Uğur Gürses
Korona virüs-19 krizi patlak verdiğinden bu yana Merkez Bankası rezervleri yaklaşık 20 milyar dolar düştü. Şimdi, “ABD Merkez Bankası Fed’den swap imkânı sağlanabilir mi?” sorusu gündemde.
Korona günlerinde hem kur zıpladı hem de rezervler hızla eridi. Ankara hala kuru tutmak için rezerv eritiyor. Salgın nedeniyle hem ihracatta hem de turizmde hatırı sayılır bir gelir kaybımız olacak. Ama borç servisi de bizi bekliyor olacak.
Bilanço makyajı amaçlı Katar ve Çin Merkez Bankası swapları, ticari bankalarla yapılan swapları ve yurtiçinde park etmiş altın rezervleri düşüldüğünde kullanılabilir rezervler 35 milyar doların altında.
Geçmişte de altını kalınca çizdiğim gibi; Merkez Bankası kaynaklarını kullanma ve yüklü faiz indirimi yapabilmek uğruna rezervleri eritmemek, bunun sonucu olarak da günün birinde rezervleri tartışılır hale getirmemek gerekiyordu. Ne yazık ki “halının altına süpürme” makinesi Ankara’da dur durak bilmedi.
Salgın sonrası yakın dönemde 20 milyar dolarlık rezerv kaybından sonra durumun herhalde farkına varıldı ki; Cumhurbaşkanı Erdoğan 27 Mart’ta telekonferansla katıldığı G20 toplantısında “merkez bankaları arasındaki swap anlaşmalarının G20’nin tüm üyelerini kapsayacak şekilde genişletilmesi gerekiyor” dedi.
19 Nisan günü Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal’ın Anadolu Ajansı’na verdiği mülakattan öğreniyoruz ki; “yeni swap anlaşmaları tesis etmek amaçlı görüşmeler” yapılıyormuş.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump’la yaptığı görüşmelerde de bu konuyu talep etmiş olması muhtemel.
Muhatap çok açık; ABD Merkez Bankası Fed’den swap imkânı istiyor Türkiye.
Bu talebe ilişkin Bloomberg’in 9 Nisan, Reuters’ın da 10 Nisan haberleri henüz yalanlanmadı.
Salgının mali piyasalara etkisinin görülmeye başlandığı hafta Fed 15 Mart günü 5 büyük merkez bankasına swap penceresi açarak işe koyuldu. 19 Mart günü ise ilave olarak 9 merkez bankasına genişletti bu swap kolaylığını.
Merkez bankalarına Fed tarafından swap penceresi açılan ve bugüne dek 400 milyar dolar kullanan 14 ülke şunlar; Avrupa, Britanya, Kanada, Japonya, İsviçre, Avustralya, Danimarka, Norveç, Singapur, Brezilya, Kore, Meksika, Yeni Zelanda, İsveç.
Bu liste, 2008 küresel krizinde swap penceresi açılan ülkeler listesinden farklı değil; aynısı.
Peki Fed Türk Merkez Bankası’na swap penceresi açar mı? Ya da şöyle soralım; 2008’de açmayan Fed şimdi açar mı? Bir ilave soru da Fed’in hangi kriterleri kullandığıdır.
2008’de Fed önce gelişmiş ülkelerin merkez bankalarına sınırlı miktarla başlayıp devamında swap limitini “sınırsız” hale getirirken, Brezilya, Kore, Meksika ve Singapur’a 30’ar milyar dolarlık swap imkânı tanımıştı. Bunu da onayla kullanabileceklerdi.
Fed hiçbir zaman swap imkanına dahil olan merkez bankalarına dair temel kriterleri açıklamadı. Ancak, Brezilya, Kore, Meksika ve Singapur gibi 4 gelişen ülke merkez bankalarına swap imkânı tanıdığı Ekim 2008’deki Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında konuşulan-tartışılan başlıklar tutanaklarda yer alıyordu. Bu da bize kriterlerin neler olduğunu söylüyor.
Ayrıca, daha sonra Fed’e doğrudan ya da diplomatik yollarla ABD yönetimine başvuran, swap imkânı talep eden gelişen ülkelerin de refüze edildiği çeşitli kaynaklarda yer alıyor.
Kriterler neler?
Birincisi, swap imkânı tanınacak her bir ülkenin belirgin ekonomik ve finansal ağırlığı olması gerektiği, bu ekonomilerdeki finansal kırılganlıkların giderek ortaya çıkan finansal baskıyla yoğunlaşması ve ABD ekonomisine ya da küresel ekonomiye yayılmasını tetikleme olasılığı başta geliyor. Bu konuda 700 milyar dolara yakın ticaret hacmi olan Meksika-ABD ilişkisine atıflar çok.
İkincisi, swap imkânı tanınacak ülkelerin o güne kadar genellikle, düşük enflasyon, ödemeler dengesinde ölçülü bir cari denge ve kamusal bütçede mali dengeye dayanan ihtiyatlı politikalar izlediğine işaret ediliyor. Bu yüzden, bu ülkelerdeki baskının, küresel krizle gelişmiş ülkelerden gelen risk iştahında azalış, küresel yatırımcılardan gelen hızlı bilanço-borç küçültme etkisi ve dolar likidite azalışı gibi etkilerin yansıması tehlikesi önemli bir neden olarak görülüyor.
Üçüncüsü, Fed’in açacağı bu swap imkanının, bu ülkelerin karşılaştığı ekonomik ve finansal baskıları etkisiz hale getirmeye yardımı olacağı konusunda güçlü bir neden olmalı.
