Osman CAN
Anayasa Mahkemesi’nin verdiği ihlal kararının neticesinde Balyoz Davası’yla ilgili yeniden yargılama süreci başladı.
Olağan durumlarda AYM’nin verdiği kararın davanın sonucunu belirlediğini söylemek her zaman mümkün olmayabilir. Ancak burada durum farklı gözüküyor.
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Balyoz davası ile ilgili karar gerekçesine bakalım;
“Anayasa’daki hakların etkili bir biçimde korunması için, davaya bakan mahkemelerin Anayasa’nın 36. maddesine göre “tarafların dayanaklarını, iddialarını ve delillerini etkili bir biçimde inceleme görevi” vardır. AİHM içtihatlarına göre bir mahkemenin davaya yaklaşımı, başvurucuların iddialarına yanıt vermekten ve başvurucuların temel şikayetlerini incelemekten kaçınmalarına neden olması halinde Sözleşme’nin 6. maddesi davanın düzgün bir biçimde incelenmesi hakkı bakımından ihlal edilmiş olur.”
AYM kararların gerekçeli oluşunu adil yargılama hakkının kapsamının belirlenmesi için önemli görmektedir. Elbette bu kriter, AYM için de geçerlidir. Mahkemenin bu konuda çok özenli olmadığı bilinmektedir.
Yine Anayasa Mahkemesi doğru bir tespit ile delillerin değerlendirilmesinde açıkça keyfilik söz konusu olmadığı sürece derece mahkemelerinin geniş takdir hakkına sahip olduğunu not etmektedir. Ancak davada ileri sunulan iddia ve savunmaların davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte bulunması durumunda, bu hususlara mahkemenin yeterli gerekçe ile karşılık vermiş olmasını şart koşmaktadır.
Bu çok önemli, çünkü kişiler suçlandıkları ve cezalandırıldıkları zaman, gerçekte bunu hangi eylemleriyle hak ettiklerini bilmeleri, hukuk düzenine güven ve bireysel özgürlüklerin korunması açısından da önemli.
Anayasa Mahkemesi bu gereksinimleri karşılamayan bir mahkeme kararının adil yargılama hakkını ihlal edeceğini tespit etmektedir.
Anayasa Mahkemesi Eskişehir’de ele geçirilen flash disk ile Gölcük Donanma Komutanlığı’nda CD’ler ile ilgili olarak,“savunmaların dayanağını oluşturan ve dijital verilerin güvenilirliğine ilişkin ciddi kuşkular uyanmasına neden olan bilirkişi raporları ve uzman mütalaaları gözetildiğinde, önemli ölçüde, dijital veri ve içeriklerine dayanan İlk Derece Mahkemesi’nce verilen kararın gerekçesi, adalet gereksinimini giderecek ölçü ve nitelikte, yeterli ve makul olarak değerlendirilemez” diyerek “gerekçeli karar hakkı” ve dolayısıyla silahların eşitliği hakkının ihlal edildiğine hükmetmiştir.
AYM ayrıca davanın Genelkurmay ve Kara Kuvvetler Komutanlığınca darbe teşebbüsünden haberdar olunduğu kabulünden hareket etmesi nedeniyle her iki komutanın dinlenmesi davanın esasına etkili olduğunu belirtmiştir. Mahkemeye göre bu iki komutanın dinlenmesi tanıklıktan öte “kanıt” mahiyetindedir.
AYM’nin ifadesiyle “Belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri değerlendirme ve gösterilmek istenen delilin davayla ilgili olup olmadığına karar verme yetkisi kural olarak yargılamayı yürüten mahkemeye ait olmakla birlikte, somut olayda yargılama konusu suç, sanıkların durumu, isnat edilen suçun işleniş biçimi, suç eylemleri, tanıkların konumu ve diğer delillerin niteliği dikkate alındığında, dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın tanık olarak dinlenmeleri taleplerinin reddi yargılamanın bütünü yönünden adil yargılanma hakkını ihlal eder niteliktedir.”
İhlal kararının niteliğine bakıldığında bu davanın esasının çöktüğünü söylemek mümkündür.
İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bu davada iki komutan dinlendi ve verdikleri ifadeler çok önemli bir “delil”in çöktüğünü gösteriyor.
İkinci olarak da AYM’nin ihlal kararı doğrultusunda söz konusu delillerin bilirkişi incelemesine gönderilmesine karar verilmiş durumda. Bunun sonucunun da değişmesi beklentisi yüksek değil.
Hukuk düzeni alarm verirken, bir yandan da direniyor. Sağlıklı bir hukuk düzeni, kapsamlı bir sistem reformuyla mümkündür.
Yazarlar
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2021
9.01.2021
20.07.2020
12.07.2020
23.06.2020
20.06.2020
20.06.2020
24.04.2019
18.01.2017
1.02.2015