Erol KATIRCIOĞLU
Meclis Başkanı Cemil Çiçek bir söyleşide, “Türkiye’de kayıtdışı, siyaset ve din olduğunu” söylemiş. Cemil Çiçek’in bu sözü mevcut siyasi sistemimizle ilgili önemli bir tespit. Önemli çünkü Türkiye ekonomisinde kayıtdışılığı sağır sultan bile duymuştu ama “siyasette” ve “din” alanında “kayıtdışılık” pek konuştuğumuz konulardan değildi. Peki ama Cemil Çiçek bu sözleriyle ne demek istedi dersiniz?
Siyasetteki “kayıtdışılığı” açıklarken Çiçek: “Siyaseti, partilerin yaptığı zannedilir. Bizde o kadar çok siyaset yapan var ki arta kalanları biz yapıyoruz. İş dünyası, basın, sosyolojik gruplar, kulüplerÖ” Bu cümlelerden anlaşılan Cemil Çiçek’e göre, asıl siyasi kararları iş dünyası, basın, sosyolojik gruplar ve kulüpler alıyor, arta kalanları ise siyasiler. Peki ama bu doğru olabilir mi?
Parlamenter sistemde siyasi kararları “iş dünyası, basın, sosyolojik gruplar ve spor kulüpleri” gibi çevreler alabilir mi? Doğrusu böyle bir durum hiçbir ülkede mümkün olamayacağına göre Cemil Çiçek başka bir şeye işaret ediyor olmalı. İlk akla gelen Cemil Çiçek’in bu sözleriyle sivil toplum örgütlerini (STK’lardan) kastediyor olması. Bilindiği gibi bu kesimler, (diğer başka demokratik ülkelerde de olduğu gibi) kurdukları bir takım sivil toplum örgütleri (STK’lar) vasıtasıyla hükümetlere baskı yaparak siyasi kararlar üzerinde etkili olabilirler. Ama bu durumda da yukarıya aldığım cümlesinden hemen sonra Çiçek’in “STK’ları kastetmiyorum, onların görüşleri şeffaftır” demesine ne demeli? Bu cümle yaptığımız yorumu açığa düşürmüyor mu? Cemil Çiçek’in bu son cümlede STK’lardan bahsederken “STK’ların görüşlerinin şeffaflığından” söz etmesi, işaret ettiği olgunun da başka bir olgu olduğunu düşündürtüyor insana. Bir başka okuyuşla Çiçek aslında bu sözleriyle, “görüşleri şeffaf olmayan” “iş dünyası, basın, sosyolojik gruplar ve kulüpler”in varlığına işaret ediyor, STK’ların değil. Bunların siyasi kararlar üzerinde etkili olduklarına ve tabii bu durumun da mevcut parlamenter sistemde bir “anamoli” olduğuna...
Kısacası, Meclis Başkanı diyor ki bizim parlamenter demokrasi diye bildiğimiz bu siyasi sistem burada Batı’dan farklı biçimde çalışıyor. Daha doğrusu bizde toplumda öyle kesimler var ki bu kesimler görüşlerini “şeffaf” bir biçimde değil “şeffaf olmayan”, yani “el altından”, “gizli” bir biçimde siyasi kararların üzerinde etkili kılıyorlar. Bir başka deyişle bizde ekonomide olduğu gibi “siyasette” de “kayıt dışılık” diye bir olgu var. Tam da Cemaat olgusunun siyasete müdahale ettiği şu günlerde, Meclis Başkanı’ndan böyle sözler işitmiş olmak ilginç değil mi?
Peki ama siyasetteki kayıtdışılığın nedenleri ne? Ve bu kayıtdışılık nasıl çalışıyor? Bu durum varolan ve adına demokrasi dediğimiz sistemin gerçekten demokratik olup olmamasıyla ilgili olabilir mi?
Siyasetteki kayıt dışılığın varlığı devletin siyasetle ilişkisiyle ilgili bence. Türkiye’de devlet, kurulduğundan bu yana oluşturduğu yasa düzeni içinde toplumun önemli kesimlerini siyasetin dışına itmiş durumda. Vesayet rejimi dediğimiz rejimin kuruluş amacı da buydu. Bu rejim çerçevesinde seçim yasası ve partiler yasası gibi yasalar da özünde toplumun geniş kesimlerini siyasetten uzak tutmayı, bir anlamda onları kayıtdışılığa itmeyi sağlayan mekanizmalar olarak işlev görüyorlar.
Dolayısıyla Cemil Çiçek’in, siyasi kararların önemli bir kısmının kayıtdışına itilmiş olmasına ilişkin eleştirel bakışı aslında bugünkü sistemimizin de “meşruiyet” üretimi bakımından ne kadar sorunlu olduğunu gösteriyor. Çünkü eğer toplumdaki bazı kesimler, “şeffaf olmayan” görüşlerini “gizli” bir biçimde “el altından” siyasi partilerin siyasi kararları üzerinde etkili olabiliyorlarsa, böyle bir siyasi partiler sistemine demokrasi demek mümkün müdür?
Doğrusu Cemil Çiçek’in tespiti varolan demokrasimizin değişmesi gerektiğinin kabulü aslında. O ne düşünür bilmeyiz ama bu tesbitten sonra yapılması gereken daha demokratik, daha katılımcı ve yerelin daha özerk olduğu yeni bir yönetim tarzı bulmak.
Anlaşılan bugünlerde tam da bu arayışın ortasındayız gibi.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025