2008’de Endonezya, Hindistan, Güney Afrika, Türkiye, Şili, Peru gibi ülkelerden bazıları resmi ya da gayri resmi kanallardan başvurarak, Fed’den swap imkânı açılmasını istemişler. Bu konuyu 2014’de Radikal’deki köşemde yazmıştım. Yazı için konuştuğum dönemin Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz Türkiye’ye swap imkânı sağlanması için kesinlikle başvurulmadığını söylemişti. 2008 krizi üzerine 2014 yılında “Dolar Tuzağı” adlı kitabın yazarı iktisatçı Eswar Prasad’a sormuştum; “kitabımda Endonezya, Şili, Peru ve Dominik Cumhuriyeti’nin başvurduğunu ama FED tarafından reddedildiklerini yazdım. 2012’de de Hindistan başvurdu ve reddedildi. Bu çerçevede, Türkiye’nin olduğuna dair bir bilgim yok” demişti.
Özetle 2008’de resmi ya da gayri resmi olarak Türkiye başvurmamıştı.
Fed tutanaklarında seçilen 4 ülke dışındakilerin başvuru yapmasının istenmediği açık biçimde konuşulmuştu. Daha önemlisi, talep edecek olanlara IMF’yi adres gösterme eğilimi vardı.
Fed’in amacı ne?
Fed web sitesinde “sıkça sorulan sorular” penceresi açarak swap konusuna açıklık getirmiş. Fed dolar likiditesi sağladığı swap imkanının amacını özetle şöyle açıklıyor: Dolar likidite swapı ile dışarıdan kaynaklanan finansal stresten dolayı Amerikan piyasalarında ortaya çıkan risk azaltma hareketinin, yani mali varlık satışlarının ABD’li hane halkı ve işletmelerine kredi akışının olumsuz etkilerinin azaltılması için, akışın devam ettirilmesini sağlamak için yapılıyor. Fed yabancı merkez bankalarına swap kanalı ile dolar likiditesi sağlıyor. O merkez bankaları da kendi piyasalarına dolar enjeksiyonu yaparak, Amerikan tahvil ve hisse senetlerine, likidite sağlama amaçlı gelebilecek satışları yavaşlatıyor, dolar kredi kanalının dışarıda da açık kalmasını sağlıyor.
Fed ayrıca, bu kanaldan verilen likidite ile o ülkelerin ekonomik koşullarının da desteklendiğini, bunun da dolaylı olarak ABD ekonomisine yarar sağladığını düşünüyor.
Türkiye’nin durumu
Fed’in yabancı ülke merkez bankalarına swap imkânı sağlama kriterleri ve bu pencereyi açmaktan beklediği yararlar dikkate alınırsa Türkiye’nin bu pencereye oldukça uzak kaldığını söyleyebiliyoruz.
- Salgın nedeniyle Merkez Bankası’nın ihtiyaç duyduğu dolar likiditesi için piyasaya çıkıp ABD tahvili satması üç-beş yıl öncesine göre hiç olası değil. Çünkü Merkez Bankası 2017’den itibaren iki şey yaptı; birincisi döviz rezervleri içindeki ABD Merkez Bankası Fed’in menkul değer saklama hesaplarında duran 60 milyar dolara yakın ABD tahvili neredeyse sıfırlandı. ABD için dolar kredi akışına risk oluşturmuyor. Örneğin swap imkânı sağlanan Brezilya, tuttuğu 300 milyar dolarlık ABD tahvili ile 4. sırada yer alıyor.
- Türkiye G-20 içinde milli gelir ve dış ticaret açısından büyük bir ülke. Ancak son 5 yılda Fed’in teknik düzeyde saydığı ikinci kriter olan, “düşük enflasyon”, “ödemeler dengesinde ölçülü bir cari denge” ve “kamusal bütçede mali dengeye” dayanan ihtiyatlı politikalar izlediğine dair görünüm sergilemedi.
- Her ne kadar politik kriterlerin adı anılmasa da tutanaklarda Fed’in ABD Hazinesi ve Dışişleri ile dirsek temasında olduğu ve uygulanan dış politika çerçevesine zımnen uyduğu söylenebilir. 2018’de Brunson krizi ve sonrasında Rusya’dan S-400 alımı nedeniyle hakkında yaptırım yasa tasarıları Kongre’de bekleyen ülkeye, hele ki para vermesi istenen bir merkez bankası fazlasıyla dikkat eder.
- Ekonomisinin kötü yönetildiğini, yapısal sorunların siyasi krizle tetiklendiği ve bunun da “yabancıların komplosu” olarak sunulduğu ülkenin tam tersi yola girip “bize ekonomik savaş ilan eden ülke”den swap imkânı talep etmesi tablosuyla, Fed’in bastığı parayı swap imkânı ile takas etmesi beklenebilir mi?
- Şöyle de tuhaf bir durum var; bankalarına, swap piyasasında yabancı banka ve kurumlara TL sağlanmasını bizatihi yasaklayan Türkiye, böylelikle fiilen Amerikan banka ve şirketlerine swap yoluyla TL borçlanmalarını yasaklarken, Amerikan Merkez Bankası’ndan swapla dolar almak istemesi kara mizah olmuyor mu?
- Ankara tüm bunların ötesinde; acaba “Fed’den swap imkânı” haberleri ile TL’nin değer kaybını önlemeye mi çalışıyor?
Uğur Gürses
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.12.2022
18.07.2022
18.02.2022
13.02.2022
29.01.2022
24.01.2022
17.01.2022
10.01.2022
4.01.2022
2.01.2022