Taha Akyol
İktidarın MHP ile birlikte hazırladığı infaz kanunu Meclis’te görüşülüyor. Sanırım bir iki günde Meclis’ten geçirilecek.
Evet, geçirilecek diyorum...
Sağlıklı demokrasilerde parlamentolar müzakere ve uzlaşma yoluyla Meclis’teki çoğunluğun da ortak aklı aradığı yasama kurumlarıdır. Bizde ise “parti disiplini” Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni bir onay makamı haline getirdi.
Anayasa hukuku tarihimizin büyük isimlerinden merhum Babanzade İsmail Hakkı Bey, yüz yıl önce İttihatçıların Meclis-i Mebusan’a bakışını eleştirerek “Kanun makinesi” başlığıyla bir makale yazmıştı. (Tanin, 8 Mayıs 1909)
Kaç arpa boyu mesafe almışız?
BİLİMSEL RAPOR
Muhalefetin eleştirilerini de ‘siyasi’ amaçlı görebilirsiniz … Ben Ceza Hukukumuzun önde gelen isimlerinden üç profesörün hazırladığı tamamen akademik nitelikte 15 sayfalık rapordan bahsedeceğim. Prof. Dr. İzzet Özgenç, Prof. Dr. Adem Sözüer, Prof. Dr. Mahmut Koca...
Rapordan bir cümle:
“İnsan ticareti, göçmen kaçakçılığı, neticesi sebebiyle ağırlaşan yaralama, kasten yaralama sonucu ölüme neden olma, yağma (gasp), hırsızlık, rüşvet, zimmet, irtikap vb. gibi oldukça ağır cezaları gerektiren suçlardan mahkum olanlar, mahkum oldukları cezanın yarısını infaz kurumunda çekecek...” Yarısını yatmadan şartlı tahliye edilecek...
Ama mesela, “bir kimsenin kişisel verilerini kaydeden yahut başkasıyla yaptığı telefon konuşmasının içeriğini diğerinin rızası olmaksızın ifşa eden kişiler mahkum oldukları cezanın üçte ikisini infaz kurumunda çekecektir.”
Hukukta “ölçülülük” diye temel bir kural var değil mi?
AYM “ölçülük” ilkesine uymayan cezalandırmaları hak ihlal saymakta, düzenlemeleri iptal etmektedir. (K: 2015/109, paragraf: 89)
Rapor, suçluları “sosyalleştirme” yani topluma kazanma gibi asli bir amacın bile gözetilmediğini yazıyor! Amaç, 300 bin kişinin tıkış tıkış yattığı çeşitli tür hapishanelerden 90 bin kişiyi tahliye ederek biz yer açmaktan ibaret!
ÖRGÜT VE ÜYE
Türkiye’de “örgüt üyesi” ve “örgüt üyesi olmadan propaganda” suçlaması çok yaygındır.
Ceza hukukçusu Prof. İzzet Özgenç, Yargıtay’ın bile “polis raporları”nı delil sayarak mahkumiyetleri onaylamasını sert bir hukuki dille eleştirmektedir. (Suç Örgütleri, 10. Baskı, sf. 109)
Fetö yargısı Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ’u örgüt yönetici diye tutuklamadı mı?!
Kavramı eğip bükünce, sosyal ve mesleki ilişkileri “örgütsel bağ” diye damgalayınca “örgüt” diye ‘gerekçe’ uydurulabiliyor.
Osman Kavala’nın bir türlü bitip tükenmeyen tutuklanması da böyle sözde ‘delil’lere dayanıyor!
Halbuki sosyal ilişkiler değil, örgütün suç oluşturan eylemlerini bilerek onun emirle hareket etmek üyelik suçunu oluşturur.
Yargıtay’a göre, “örgüte sadece sempati duymak, yada örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler, örgüt üyeliği için yeterli değildir.” (16. CD. K. 2017/5155)
Bu hukuki incelik gösterilmeden siyaseten veya hataen verilmiş bir çok mahkumiyet vardır. Hele propaganda suçunda hukuki ölçü tamamen kaybolmuştur.
Bu tutuklama ve mahkumiyetlerin hemen hepsi özünde düşünce açıklama niteliğindedir.
NE YAZIK Kİ...
Bu mahkumiyetler caydırıcı olmadığı gibi Türkiye’nin imajını sarsarak da ülkenin itibarına zarar veriyor.
Bu yüzden dünya hukuk sıralamalarında, AİHM sıralamalarında çok aşağılarda değil miyiz?
Peygamberimiz, “afta hata, cezada hatadan iyidir” diyor. Bu evrensel hukukun da bir ilkesidir.
Örgütle bağlantılı başka eylemi olmamak şartıyla üyelik ve propaganda suçlarında bir miktar infaz indirimi yapılaydı, bunlar tekrar suç işlerce fazlasıyla cezaya çarptırılacaktı. Böyle bir caydırıcılık da olacaktı.
Maalesef üzerinde iyi çalışılmadan, bilimsel görüşlere itibar etmeden cezaevlerinde biraz yer açma telaşıyla iç tutarlığı olmayan bir infaz yasa teklifi “kanun makinesi”nden geçmek üzere...
Bahsettiğim bilimsel raporda, AYM’den dönebileceği de belirtilerek şöyle deniliyor:
“Teklif ne yazık ki, infaz sorunlarını kalıcı şekilde çözmek yerine, son derece sınırlı bir rahatlama sağlayan geçici çözümlere odaklanmış durumdadır. Bu tür geçici çözümlerin önümüzdeki üç yıl içerisinde bizi yeniden infaz sorunlarını tartışmaya götüreceğini bugünden tahmin etmek zor değildir.”
Niye düzgün ve adil bir infaz yasası yapmadık?..
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları







































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
10.12.2025