Fehmi KORU
Polisiye meraklısıyım, bu biliniyor; ancak son zamanlarda daha çok kuzey ülkelerinin bu alandaki benzerlerinden daha ustaca kaleme alınmış romanlarını okuyor, onlardan yapılmış TV dizilerini izliyorum.
En ünlüsü dört sezondur devam eden ‘Köprü’ (The Bridge) dizisi…
Ayrıca Wallander ve Beck dizilerini de izledim…
Norveçli Jo Nesbø‘nun, İsveçli John Lindqvist‘in veya Per Wahloo ile Maj Sjowall‘un ortak yazdıkları romanlar Amerikan ve İngiliz polisiyelerinden hayli farklıdır.
Türkçeye de çevrilmiş romanlar yanında TV dizilerine ulaşmak da mümkün.
Geçen akşam Digitürk kanallarından birinde karşıma çıkan ‘Nil Hilton’daki Olay’ filmi beni bu yüzden çok şaşırttı. Bütün oyuncuları Mısırlı olan ve dili Arapça olan, konusu Kahire’de geçen dizide İsveç veya Danimarka dizilerinden aşina olduğum bir hava vardı. Başroldeki Fares Fares‘i İsveç ve Danimarka filmlerinden tanımamın da payı olabilir. [Fares‘in yardımcı oyuncu olduğu ‘Department Q’ dizisinin bütün bölümlerini BBC‘de izledim.]
Lübnan kökenli Fares kendisi çocukken ülkesindeki iç savaş yüzünden ailesinin göç ettiği İsveç’te büyümüş, orada önemli filmler ve dizilerde rol almış bir sanatçı.
‘Nil Hilton’ filmini yöneten Tarik Saleh ile kaderi İsveç’te birleşmiş Fares‘in… Saleh Mısır asıllı bir babanın İsveç’te doğmuş büyümüş oğlu.
Bu ikilinin imzasını taşıyan, Mısır’la ilgili, kahramanlarının Arapça konuştuğu filmden kuzey Avrupa kokusu almam doğal.
Film otel odasında cesedi bulunan bir sahne sanatçısının uğradığı cinayet etrafında, Arap Baharı çerçevesinde, içerisi ‘devrim ateşi’ (25 Ocak 2011) ile karışmış Mısır’daki bürokratik çürümüşlüğü anlatıyor. Bir başka Arap ülkesinde (Dubai’de) işlenmiş, katili Lübnanlı bir işadamı olan gerçek bir cinayeti (öldürülen sanatçının ismi Suzanne Tamim) Nil üzerindeki Hilton Oteli’ne taşımış, Mısırlı katili bulma görevini üstlenmiş, rüşveti ve hırsızlığı kişiliğinin parçası yapmış, liyakati polis şefinin yeğeni olmaktan ibaret bir komiserin (Fares), ülkesindeki çürümüş hiyerarşik yapıya karşı sonuca ulaşması imkansız mücadelesini anlatıyor.
Digitürk‘te hala dönüyor 2017’de gösterime girmiş ve katıldığı bütün film festivallerinde ödüller kazanmış film; kara-polisiye denilen janrı sevenler kaçırmasa iyi olur.
İzleyenler “Bizim ülkemizin eski hali” yorumunda birleşmişler…
Mısırlı izleyiciler acaba ne düşünmüştür?
Ya da Mısır’ı yönetenler ve bürokrasi içerisinde yer alanlar? Emniyet teşkilatı?
Filmin gösterimi Mısır’da yasaklandığı gibi “Projenin arkasında o da var” dedikodusu çıktığı için Kahire Film Festivali‘nin yöneticisi Muhammed Hıfzı, “O filmle hiçbir ilgim yoktur”açıklaması yapmak zorunda bırakılmış.
Başka dehşet verici sahneler var da, yönetmenin kara-mizah anlayışını yansıtan bir sahne benim çok hoşuma gitti.
Komiser (Fares) bir taksiye biner. Kahire’nin gece-gündüz ayakta olduğu ateşli devrim günleridir. Taksinin şoförü taşıdığı yolcuyu tanımadığı halde günün ve olayların etkisi altında, ayaklanan kitlelerin heyecanını paylaştığını, rejime söven, gençlerin üzerine ateş açan polisleri yerin dibine batıran en aşırı sözleri birbiri ardına ve bağıra çağıra onun üzerine bocalar.
Polislerle ilgili cümle ağzından çıktıktan sonra, herhalde o zaman aklı biraz olsun başına geldiği için, yolcuya “Siz ne işle meşgulsünüz?” sorusunu yöneltir taksi şoförü. “Hani biraz önce ‘domuzlar’ dediklerin var ya, işte onlardanım” cevabını alınca, aynı şoför, bu defa “Bu çocuklar da aşırıya kaçtılar canım, hem devlet adamlarıyla, polislerle ilgili iddialar ne kadar gerçekleri yansıtıyor, kim nerden bilecek?” türü cümleler sarf etmeye başlar.
Anında çark eder şoför.
Önceleri onun anladığı dilde girişimlerle -rüşvetle ve makamlar vererek- komiseri cinayetin üzerine gitmekten vazgeçirmeye çalışanların, onun yola gelmediğini ve araştırmaları sürdürdüğünü görünce çok daha kirli yollara başvurduklarını görürüz.
Komiserin gözü ise kendisini her durumda arkalayan amcasını bile görmez hale gelmiştir.
Ben de tartışma platformlarında konuya değinen Türk izleyicileri gibi, filmde anlatılanları ‘eski Türkiye’ olarak gördüm.
Umarım, hep ülkemizin eski dönemlerinde kalır o filmdeki görüntüler…
Meraklısına not: ‘The Nile Hilton Incident’ filmi ‘Esrarengiz Cinayet’ adıyla Digiturk-Play‘de gelecek yılın ortasına kadar izlenebilir. Linki…
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025