Kurtuluş TAYİZ
Malum; ABD’yle Menbiç konusunda varılan “anlayış birliği”, Dışişleri Bakanı Tillerson’ın görevden alınmasıyla rafa kaldırıldı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ifadesiyle Menbiç konusunda ABD’yle yakalanan “anlayış birliği” mutabakata dönüşemedi.
Buna üzülmesi gereken taraf Türkiye değil, ABD olmalı. Çünkü Türkiye ile ABD arasında varılan uzlaşma Menbiç’in yönetimini ağırlıklı olarak ABD’ye bırakmayı öngörüyordu. Oysa bu, ABD’ye peşinen verilmiş fazladan bir hak. Menbiç’i yönetmesi gereken Menbiç’in gerçek sahipleri, sakinleri olmalı. Türkiye’nin daha başlangıçta savunduğu tez de zaten bu çerçevedeydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu birkaç kez ifade etmişti.
İşin aslı şu; ABD ne Suriye’nin, ne Menbiç’in gerçek sahibi olarak görülebilir. ABD’ye buraların sahibi muamelesi yapılırsa kimin Afrin’e veya Menbiç’e gireceğine, kimin nerede kalıp veya nereden çekileceğine dair son söz hakkı da ABD’ye bırakılmış olur ki, Türkiye bu politik hatayı yapamaz, yapmamalı.
ABD’nin Menbiç’te askeri üs kurması ve terör örgütü PKK/PYD’yi buraya taşıması Türkiye’nin hedef alınmasıyla ilgili planlarının bir parçasıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki gün dile getirdiği gibi; Afrin’deki tüneller, savunma hatları, cephanelikler, terör yığınağı hedefin Türkiye olduğunu bütün açıklığıyla ortaya koymuştur. ABD’nin Menbiç’teki hazırlıkları ve yaptığı terör yığınağı da aynı şekilde Türkiye ile ilgili hedeflerinden bağımsız değil.
ABD, terör örgütünü Türkiye’ye karşı çok büyük bir savaşa hazırlarken suçüstü yakalandı. Türkiye, Fırat Kalkanı Harekatı ve Zeytin Dalı operasyonlarını başlatarak ABD’nin bu hazırlıklarını erkenden boşa çıkarmayı bildi. Fakat, bu operasyonların Menbiç ve Fırat’ın doğusuna doğru uzaması şartıyla…
Türkiye’yi güney sınırlarından tehdit eden terör örgütü PKK/PYD değil, aksine bu güce hamilik yapan doğrudan Pentagon’un kendisidir. ABD, 1. Körfez Harekatı sürecinde Irak’ın kuzeyinde nasıl bir politika izlediyse bugün de Suriye’nin kuzeyinde aynı şeyi yapmaktadır. Bu nedenle Türkiye, ABD’nin Menbiç başta olmak üzere bir an önce Suriye’nin bütününden çıkması yönünde söylem geliştirmeli ve bu yönde politika izlemelidir.
ABD’nin Suriye’deki askeri varlığına onay veren, meşruiyet kazandıran her yaklaşım eninde sonunda dönüp Türkiye’yi vuracaktır. Pentagon’un asıl hedefi sanıldığı gibi İran değil, Türkiye’dir.
Bu yüzden ABD’nin Irak ve Suriye’deki askeri varlığına ve etkinliğine açık, net, tartışmasız bir diplomatik bir dille itiraz edilmeli, karşı çıkılmalıdır. Asıl Türkiye’yi Afrin’den çekilmeye çağıran ABD öncülüğündeki koalisyon devletleri Ortadoğu’yu terk etmelidir.
Türkiye’nin tavrının ne olması gerektiği aslında baştan beri açıktır. Bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün ABD’ye rest çektiği konuşmasında şu sözlerle tekrar dile getirdi: “Türkiye, Münbiç başta olmak üzere sınırları boyunca kendisine saldırmak üzere hazır bekleyen terörist tehdidi tamamen ortadan kalkana kadar durmayacaktır. Varsa cesaretini olan buyursun, hodri meydan diyoruz.”
Erdoğan’ın sözlerinden de anlaşıldığı gibi Menbiç ilgili anlaşma olup olmaması konusunu ABD kendine dert etmeli. Türkiye için terör tehdidinin varlığı Menbiç’e müdahale için yeterli bir gerekçedir. Türkiye, terör örgütünü kimin himaye ettiğine bakmaksızın gereği neyse yapacak durumdadır. Terör örgütüyle mücadele bundan sonra ağılıklı olarak sınır dışında yürüyecektir. Ve bu gidişatın önünü artık ne ABD ne de Avrupa alabilir.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019