeli tarzdan plebisiter- otoriter bir düzene geçiyoruz; en azından, böyle bir değişim yapmayı amaçlayan bir hükümet iktidarda. Başlangıçtaki tutumlardan bugünkü tutumlara nasıl gelindiğini çok konuştuk, oralara girmeyelim. Ama bu kanun “yazboz”u da, nasıl tuhaf bir tavır değişikliği olduğunun göstergeleri arasında. Üstelik bu yeni durum, belirli bir ideoloji çerçevesinde topluma biçim verme gibi bir amacın yanısıra (bu gene var, ama “Müslüman bir toplum” yaratma biçimini almış), sıkıya gelmiş bir hükümetin kendini koruma reflekslerini de yansıtıyor. Hani vardır ya, “1958 doğumlu, 1.74 boyunda, kızıl saçlı, çilli (adı da Mahmut olan) hukuk fakültesi mezunları Ağır Ceza Hâkimi olamaz” tarzında yasa çıkarmak... Yeni hukuk felsefemiz bu.
Fethullahçılar müttefikimiz; düşmanlarımızın telefonlarını dinlesinler! Eyvah, ittifak bozuldu, üstelik bizim telefonlarımızı da dinlemişler! Çıkar bir yasa, telefon dinlemek imkânsızlaşsın! Fethullahçı falan bırakmayacağız, yaşatmayacağız! Değiştir yasayı, telefon dinlemek kolaylaşsın ki dinleyelim!
Böyle yürüyen bir “hukuk”.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025