Fehmi KORU
ABD’de bilinen kurum ve birimler dışında bir ‘derin devlet’ yapılanması var mı?
Şu günlerde Beyaz Saray’da henüz bir yılını bile doldurmamış başkan Donald Trump’a yakın medya, bu soruya, “Evet” cevabı vermemizi zorlayan bir tartışma yürütüyor.
Dün burada örneğini uzun uzadıya verdim. Tartışmada en çok ‘komplo’, ‘kumpas’ ve ‘entrika’ sözcükleri kullanılıyor.
Trump kendisine karşı çıkan yapıyla uzlaşmış olabilir
Tartışma şimdilerde yeni unsurlarla yürüyor olsa da, ABD politikalarının iç ve dış muhalifleri, ben bildim bileli, ‘derin devlet’in varlığı konusunda kesin görüşlüdür. Donald Trump’ın karşılaştığı zorluklar sonrası patlayan tartışma en az ABD politikalarının muhaliflerini şaşırtmış olmalı.
Gerçek anlamda ‘dışarlıklı’ sayılan Barack Obama’ya da kök söktürme çabasına girilmişti, ama o hislerini fazla dışarıya vurmamayı tercih ettiği için fazla duyulmadı.
Yeni başkan Trump Beyaz Saray’a kendisiyle birlikte getirdiği çekirdek kadrosundan pek azını muhafaza edebildi. Gidenler başlarına geleni ‘derin devlet’ ile açıklama eğilimindeler.
NATO üyesi ülkelerde gerektiğinde harekete geçmek üzere silâhlı bir güce de dayalı milis-tarzı bir yapılanmayı (buna İtalya’daki adıyla ‘Gladio’ deniliyor) oluşturmuş olan ABD’nin, kendi ülkesini unutmuş olabileceğini düşünmek saflık olur.
‘Entrikaların en büyüğü’ sayılan Kennedy siyasi cinayetini hatırlayalım.
ABD’nin 35. başkanı olan John F. Kennedy Dallas’ta güpegündüz suikasta uğradı (22 Kasım 1963). Amerikan halkının üçte ikisi, bugün, resmi açıklamalara değil, Kennedy’nin ‘devlet içi bir çatışmanın kurbanı’ olduğuna inanıyor.
Kennedy’nin öldürülmesi sonrasında suikastı karartma çabası da ‘entrika’nın bir parçası olarak görülüyor. Kongre tarafından kurulan Warren Komisyonu 888 sayfalık koca bir cilt halinde yayınladığı raporuyla cinayeti tek bir şahsa bağlayarak olayın üzerini kapatmıştı.
İçeride köşeye sıkıştırıldığını görünce Trump’ın başvurduğu yol, Kennedy suikastı dosyasını yeniden açmak ve daha önce kamuoyunun dikkatine sunulmamış belgelerin üzerindeki ‘gizli’ damgasını kaldırmak olmuştu.
Vaatte bulundu Trump, ancak vaadini yerine getirmedi; Kennedy suikastı dosyasının önemli belgeleri hâlâ ‘gizliliklerini’ koruyor.
“Açıklarım” çıkışı Trump’a biraz nefes alma aralığı ve manevra alanı kazandırmış olmalı.
O açıklama ve geri adım atma arasında, Trump, ülkesinin ‘derin devleti’ ile mutabakata varmış bile olabilir.
Türkiye için konunun önemi
Geçmişinde yaşananları günümüzde meydana gelmekte olan olayları anlamak için yeniden mercek altına aldığımızda, ABD ‘derin devleti’nin varlığını hissetmemek elde değil.
Konu bizi neden ilgilendiriyor?
Sadece bizi değil, dünyanın dört bir tarafını ilgilendiriyor bu konu.
Trump bir ara “IŞİD denilen örgüt varlığını Obama ile Hillary’e borçlu” anlamına gelen bir cümle sarf etmişti; kast ettiği, IŞİD örgütünün, o ikilinin iş başında bulunduğu dönemde, ABD yönetim mekanizması içerisinden birilerinin planlamasıyla vücut bulduğu olmalı.
‘Derin devlet’ yapılanmasının…
ABD aldığı kararlarla dünyanın dört bir tarafında yaşayan insanları etkileyebilen bir ülke.
Basit örnek şu: “Amerikan Merkez Bankası FED yarın faiz kararını açıklayacak” denildiğinde parası olan herkes oradan gelecek haberi beklemeye başlıyor; çıkan karar yerel paraların değerinde düşme veya yükselme meydana getiriyor.
“İsrail’in başkenti Kudüs” dediği zaman ABD başkanı, işi gücü bırakıyor ve onun bu açıklamasından sonra gündeme gelebilecek gelişmeleri durdurmak için çaba göstermeye başlıyoruz.
Bölgemizde çıkan çatışmacı ihtilaflara kendi askerleriyle müdahale etmek yerine yerel güçlerin yardımına başvurmayı yeğlemesiyle birlikte çevremizde nasıl bir denge kayması yaşandığını en iyi bizler biliyoruz.
PYD/YPG ile ittifak kurdu ABD ve Türkiye’nin “Bunlar terör örgütü saydığın PKK’nın uzantısı” itirazlarını dinlemiyor bile.
Hiçbir şey kendiliğinden olmuyor
Trump bugün yeni ‘ulusal güvenlik stratejisi’ni açıklayacak ve her ülke metinde kendisinden nasıl söz edileceğine dikkat kesilmiş durumda.
Yetkili ağızların son zamanlarda geveledikleri “Türkiye radikal İslâmcı terörü destekliyor”yavesini hatırlatacak bir cümle strateji metni içerisinde yer alırsa, Türkiye bunun etkilerini hemen her alanda hissedecektir.
Kendi ülkesiyle, kendi başkanıyla ters düşebilen bir yapıdan neler sadır olacağını önceden bilebilmek imkânsız.
Öyle ya, Kudüs sorunu durduk yere Trump’ın şapkasından çıkmış olamaz; açıklama öncesinde başta Türkiye olmak üzere İslam Dünyası’nın buna nasıl tepkiler verebileceği hesaplanmışsa hiç şaşırmamalı.
Bu konuyu ele alışım, ülkemizi yakından ilgilendiren konu üzerinde yeterince durulmaması, her şeyin kendiliğinden meydana geldiği veya bazı kişilerin –mesela Trump’ın– heva ve hevesiyle ilgili olduğu tarzı basit değerlendirmelere kulak verilmesidir.
Ülkesinin seçilmiş başkanına acımasız davranabilen bir ‘derin devlet’ yapılanması ile karşı karşıya kalındığı, müttefik ülkelerde de onun uzantıları bulunabildiği anlaşılırsa makul tedbirler almak mümkün olabilir.
O da belki.
Biraz düşünelim istiyorum.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025