Barış Soydan
Bu hafta konut piyasasıyla ilgili önemli veriler yayınlandı. Ama onlara geçmeden önce konut fiyatlarındaki son duruma bir göz atalım: Merkez Bankası'nın endeksine göre Türkiye genelinde fiyatlar son bir yılda yüzde 32.4 arttı. Bu, çok yüksek bir artış. Yüksek, çünkü konut fiyatlarındaki artış, enflasyonun (yani diğer ürünlerin fiyatlarındaki ortalama artışın) yaklaşık iki katına ulaşmış durumda. Bunun da etkisiyle Türkiye dünyada konut fiyatlarının en çok arttığı ülke oldu.
Bu, ev almak isteyenler, özellikle de gençler, yani Y ve Z Kuşakları için çok kötü haber. İstanbul'un merkezi semtlerinde fiyatlar artık 1 milyon liradan başlıyor, yeni olması dışında hiçbir özelliği olmayan konutların fiyatı 2-3 milyon TL aralığında...
Artık emeğiyle geçinenlerin, ki bunlara doktorluk, mühendislik gibi kalburüstü meslekler de dahil, para biriktirerek ev alma imkanı yok.
Geçmişte bu imkan var mıydı? Evet, her şeye karşın vardı. Kerim Rota, 1970'lerin başında doğan bir çift ile 1990'ların başında doğan başka bir çiftin alım gücünü karşılaştırdığı yazısında, iki kuşak arasındaki büyük farkı tartışmaya yer kalmayacak şekilde ortaya koymuştu: 1970 doğumlular çalışıp çabalayarak ev alabilirken, 1990 doğumlular için bu imkan ortadan kalktı...
Konumuz siyaset değil ama geçerken bunun siyasi sonuçlarıyla ilgili kısa bir şey söylemek isterim: Bana kalırsa AKP yaşlı seçmenlerden hâlâ destek alırken gençler arasında taban bulamamasının sebeplerinden biri de bu. Evi olanlar, yani kırk yaş üzeri kesim, emlak fiyatlarındaki yükselişe paralel olarak servetlerinin durduk yerde artmasına bakıp keyiflenirken, gençler fiyat artışlarına bakıp ekonomi politikalarına lanet okuyor...
Neyse bugünkü konumuz siyaset değil, konut fiyatları. Artış sürecek mi? Yoksa fiyatlarda enflasyonun etkisiyle reel bir gerileme yaşanabilir mi?
Önce şu soruya yanıt bulmamız gerek: Nasıl oldu da geçen yıl konut fiyatları yüzde 32.4 oranında arttı? Türkiye nasıl dünyada fiyatların en çok arttığı ülke oldu?
Cevap: Kredi kampanyasıyla. Geçen yaz bu zamanlar kamu bankaları konut kredilerinde damping yaptı. Yeni konutlar için kullanılacak kredinin faizi çılgın bir indirimle 0.64'e çekildi. Bunun etkisiyle konuta hücum furyası yaşandı. Geçtiğimiz temmuzda 220 bin adetlik satışla konutta cumhuriyet tarihi rekoru kırıldı. Talebi artan bir ürünün fiyatı artar, konut fiyatları da patladı.
Kış ayları ise durgun geçti. Çünkü indirimli kredi kampanyası bitmiş, Merkez Bankası'nın başına atanan Naci Ağbal, politika faizini yüzde 19'a çekmişti. Onun üzerine pandemi eklenince konut satışları azaldı...
Gelelim bugüne, bu hafta açıklanan verilere. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) bu hafta haziran ayı konut satış istatistiğini açıkladı. Yıllık bazda büyük bir azalma var ama böyle bakınca insan gerçek tabloyu göremiyor. Grafiğe bakalım.
Yıllık bazda düşüş olabilir ama aylık bazda satışlarda ciddi bir artış var. Konut fiyatlarındaki düşüş bitmiş, yeniden yükseliş başlamış. Bu artış devam ederse yeni zamlar kaçınılmaz olur.
Yine de fakat satışlardaki artışın yeni zamlara yol açıp açmayacağı sorusuna yanıt bulmak için bir veriyi daha gözden geçirmemiz gerekiyor: Türkiye genelindeki konut stokunu.
Müteahhitler Birliği geçtiğimiz günlerde yayınladığı raporda, TÜİK verilerine dayanarak Türkiye genelinde satılmayı bekleyen 1.5 milyon boş konut olduğunu açıkladı.
Bu, Türkiye'nin bir yıllık konut talebinden de yüksek bir rakam. Eğer bu kadar büyük bir konut stoku varsa konut satışları artsa bile fiyatlar yerinde sayar.
Ama acaba bu kadar büyük bir konut stoku gerçekten var mı? Yoksa Müteahhitler Birliği, stoku olduğundan büyük göstererek yeni kredi kampanyası için Hükümet'e manyel mi veriyor?
Konut piyasasını en yakından izleyen uzmanlar arasında yer alan, bu konuda iki de kitabı bulunan Ahmet Büyükduman, boş konut stokuyla ilgili verinin yanlış olduğu, ortada böyle bir stokun bulunmadığı görüşünde.
Bu yazı için Büyükduman'la bir görüşme yaptım. Tezi şöyle: Veriler geçmişe dönük olarak incelendiğinde, belediyeler tarafından verilen yapı ruhsatları ile toplam konut talebinin birbirine çok yakın olduğu görülüyor. Yani ortada konut talebinin çok üzerinde bir konut arzı yok.
Büyümduman'a göre zaten konut piyasasının yüzde 90'ının oluşturan yap-satçı küçük müteahhitlerin satmayıp bekleyebilecek bir mali gücü de yok. Ellerinde fazla konut olsa icabında fiyat kırıp bir an önce satmak isterler.
Boş ev sayısı, yani jargondaki adıyla konut stoku meselesi önemli. Eğer TÜİK'in 1.5 milyonluk konut stoku verisi abartılıysa, konut satışlarındaki artış önümüzdeki aylarda fiyatları kaçınılmaz biçimde yukarı itecek demektir.
Bir de bunun üzerine Türkiye Müteahhitler Birliği'nin istediği gibi yeni bir kredi kampanyası eklenirse? O zaman Ahmet Büyükduman'ın sözleriyle fiyatlar "çıldırır".
Bu durumda en kritik soru şu: İktidar suya yeni bir kredi kampanyası başlatır mı?
Reuters haber ajansı geçtiğimiz günlerde hükümetin böyle bir plan üzerinde çalıştığını söyleyen bir haber yayımladı.
Reuters'ın altı ayrı kaynaktan doğrulattığını söylediği şey gerçekleşir, kamu bankaları eliyle yeni bir kredi kampanyası başlatılırsa konut fiyatları akla hayale gelmeyecek seviyelere çıkar.
Hesabınızı buna göre yapın.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021