İşin rengi yavaş yavaş belli olmaya başladı. Muhalefetin seçim stratejisi ‘seçimi kazanmak’ değildi, AKP yi tek başına hükümet kuramaz duruma düşürmekti. Bu konuda paraleliyle, siyasi partileriyle, medya kurumlarıyla bütün muhalefet hemfikirdi.Bu başarıldı. Şimdi sıra ikinci adıma ‘Erdoğan’ın siyasetten tasfiye edilmesine’ geldi. Böylece seçimlerde kolu kanadı kırılan AKP bin başı koparılacak. Ondan sonrasının daha kolay olacağı hesaplanıyor.

Ama bu konuda fikir birliği yoktur. İşi bozan MHP. Dünya çatlasa HDP ile bir araya gelmem çizgisinde. Milliyetçi bir partinin böyle bir tutum alması anlaşılır bir şeydir. Bu onun ideolojik yapısı gereği. CHP tutumunu bu gün açıkladı ‘hükümet kurma sorumluluğu %60 ındır’ diyerek AKP nin tasfiye sürecini ilan etti. HDP buna hazırdır. MHP ile bir sorunu yok. Barış ve çözüm sürecinin AKP siz daha iyi yürüyeceğine inanıyor.

Amaç AKP yi muhalefete itmekten daha fazladır. Onu tasfiye etmek ve tarihe gömmek istiyorlar. Tabi bu işe Cumhurbaşkanı makamını ele geçirmiş Tayyip Erdoğan’la başlayacaklar. Abdullah Gül bile bu sürece katıldı. Danışmanı aracılığıyla Doğan Yayınlarından bir kitap yayınlattı. Burada Erdoğan’a olan kırgınlıklarını açıklıyor. Ama bu sıradan bir kırgınlık açıklama olarak anlaşılamaz. Siyasi sonuçları olacağına göre siyasi amaçları da var mutlaka.

Görüldüğü gibi kuşatma çok yönlüdür. Erdoğan bu durumu seçim öncesi görmüştü bence. Hırçınlığının sebebi de buydu sanırım. Ama yanlış yol izledi. Kendisine ve kurucu genel başkanı olduğu partisine karşı uygulanan bu stratejiyi sert tutumlarla aşabilirim sandı; yanıldı. Milliyetçi oylar hevesiyle Kürtleri çok hırpaladı, onurlarıyla oynadı. Onlar da gitti HDP yi seçti. Dimyata pirince giderken bulgurdan olmak işte budur.

AKP Muhalefetin bu stratejisini aşabilir mi? Seçimlerden galip çıkan bu stratejidir. Şimdi hükümet kurma sürecinde kimin baskın olacağı yeni şartlara bağlıdır. Görülen o ki CHP, Davutoğlu’nun koalisyon teklifini geri çevirecek. Bunu yaparken de AKP nin kabul edemeyeceği şartlar öne sürüp ya onu diz çökmeye ya da vazgeçmeye zorlayacak. Böylece ‘büyük koalisyonun olmamasının sebebi biz değiliz’ imajı oluşturmak isteyecektir. HDP nin tutumu ise net; ‘AKP ile asla’......

AKP-MHP koalisyonu en mümkün görünüyor. Ama bunun için AKP nin çözüm sürecini kurban vermesi gerekiyor. MHP nin kırmızı çizgisidir bu. AKP bunu yaparsa kendi sürecine ihanet etmiş olur. Elindeki Kürt oylarının önemli bir kısmını daha yitirir. Böylece muhalefetin kendisini düşürmek istediği duruma kendi ayakları ile yürümüş olur.

AKP için bu açmazdan tek çıkış yolu dirayetli olmak ve halka yaslanmaktır. Koalisyon için kendi şartlarını koyacak ve bundan geri adım atmayacak. Ondan başka herkes şartlarını (buna ilke de diyorlar...!) dayatıyor. Sanki AKP seçimden birinci çıkmamıştır da yaralı bir balinadır. Şimdi yırtıcı balıklar onu paralamanın hesabı içindedirler. Ben AKP nin tasfiye olmasının ülkeye yarar sağlamayacağı düşüncesindeyim. Hükümet olursa olur, olmazsa erken seçim. İş çevrelerinin talepleri tamam da onlar kendi çıkarları açısından bakıyorlar. İstiyorlar ki AKP geri çekilmesin. Kendilerinin çıkarları uğruna kanının son damlasına kadar savaşsın. Ölürse de tufan değil. Yeni ufuklara bakarız düşüncesindedir onlar. Ama halk açısından AKP nin tasfiye edilmesi bütün hatalarına rağmen önemli bir kayıptır. Bir daha kendisine bu tür yaklaşacak iktidarları uzun yıllar bulamayabilir.

Önümüzdeki günlerde çetin bir iktidar olma mücadelesi izleyeceğiz. En az seçim süreci kadar çetin geçecek. Türkiye kendisine yeni bir yön belirleyecektir....