Erol KATIRCIOĞLU
Kendilerini liberal ve demokrat olarak niteleyen yazarların önemli bir kısmı AKP’nin ve Tayyip Erdoğan’ın liderliğinden, yaptıklarından ve yapacaklarından memnun görünüyorlar. Olabilir onlar da öyle düşünüyorlar deyip geçebiliriz. Ama kendilerini tanımladıkları demokrat ve liberal anlayışların ima ettiği ilkelerle AKP’nin ya da Tayyip Erdoğan’ın ima ettikleri arasındaki farkları görmemeleri ya da görmemeyi tercih etmeleri ya da “Canım evet öyle bir sorun var ama önemli olan...”diyerek geçiştirmeleri açıklanmaya muhtaç bir siyasi pozisyon bence.
Tarih tabii ki tekerrür etmez. Ama tarihte bazı olayların, bazı kişiliklerin ve bazı eğilimlerin zaman zaman tekrar edermiş gibi olduğu da bir gerçek. Sözünü ettiğim bu yazarların çoğu AKP ve Erdoğan hareketini yüz yıllık bir parantezin kapatılması olarak görerek içinde bulunduğumuz siyasi dönüşümleri de bir tür “devrim” ya da “ihtilal” olarak değerlendiriyorlar. Bundan dolayı da Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasıyla da, yeni, daha özgür ve daha ileri bir Türkiye’nin kurulacağına inanıyorlar. Seçim sloganlarının “Yeni Türkiye!” olması da bu yüzden.
Sanırım Osmanlı’nın yıkıntıları arasından yeni bir devlet kurmak üzere davranan Mustafa Kemal ve arkadaşlarının ruh hali de, o günlerin koşulları içinde aşağı yukarı benzerdi. Onlar da bir devrim yaptıklarına inanıyorlardı ve Osmanlı’nın artık ayak bağı olan imparatorluk yönetim tarzından ülkeyi kurtarıp yeni, daha özgür ve daha ileri bir devlet ve düzen kurmayı, yani “Yeni bir Türkiye” kurmayı hayal ediyorlardı. Nitekim başarılı da oldular. Mustafa Kemal ve arkadaşları imparatorluk çağını kapatan ve ulus devlet kapısını açan bir parantez olarak bağımsız bir devlet kurmayı başardılar. Mustafa Kemal ve arkadaşları başarılı oldular olmasına ama yeni Türkiye’yi inşa ederken yapmamaları gereken bir işe kalkıştılar. Osmanlı’nın kimlikler cennetinden yalnızca “Batılı, modernist ve milliyetçi” bir kimliği öne çıkararak bu yeni devleti ve yeni düzeni bu kimlik üzerinden oluşturdular. Bu kimliğin öncülüğünde türdeş olmayan bir kimlikler toplumunu neredeyse zorla türdeş yapmaya kalktılar. Bütün farklılıkları “Türklük” üzerinden tanımladılar vs.
İşte kapanması gereken parantez bu parantezdir. AKP’nin (ve bence Kürt siyasi hereketinin de), “vesayet rejimi” olarak adlandırdığımız bu “Batılı, modernist ve milliyetçi” kimliği geriletmiş olması büyük bir başarıdır. Ama bu başarının doksan yıllık bir parantezin kapatılması anlamına geldiği yorumu ise bence aceleci ve abartılıdır. Çünkü “vesayet rejimi” geriletilmiştir ama vesayet rejiminin dayandığı kimlik, günümüzde yerini bir başka “kimliğe” bırakmaktadır. Daha açık bir ifadeyle AKP ve Erdoğan, doksan yıl önce açılmış ve içi “Batılı, modernist ve milliyetçi” kimlikle doldurulmuş bu parantezi kapatmak yerine içini “İslamcı” bir kimlikle doldurmaya çalışmaktadır. Bence kendilerini demokrat ya da liberal olarak adlandıran arkadaşların değerlendirmesi gereken nokta da burasıdır. Erdoğan’ın gerçekten bu parantezi kapatabilmesi onun ülkeye kimlikler üstü ( ya da çok-kimlikli) bir demokrasiyi önermesiyle mümkündür. Oysa Erdoğan, ısrarla ve her geçen gün daha açıklıkla bir “İslami kimlik” siyaseti yapmaktadır. Buradan Erdoğan’ın ve AKP’nin bu siyasetini gayri meşru gördüğüm gibi bir sonuç çıkarılmasın. Böyle bir düşüncem yok. Tabii ki onlar da ait olduklarını hissettikleri bir kimliğin içinden, değerlerinden ve fikirlerinden giderek bir siyaset yapabilirler. Ama bu siyasi tercihin yüzyıllık bir kimlik siyaseti anlamına gelen “vesayet” parantezini kapatabilecek bir siyasi tercih olmadığıda ortada.
Bu çerçeveden bakınca, yazılı ya da görsel basında yer alan ve kendilerini liberal ya da demokrat olarak niteleyen yazarların, benimsedikleri liberal ve demokrat değerlerle AKP ve Erdoğan’ın değerlerinin uyuşmadığını görmeleri gerektiğine inanıyorum. Öte yandan gerçek bir demokrat toplum vizyonunun HDP ve Selahattin Demirtaş’ın ifade ettiklerinde bulunduğunu da görmeleri gerektiğine...
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025