Mehmet ALTAN
2018 yılının ilkbaharında Silivri zindanının ilk ve tek yabancı ziyaretçisi olan Philippe Sands geldi. Sands hem İngiltere’de hukuk profesörü, hem de İngiliz Yazarlar Birliği’nin Başkanı… Yazmış olduğu birçok kitaptan bazıları da Türkçeye çevrildi.
İlk defa karşılaşıyorduk… Çok eski bir tanış gibi konuşmaya başladık. Hızlıca yaşadığımız yüzyılda dünya ahvali üzerine konuşurken, bir İngiliz olarak Brexit’i içine sindiremediğini hissettim. Ve Brexit ‘in Neo-Luddist bir hareket olduğunu söyledim. Brexit’i sanayi devrimi başlangıcında ‘makine kırıcılar’ olarak anılan Luddist’lere benzetmem Philippe Sands’ın ilgisini çekince bu konuda epeyce lafladık.
Silivri’de beni ve Ahmet Altan’ı ziyaretini uzun uzadıya anlattığı bir yazıyı 16 Mayıs 2018 tarihinde The Financial Times’da yayınladı. Orada bu Neo-Luddist tanımlamasına da yer verdi.
Sands’in bu yazısı Ahmet Altan’ın Britanya’da yayımlanan I will never see the world again (Dünyayı Bir Daha Görmeyeceğim) başlıklı kitabına da önsöz oldu.
Aşağıdaki makale Silivri zindanında ilk kez rastladığım bir dünya vatandaşı ile kısa süreli bir beyinsel ahbaplığın ürünü olarak doğdu.
Silivri anılarının ve basın tarihinin bir tanıklığı olarak paylaşmak istedim.
BREXIT NEO-LUDDİST BİR HAREKET Mİ?
İnsanoğlu beş bin yıllık tarihi boyunca ilk kez “fikir”in “mülk”ten daha değerli olduğu bir dönem yaşıyor.
Yeni ve parlak bir fikri olan bir üniversite öğrencisi fabrikalar zinciri olan bir kapitalistten, hattâ kendisine ait bir memleketi olan bir sultandan daha zengin olabiliyor.
Mülkün tek zenginlik kaynağı olduğu dönemde insanlar daha homojen gruplar halinde bölünüyorlardı. İnsanlığı bir daire biçiminde düşünürsek insanlar yukardan aşağıya inen keskin sınırlarla sınıflarına, dillerine, dinlerine, mezheplerine, ırklarına göre birbirlerinden ayrılıyorlardı.
Fikrin zenginlik kaynağı olduğu yeni dönemde ise bu bölünme eski netliğini kaybetti. Şimdi insanlık yatay bir biçimde bölünüyor. Bu yeni döneme ayak uydurabilen her sınıftan, her dinden, her dilden, her ırktan oluşan grubun karşısında gene aynı çeşitliliğe sahip olan ve yeni gelişmeye ayak uyduramayan bir grup var.
Bir tür mitoz bölünme gibi insanlık iki uca doğru çekildi.
Biz insanlığın Tanrı Janus gibi biri ileriye biri geriye bakan iki yüzü olduğunu zaten biliyoruz. Ama ilk kez bu yüzlerde birbirinden bu kadar farklı gruplar bir araya geldi.
***
Fikrin mülkten daha değerli olmasını sağlayan gelişme tarihte eşi görülmemiş bir teknolojik patlama sayesinde gerçekleşti.
Ulaşımın ve iletişimin, ama özellikle iletişimin, eşi görülmemiş bir hıza ulaşması ;her bölgeden, her cinsten insanın bilgiye aynı hızla erişmesi ;bir fikri olan herkesin zenginleşebilmesi “globalizm” denilen bütünleşme ve dikey sınırları ortadan kaldırma anlayışını yarattı.
Asıl büyük ayrışma da zaten globalizmden yana olanlarla karşı olanlar biçiminde gerçekleşti.
Ancak globalizmin çok hızla ilerlemesi ,kendi ahlakını ve vicdanını oluşturamaması, insanların tümüne birden bir güvence verememesi , “fikrin” değerli olduğu döneme ayak uyduramayanları çok korkuttu.
Birden küresel bir bütünleşmeye karşı “milliyetçilik” denilen küçük bir bütünleşme anlayışı , globalizmden korkanlar arasında yaygınlaştı. Bundan yararlanmak isteyen siyasetçiler ağır bir hamasete meylettiler, düşmanlıkları keskinleştirdiler.
Globalizm,yeni çağa ayak uydurmakta zorlanan kesimler için hızla yenmiş bir yemeğe dönüştü. Bu yeni yemeği hazmedemeyenler globalizmi milliyetçilik ve düşmanlık biçiminde kustular.
***
Globalizme açılan en önemli kapılardan biri, Avrupa’yı “ulus-ötesi” bir anlayışla bütünleştirmeyi hedefleyen Avrupa Birliği anlayışıydı.
İngiltere’nin AB’den ayrılma kararı en başta İngilizleri olmak üzere bütün dünyayı şaşırttı.
Sanayi Devrimi’ni başlatan bir toplum yeni bir teknolojik devrim karşısında korkuya kapılıp geriye çekilmişti.
İngiltere’nin sosyal tarihine baktığımızda bu tür reaksiyoner hareketler görebiliriz.
Bunların en ünlüsü adını Ned Lud’dan alan Luddist harekettir. İşçiler kendilerine işlerini kaybettireceği korkusuyla dokuma tezgahlarını parçalamışlardı. 1811-1812 yıllarında Luddist hareketin “makine kırıcılığı” doruğa çıkmıştı.
Brexit’in de bir tür “Neo-Luddist” bir hareket olduğunu düşünüyorum.
Burada şaşırtıcı olan Sanayi Devrimi’nde İngiltere’de Luddistler azınlıktaydı, Teknoloji Devrimi’nde İngiltere’de neo-Luddistlerin çoğunlukta olması.
İngiltere’de çoğunluğun yeni gelişmelerden böylesine ürkmesi, fikrin değerli olduğu bir çağda mülkün değerini savunan bir uca kayması…
***
Sosyo-ekonomik ve psiko-kültürel yapının derinden değiştiği radikal dönemlerde bu krizler kaçınılmaz.
Globalizm, teknolojik olarak kendi altyapısını oluşturdu ama kendi “küresel bireyini,” ”küresel bilincini,” dolayısıyla da “küresel vicdanını” yaşanan bu krizlerle inşa ediyor.
Bu süreç, bireyin, bilincin, vicdanın küreselleşmesi ile tamamlanacak.
Krizler, duraksamalar, tepkiler, bu sürecin kaçınılmaz dikenleri olarak toplumun etine saplanıyor.
***
İngiltere şimdi kendisini de şaşırtan Brexit kararı ile neo-Luddist bir duruş gösterdi ama bu zihniyet nasıl sanayi devrimini durduramadıysa, bugünkü Brexit de fikrin değerli olduğu büyük devrimin İngiltere’yi kapsamasını engelleyemeyecektir bence.
İngiltere’nin “fikir”den korkacak bir yapısı yok.
Brexit, Luddizm’in kısa dönemli olarak hortladığı bir süreç olarak geçecek, İngiltere yeni dönemde de insanlığın önemli bir parçası olarak bütünleşmeye güvenle katılacaktır. Eninde sonunda böyle olacaktır.
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERDenizli teleferiğindeki kayıt dışı 25 milyon nerede? 9.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞErdoğan’ın büyük siyasi gafı: “CHP Ankara merkezli siyaset yapmalı” 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025