Barış Soydan
Naci Ağbal atanmasından 133 gün sonra görevden alındı ve en kısa süre görevde kalan Merkez Bankası başkanı olarak tarihe geçti… Ağbal döneminde Merkez Bankası'nın politika faizi yüzde 10.25'ten yüzde 18'e yükseltildi. Bu sayede dolar 8.50'den 7 TL'nin altına kadar düştü. İktidar medyası faizi artırdığı için onu hiç sevmedi. Faiz artırımlarını Türkiye'nin "Londra'daki tefecilere peşkeş çekilmesi" olarak gördü.
İrili ufaklı tüm piyasa aktörleri ise Ağbal'ı ve fiyat istikrarı vurgusunu çok sevdi. Ağbal adeta piyasanın sevgilisi oldu.
Hangi Ağbal doğru? İktidara yakın medyanın yerin dibine batırdığı Ağbal mı, piyasanın sevgilisi Ağbal mı?
İkisi de değil.
1) Ağbal bir teknokrat değil siyasetçiydi
Berat Albayrak-Murat Uysal dönemi sürpriz bir şekilde kapanıp Lütfi Elvan-Naci Ağbal ikilisi göreve geldiğinde piyasalarda hem bir şaşkınlık hem de coşku yaşanmıştı. Yazılıp çizilenlere bakılırsa ekonomi yönetimini üstlenen "teknokrat ekip" ülkeyi uçurumun kenarından alacak, ülkeyi düze çıkaracaktı. Ağbal'ı "teknokrat" olarak niteleyenler onun Maliye geçmişine dikkat çekiyordu. Oysa Ağbal bir teknokrat değil bir siyasetçiydi. Bürokratlık döneminden itibaren AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yakın ilişki içinde olmuştu. Milletvekilliği ve bakanlık yaptıktan sonra Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki Strateji ve Bütçe biriminin başkanlığına atanmıştı. Bankanın bağımsızlığının tartışıldığı bir dönemde böylesine siyasi bir figürün Merkez Bankası'nın başına atanması garipti.
2) Bankacı değil siyasetçi gibi davrandı
Ağbal kısa görev süresinde bir bankacı gibi değil bir siyasetçi gibi davrandı. Sık sık açıklama yapan, vaatlerde bulunan, banka içinde değil dışarıda zaman ve enerji harcamayı tercih eden bir profil sergiledi. Açıklamalar, toplantılar, duyurular, ziyaretlerde konuşmalar ile başlayan süreç sonunda blog yazısına kadar indi… Ağbal'ın yoğun iletişim tarzı merkez bankacılığının iletişim geleneğine uygun değildi.
3) İyi çalışılmış bir programı yoktu
Verdiği mesajların içeriği de zayıftı. Evet, fiyat istikrarına, sıkı para politikasına vurgu yapıyordu ama bunu nasıl yapacağına dair çok fazla şey söylemiyordu. Ağbal göreve geldiğinde Türkiye bir ödemeler dengesi krizinin eşiğindeydi. Bu kadar büyük bir risk, iyi çalışılmış çözümleri ve bir programı gerektirirdi. Ağbal'ın konuşmalarından akıllarda kalan sadece şu oluyordu: "Faizi yüksek tutacak, gerekirse daha da artıracak." Oysa Türkiye'nin ekonomi modeli tıkanmıştı. Sorunlar sadece faizi artırarak çözülemezdi. Ağbal, enflasyonla mücadelenin diğer ayakları, yani mali politikalar ve makro ihtiyati politikalar konusunda hiçbir şey söylemedi. Para politikasıyla ilgili söyledikleri de neredeyse sadece faizle sınırlıydı.
Merkez Bankası'ndaki kaynaklarım, Ağbal'ın teknik ekiplerle diyalog kurmadığını, birkaç yöneticiyle metinler üzerine çalışmayı tercih ettiğini söylüyor...
4) Sanılanın aksine faizi çok fazla artırmadı
Sanılanın aksine onun döneminde çok ciddi bir "parasal sıkılaştırma", yani faiz artırımı da yapılmadı. Evet, faizi yüzde 10.25'ten 19'a çıkardı ama ondan önceki Başkan Murat Uysal, Merkez Bankası'nın fonlama faizini "arka kapıdan" yaptığı artırımlarla zaten yükseltmişti. Ağbal, Uysal'ın artırımlarının üzerine 875 değil gerçekte sadece 400 baz puan koydu.
5) Esas gündemi enflasyon değil dolar gibiydi
Naci Ağbal yaptığı konuşmalarda sık sık fiyat istikrarını vurguladı ama attığı adımlar enflasyonu değil, doları kontrol etme hedefiyle hareket ettiği izlenimi yarattı. Dolar ne zaman kıpırdanacak olsa Ağbal'dan bir açıklama geldi...
6) Güçlü bir bürokrat olamadı, ekibine bile dokun(a)madı
Ağbal, Merkez Bankası'na tek başına geldi. Kendisinden önceki başkan döneminde rezervlerden 126.3 milyar doların satılması, faizin yüzde 24'ten 8.25'e indirilmesi gibi tartışmalı kararların altında imzası bulunan başkan yardımcılarından hiçbirini değiştiremedi. Geçmiş dönemin para politikasına 180 derece zıt kararlarının altına imza atan Para Politikası Kurulu üyeleri ve başkan yardımcılarına "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" diye sormadı. (Ya da sordu ama cevap alamadı.)
7) Şeffaflık taahhüdünün gereğini yapamadı
Hep "şeffaflık ve hesap verilebilirlik" vurgusu yaptı. Kendisinden önceki yönetimin en zayıf noktalarından birinin şeffaflık yoksunluğu olduğunu biliyordu. Onun döneminde gerçekten de Merkez Bankası bilançosu ve çeşitli işlemlere yönelik raporlamalarda iyileştirmeler yapıldı. Daha fazlası için sözler verildi. Ama esas sorular ve belirsizlikler cevapsız kaldı.
En önemlisi: Kendisinden önce Merkez Bankası rezervlerinden 128 milyar dolar satılması konusunda tek bir söz bile söz etmedi. Bu konuyu hep geçiştirdi.
Ağbal'a yönelik eleştirilere, "Neler yaşadığını, ne engellerle karşılaştığını biliyor musunuz!" diye cevap verenler olabilir. Doğru ama önceki dönemlerde yaşanan zorluklar muhtemelen daha az değildi...
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021