Taha Akyol
CHP’nin cumhurbaşkanlığı adaylığını erken gündeme getirmesi yanlıştı. CHP açısından çözümü zaten zor olan adaylık sorunu erken sahnelendi.
Bunu geçen hafta Karar TV’de Gülay Erdemli ile yaptığımız “Neden Nasıl” programında da söylemiştim.
Muhalefetin seçimleri öne alma gücü yok. İktidar seçimleri Meclis’te DEM oylarıyla öne alabilir, onun da tarihi 2027’nin sonbaharıdır.
Öcalan’la iktidarın temaslarından varılacak sonuçlardan biri, DEM’in Erdoğan’a adaylık yolunu açmasıdır. Öcalan’ın da seçimlerde Erdoğan’ı desteklemesi kimseyi şaşırtmamalıdır.
Bu sebeple seçime iki yıl varken, CHP’nin, olmayacak bir erken seçim gerekçesiyle kendi içindeki “aday” meselesini böylesine erken ateşlemesini yanlış buluyorum.
Parti içinde yapılacak bir ön seçimin sonucu belliydi, Yavaş’ın kabul etmeyeceğini tahmin etmek de kehanet sayılamazdı.
Muhtemelen CHP tarafının iki adayı olacak, seçimlerde hangisi geride kalırsa öne geçeni destekleyecek… Şimdilik gözüken bu.
‘ŞAİBE’ İNCELEMESİ
İktidar, devlet yetkilerini kullanarak muhalefeti bastırmak, yıpratmak istiyor. Son örnek CHP hakkında başlatılan “şaibe” incelemesi…
Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP kurultayının şaibeli olduğunu iddia etmişti.
Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın bu sözlerini referans almış ve CHP yönetiminin cevap vermemesini “sükût ikrardan gelir” diyerek Erdoğan’ın sözlerini bir bakıma teyid etmişti.
Bursa savcılığına bu yönde yapılan bir ihbar, yetki sebebiyle dosya Ankara Savcılığında…
Böyle bir davranışın Kılıçdaroğlu’na yakışmadığını belirtmeliyim. Parti içi sorunların üzerinde kalmalı, herkesin saygısını toplamalıydı.
Şimdi CHP, kurultayında “parayla oy kullandırıldığı” iddiasıyla inceleme altında!
İktidar CHP’li Belediyeleri de SSK borçları sebebiyle “silkeliyor.”
Cumhurbaşkanı “Avrupa’da raflar boş” dediği gibi şimdi de “İstanbul çöküyor” diyor..
Cumhurbaşkanı’nın emrindeki Devlet Denetleme Kurulu’na verilen ve dünyada emsali olmayan yetkilerin nasıl kullanıldığını da önümüzdeki iki sene içinde göreceğiz.
YARGI ELİYLE
Bir hukukçu olarak benim en çok hassasiyetimi çeken husus, tabii yargının siyasi araç gibi kullanılmasıdır. İktidar 14 Haziran 2014’te Türk Ceza Kanunu’nun 277. Maddesini değiştirerek “soruşturma aşamasında” savcılara, hakimlere, bilirkişilere “emir ve talimat” vermeyi suç olmaktan çıkarmıştı. Bu, bir icraatın hukuki zemininin hazırlanmasıydı… Hâlâ da yürüklükte.
Ekrem İmamoğlu hakkında 17 yıl hapis istenen soruşturma ve davlarda ciddi delil yoktur, siyasi niteliktedir.
Son bir örnek, Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ’ın tutuklanmasıdır. Özdağ Cumhurbaşkanı’na hakaretten gözaltına alındı, terör suçlusu gibi yakalanıp İstanbul’a getirildi. Böyle bir suçun tutturulamayacağı görülünce 2020’de, 2022’de, 2023’te ve bir tanesi de 2024’teki mesajları gerekçe gösterilerek tutuklandı! Zamanında suç olmayan mesajları şimdi suç sayılıvermişti! Soruşturmayı da coğrafi olarak yetkisiz İstanbul Savcısı yürütüyor.
‘PEMBE MEDYA’
Böyle bir siyasi yönelişte, hiç iktidar medyayı ihmal eder mi?! Zaten medyanın hali ortada…
Başta Suat Toktaş olmak üzere gazetecilere yönelik gözaltı ve tutuklamaların birdenbire artıvermesi siyasi kampanyanın medyadaki uygulamasıdır.
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in “birçok alanda başarılı çalışmalar ortadayken, karamsarlık aşılayan 'yandık', 'bittik', 'mahvolduk' haberciliğine” yaptırım uygulayacaklarını açıklaması da aynı siyasi kampanyanın bir unsuru.
Demokrasilerde medya, “tarafsız” değil, “çoğulcu” olmak zorundadır. Kamu kuruluşu TRT tarafsız olmak zorundadır, ama iktidar partisin yayın şubesi halinde çalışıyor.
AİHM ve bizim AYM içtihatlarında fikir ve ifade hürriyetinin tanımı şöyledir:
“Sadece toplumun ve devletin olumlu, doğru ya da zararsız gördüğü haber ve düşüncelerin değil, devletin veya halkın bir bölümünün olumsuz ya da yanlış bulduğu, onları rahatsız eden haber ve düşüncelerin de serbestçe ifade edilebilmesi ve bireylerin bu ifadeler nedeniyle herhangi bir yaptırıma tabi tutulmayacağından emin olmaları gerekir.” (B. No. 2014/3986, Paragraf 35)
Bunun gerisi bir rejimin adı “istibdat” olur.
İktidarın 2028 seçimleri için şimdiden muhalefete ve medyaya başlattığı baskı, demokrasimiz için endişe vericidir. Daha kaçıncı sıraya düşeceğiz ki?...
Yazarlar
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.09.2025
24.09.2025
23.09.2025
21.09.2025
19.09.2025
17.09.2025
16.09.2025
14.09.2025
12.09.2025
10.09.2025