Vahap COŞKUN
Bugün HDP’nin taşıyıcılığını yaptığı siyasi geleneğin partileri, 2007-2015 arası dönemde yapılan genel seçimlere bağımsız adaylar göstererek girdiler. % 10 seçim barajından mütevellit bu mecburiyet hem birçok zorluklar barındırıyordu hem de gayri-adil neticelere yol açıyordu. Zira, ince hesaplar yaparak tabanı birden fazla adaya yönlendirmek, diğer partilerinkinden çok daha yoğun bir çabayı gerektiriyordu. Keza, bağımsız aday formülü aldığı oy nispetinde milletvekili kazanmasını sağlamadığından partinin gücünü de sınırlıyordu.
7 Haziran 2015 seçimlerine gidilirken HDP radikal bir adım attı ve seçime parti kimliğiyle girmeye karar verdi. Elbette bu kararda, 2014’te yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde Selahattin Demirtaş’ın % 10’a yakın oy almasının payı vardı. Lakin asıl sebep, 2013-2015 çözüm sürecinde oluşan elverişli iklimdi. Siyasi dalgayı arkasına alan HDP, sandıktan % 13.1 gibi büyük bir oy oranı ve 80 milletvekili ile çıktı.
“Emanet oy”
HDP’nin parlak zaferi üzerine o günlerde bir “emanet oy” muhabbeti başladı. Buna göre, aslında HDP’li olmayan ama sırf baraj geçilsin diye HDP’ye oy veren emanetçi bir kesim vardı. HDP, CHP tabanından ve sol-seküler kesimlerden gelen bu oy sayesinde barajı geçmiş ve parlamentonun en büyük üçüncü partisi haline gelmişti. Dolayısıyla bundan sonra siyasi yol haritasını belirlerken HDP’nin bu kesimin hassasiyetlerini göz önünde bulundurması gerekirdi.
Gerçi sandık bazında yapılan tahliller aksini gösteriyordu; HDP’ye bu nitelikte verilmiş bir ödünç oy yoktu. Buna rağmen “emanet oy” söylemi giderek parlatılıyor ve neredeyse HDP’nin üzerinde Demokles’in kılıcı gibi sallandırılıyordu. Gaye belliydi; hayali bir oy verme davranışına yaslanarak HDP’yi bazı kesimlere borçlu çıkarmak ve bu yolla partinin politik tercihlerine tesir etmek.
Oysa oylar HDP’nin kendi oyuydu. Seçmen sosyolojisinde değişme bağlı olarak HDP, % 10’luk bir tabana dayanan bir partiye dönüşmüştü. Nitekim 1 Kasım 2015 (% 10.7) ve 24 Haziran 2018 (% 11.7) seçimlerinden alınan oylar da bunu teyit ediyordu.
“% 15 alamazsak kendimizi başarısız sayarız”
Şimdi Türkiye’de seçim ateşi yine yavaştan harlanıyor. Muhalefet sorunların artmasından bahisle erken seçim talep ediyor. İktidar ise kararlı bir şeklide seçimlerin vaktinde yapılacağını belirtiyor. Ama öyle ya da böyle herkes seçimi konuşuyor. İster vaktinde ister erken yapılacak olan bir seçimde her bir partinin her bir oyu çok değerli, buna şüphe yok. Bununla birlikte gözler en çok HDP’ye çevrili. Cevabı aranan iki soru var:
1. Parlamento seçimlerinde HDP ne kadar oy alır? HDP bir baraj sorunu yaşayabilir mi?
HDP’nin bir baraj sorunun olmadığı noktasında bir mutabakat var. Hemen bütün kamuoyu araştırmaları HDP’yi % 10’un üzerinde gösteriyor. Parti baraja takılmayacak ama nereye varacak? % 10-12 bandında mı kalacak yoksa oy tabanını daha da mı genişletecek?
Parti yönetimi bu konuda iddialı. HDP’yi engellemek için konulan barajları aştıklarını söyleyen eş genel başkan Mithat Sancar, şimdi kendilerinin % 15’i bir baraj olarak önlerine koyduklarını ifade ediyor. “Diyoruz ki önümüzdeki seçimlerde yüzde 15’in altında oy alırsak, başarısız sayacağız kendimizi. Hedefimiz yüzde 15’ten yukarıdır.”
HDP’nin % 15’e ulaşıp ulaşmayacağı elbette seçim günü belli olur. O gün gelinceye değin, partinin hukuki geleceği, teneffüs edilecek siyasi hava, iktidar ve muhalefet partilerinin performansı gibi çok sayıda değişken partinin alacağı oya tesir edecektir. Mamafih bu iddiayı öne sürmeyi mümkün kılan iki mühim faktör var:
Seçmen sadakati
Faktörlerden biri, HDP seçmeninin partisine sadakatinin yüksekliğidir. MetroPoll Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin “Türkiye’nin Nabzı Kasım 2021” araştırmasında HDP, en sadık seçmen kitlesine sahip parti olarak öne çıkıyor. AK Parti, 2018’de kendisine oy veren seçmenlerin % 61’ini muhafaza ederken, bu oran CHP’de % 60, MHP’de % 35 ve İYİ Parti’de % 67 olarak gerçekleşiyor. HDP ise seçmenlerinin % 76’sının oyunu almaya devam ediyor.
Kararsızlar havuzuna en az seçmen veren parti de HDP. Son genel seçimlerden bu yana, iktidar cenahından kararsızlara ciddi bir kayış gözleniyor. MetroPoll verilerine göre; AK Parti oylarının % 22’si, MHP oylarının ise % 29’u kararsızlara katılmış. Muhalefet kanadında ise CHP’ye oy verenlerin % 18’i, İYİ Parti’ye oy verenlerin % 13’ü kararsız olduğunu ifade ederken, bu oran HDP seçmenlerinde % 11.
Genç seçmenin etkisi
Diğer bir faktör ise, genç seçmenlerin tercihleridir. 18-34 yaş arası seçmenler göz önünde bulundurulduğunda AK Parti, İYİ Parti ve MHP; gençlerden genel ortalamalarının altında oy alıyorlar. CHP’de ise genel ortalama ile gençlerden alınan destek birbirine yakın duruyor. AK Parti, 35-54 yaş arası seçmenlerden genel ortalamasından daha çok oy alırken, CHP ve İYİ Parti de 55 ve üzeri yaştaki seçmenlerden genel ortalamalarının üzerinde oy alıyor. HDP ise, 18-34 yaş arası seçmenlerden genel ortalamasından daha fazla teveccüh görüyor.
Bekir Ağırdır da, Türkiye’deki demografik değişim, özellikle genç seçmenlerin ve ilk kez oy verecek seçmenlerin eğilimleri dikkate alındığında, HDP’nin % 15’i geçebileceğini iddia ediyor. “İlk defa seçmen olacak insan sayısına il il baktığınız zaman, görüyorsunuz ki zaten HDP’nin olduğu yerlerde yüzde 25 ile yüzde 30 arasında. Yüzde 15 genel Türkiye toplumundaki karşılığı. HDP sadece kendi doğal tabanının oyuyla bile -öyle emanet oy gibi saçmalıklara ben zaten hiç inanmadım da- 15’i yakalayabilir ve geçebilir de.”
Cumhur İttifakı mı Millet İttifakı mı?
HDP’ye dair cevabı aranan ikinci soruya gelirsek…
2. HDP’liler bir tercih yapmaları gerektiğinde Millet ve Cumhur ittifaklarından hangisini seçeceklerdir?
Cumhurbaşkanlığı seçimi için, HDP seçmenlerinin tercihinin belirleyici bir noktada durduğu aşikârdır. MetroPoll araştırması, seçmenin % 45.4’ünün Millet İttifak’ına, % 37.5’inin Cumhur İttifakına yakın durduğuna işaret ediyor. İki ittifaka da yakın olmayanların % 5’i Millet İttifakına, % 2.9’u ise Cumhur İttifakına yöneleceğini söylüyor. Dolayısıyla Millet İttifakının oy potansiyeli % 50.4’ü, Cumhur İttifakının oy potansiyeli de % 40.4’ü buluyor.
İki ittifak arasında kritik bir yerde konumlanan HDP seçmeni ise, büyük bir ağırlıkla tercihini Millet İttifakından yana kullanıyor. HDP’lilerin oyunun yönü % 78 oranında Millet İttifakını, % 12 oranında da Cumhur İttifakını gösteriyor. HDP’den gelen bu yoğun destek, Millet İttifakı için, iki taraflı olarak, büyük bir koz anlamını taşıyor:
Bir taraftan, başa baş gitmesi muhtemel bir seçim yarışında Cumhur İttifakına karşı kendisine büyük bir avantaj sağlıyor. Diğer taraftan ise, parti olarak HDP’ye duyulan ihtiyacını azaltıyor. HDP seçmeninin spontane bir şekilde kendine yakın konumlandığını gören Millet İttifakı, HDP ile ilişkilerini sınırlı ve sembolik düzeyde tutmakla yetiniyor. Böylelikle hayati derecede önem arz eden bir desteği, asgari bir siyasi maliyetle elde etme olanağı buluyor.
Hülasa gerek HDP’nin parlamento seçimlerinde varacağı oy seviyesi ve gerek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde takınacağı tavır, Türkiye’nin yakın siyasi ve hukuki geleceğinin biçimlenmesinde önemli rol oynayacaktır. Dengeleri değiştirmeye matuf değerli bir oyu var HDP’nin, bu itibarla siyasi projektörlerin daha bir süre HDP’ye çevrileceğine kuşku yok.
Yazarlar
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025
15.07.2025