Sezin ÖNEY

Sezin ÖNEY
Sezin ÖNEY
Tüm Yazıları
Kadınlar Günü’nün iki ‘şok’ haberi
7.03.2013
3008

 Son yılların en iyi gazetecilik çalışmalarından birini Tuğba Tekerek arkadaşımız yaptı.

Tuğba’nın, “Kadın Süründürme Evi” haberi, Medya Takip Merkezi’nin çalışmasına göre, medyada en çok yer alan kadın olan, “Türkiye’nin en popüler kadını” Aile ve Toplumsal Politikalar BakanıFatma Şahin’i çok düşündürmeli.

Bakan Şahin’in, medya ile iletişimi son derece iyi. Şimdi de, New York’ta kadın gazetecilerle beraber Şahin; Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla.

Türkiye’de kadınları dünya kadar sorun boğar ve şiddet mağduru kadınlar, Tuğba’nın dört dörtlük haberinde aktardığı gibi, müthiş bir eziyet yaşarken, Bakan ve beraberindeki gazetecilerin adresi New York mu olmalıydı bilemiyorum.

Bundan 10 yıl önce, Türkiye’de eğer kurumunuz parasını ödemezse, siyasetçilerle geziye gitmek mümkün olmazdı. Bugünse, masraflarınızı karşılayarak bu tip gezilere gitmeniz mümkün değil.Reuters gibi uluslararası ajanslar, kendi etik standartlarını “korumak için” çareyi, gezi masraflarına denk geldiğini öngördükleri bir meblağı, seçtikleri sivil toplum örgütlerine bağışlamakta bulmuş.

Tuğba’nın yaptığı türde, farklı kimliklere bürünerek araştırma yürüten muhabirlik, özellikle Britanya’da çok sık kullanılıyor. Bunların arasında Mayıs 2012’de kaybettiğimiz Britanyalı gazeteci Mary Beith’in unutulmaz haber örneği gibi çalışmalar da var. Beith, 1974’te, hayvanlar üzerinde deneyler gerçekleştiren bir laboratuarda bir hafta, gazeteci kimliğini gizleyerek çalışmıştı. Beith, köpeklerin, sigaranın sağlık üzerindeki etkilerini denetlemek için, laboratuar ortamında yoğun sigara dumanına maruz bırakıldığını ortaya çıkarmıştı. Beith’in gizlice çektiği fotoğraflar, köpeklerin, Ortaçağ boyunduruklarını andıran biçimde zincirlenerek, saatlerce sigara dumanına boğulduğunu ortaya koyuyordu. Beith, yaşlıların huzurevlerinde nasıl kötü muamele gördüğünü belgeleyen çalışmaları için de, hemşire kılığına girmişti.

 


Vicdanların dikeni gazeteciler

Kimliğini gizleyerek haber yapan gazetecilerin en ilginç örneklerinden biri, Ganalı Anas Aremeyaw Anas.

Anas’ın siması nasıl bilemiyoruz. Çünkü yüzünü gizliyor. Anas, akıl hastası, imam, taksi sürücüsü, fırıncı, polis gibi farklı kılıklara girip, haberi için belge topluyor. Genelev patronu, Çin mafyasının pazarladığı kadınların müşterisi veya kaçak altın peşindeki işadamı rolünde, ülkesinde ve Afrika genelindeki yolsuzlukları, usulsüzlükleri ortaya çıkaran haberler yapıyor. Gana’daki bir akıl hastanesinde, kendisinin gizli kimliğiyle aralarında yer aldığı hastalara her türlü uyuşturucunun nasıl verildiğini belgeleyen haberini yaparken, az kalsın hayatını kaybediyordu. Hastanede, ölülerin nasıl ortada bırakıldığını, çöpten yemek zorunda kaldıklarını belgeleyen haber yayımlandıktan sonra, Gana’nın Anayasa Mahkemesi Başkanı ve Devlet Başkanı Yardımcısı’nın da aralarında bulunduğu “devlet erkânı”, Anas’a tebriklerini ileten mektuplar yazıp, mesajlar yolladı.

Kimliğini gizleyerek haber yapan gazeteciler deyince, Ganz unten (En Alttakiler) kitabının yazarıGünther Wallraff’ı anmadan olmaz. Bir Türk işçi kılığında, Alman işverenler ve devlet tarafından maruz bırakıldığı kötü muameleyi belgeleyen Wallraf’ın bu kitabını, daha çocuk yaştayken nasıl bir heyecanla okuduğumu anımsıyorum.

Tuğba, araştırmacı gazetecilik örneği verdi. Milliyet ise, sızdırma haberle yapılan gazeteciliğin örneğini. Milliyet’in yaptığını eleştirenler, 2012’de Pulitzer Ödülü alan Associated Press muhabirleriMatt ApuzzoAdam GoldmanChris Hawley ve Eileen Sullivan’ın haberinin esas kaynağının bir sızdırma belgeye dayandığını da hatırlarına getirmeli.

Bu gazeteciler, 11 Eylül sonrası, New York Polisi’nin CIA ile işbirliğiyle, tüm azınlıkları ancak özellikle de, Müslümanları nasıl fişlediğini, camilere giden herkesi nasıl takip ettiğini ortaya çıkarmıştı. EğerMilliyet’i eleştireceksek, o zaman, Pulitzer Ödülü’nün bu habere verilmesine de karşı çıkalım; ahlaki bütünlük için.

 


Şok haber!: VAKAD’a kapatma davası

Van Cumhuriyet Başsavcılığı, aralarında, Türkiye’nin kadın hakları üzerine çalışan en başarılı derneklerinden olan Van Kadın Derneği’nin (VAKAD) de aralarında bulunduğu 10 sivil toplum kuruluşu için kapatma davası açtı. VAKAD, iddianameye göre, deprem sonrası, “halkın sempatisini kazanarak ‘örgüte’ güveni arttırmaya” çalışmış. Gizli tanık ifadelerinde, VAKAD’a yönelik bir suçlama, delil yok; ancak, tam da Kadınlar Günü arifesinde, VAKAD yalnızlaştırılıp, karalanmaya ve böylelikle yok edilmeye çalışıyor. Çünkü VAKAD, bağımsız bir dernek; türünün ender örneklerinden. O zaman da, katli vacip oluyor; tıpkı Türkiye’de bağımsızlığa cesaret eden herşey ve herkes gibi.


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar