Şahin ALPAY
Yılın başlarında “Amaç nükleer bomba yapabilmek” başlıklı bir yazı yazmıştım. Bu yazıda, AKP hükümetinin kurmaya hazırlandığı nükleer santrallerle amacının sadece elektrik elde etmek değil, nükleer silah yapmak, en azından nükleer silah üretmek için gerekli teknolojiye de sahip olmak, diye yazmıştım.
Bununla ilgili olarak Japonya’nın önde gelen gazetelerinden Asahi Shimbun’un “Japonya’nın Türkiye ile imzaladığı enerji anlaşması, nükleer silahlanma endişesi doğurdu” (7 Ocak 2014) başlıklı haberini aktarmıştım.
Bu haberde Ankara’nın isteği üzerine Sinop’ta yapılacak nükleer santralla ilgili anlaşmaya “Türkiye’nin tüketilmiş nükleer yakıttan uranyum zenginleştirmesi yapmasını ve nükleer silah yapımında kullanılabilen plütonyum elde etmesini öngören bir madde”nin eklendiği belirtiliyordu. Yazımı, “Umarım Japonya parlamentosu bu maddeyi onaylamaz.” temennisiyle bitiriyordum. (Zaman, 14 Ocak 2014) Enerji Bakanı Taner Yıldız yazıma, kendisine çok yakışan bir şekilde, “Bu arkadaş Türk vatandaşı mı?” (Sabah, 17 Ocak 2014) diye tepki göstermişti. Sanki bütün Türkiye yurttaşları hükümet gibi düşünmek zorundaymış gibi!
İç siyasete odaklandığım için, Japonya parlamentosu Diet’in Türkiye ile yapılan çerçeve nükleer anlaşmayı 18 Nisan 2014’te onayladığından maalesef yeni haberim oldu. Söz konusu “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Japonya Hükümeti Arasında Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla Kullanımına Dair İşbirliği Anlaşması” 22 Nisan 2014’te Resmi Gazete’de de yayımlandı. 29 Haziran 2014’te yürürlüğe girecek anlaşmada Türkiye’ye uranyum zenginleştirme ve tüketilmiş nükleer yakıtı yeniden işleyerek plütonyum üretme yetkisi tanıyan herhangi bir madde bulunmuyor. Dışişleri Bakanı Fumio Kishida’nın geçen kasım ayında Diet’in Dış İlişkiler Komitesi’ne yaptığı açıklamada hükümetinin Türkiye’ye bu konuda yetki vermeye niyeti olmadığını belirttiğini de yeni öğrendim.
Nükleer silahlar rejimi konusunda uzman bir Amerikalı, Japonya’da uyanan kaygıları nükleer karşıtlarının aşırı duyarlılığına bağlıyor. Türkiye’nin aşırı iddialı bulduğu nükleer programının karşısındaki ciddi engelleri ise şöyle sıralıyor: Finansman güçlükleri; gerek Akkuyu gerekse Sinop’ta kurulacak santral türlerinin daha önce hiç denenmemiş oluşu; TAEK’in böylesine büyük bir nükleer programı düzenleme kapasitesinin olmayışı ve her iki alanda da deprem riskinin yeterince hesaba katılmadığı. (Jessica Varnum, Atlantic Council, 09.01.2014)
Türkiye’de nükleer enerjiye olumlu bakanlar bile, risklerin en aza indirilmesi için hükümetten bağımsız bir düzenleme kuruluna ihtiyaç olduğunu uzun zamandır vurguluyor. (Bkz. EDAM’ın “Nükleer enerjiye geçişte Türkiye modeli” başlıklı 2012 tarihli raporu.) CHP milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün yakınlarda yaptığı açıklamaya göre, AKP hükümetinin hazırladığı Nükleer Düzenleme Kurulu yasa tasarısı, söz konusu kurulu tümüyle Başbakanlık’a bağlıyor. (Taraf, 30.05.2014) Kurul, Bakanlar Kurulu’na bile sadece Başbakan isterse bilgi verecek. (Besbelli ki Tayyip Erdoğan, artık kendisinden bağımsız hiçbir kurul, kurum istemiyor. Danıştay, HSYK’dan sonra sıranın Merkez Bankası ve Anayasa Mahkemesi’ne geleceği anlaşılmıyor mu?)
EDAM’ın yeni raporu ise, korunması yüzyılları gerektiren ve dünyada hâlâ kesin çözüm bulunamamış olan tüketilmiş yakıtların ne yapılacağı konusu ile ilgili Ankara’nın açıkça bir plan telaffuz etmediğine dikkat çekiyor. (Çiğdem Bilezikçi Pekar, “Türkiye’nin nükleer güç santralleri ve nükleer yakıt döngüsü seçenekleri”, Mayıs 2014) Nükleer enerji belasının işte burasındayız.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları











































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020