Mehmet ALTAN
1980-1990 yıllarını bitirirken , on yıllık resme şöyle bütünlüklü bakmaya ihtiyaç var. Dünü bugüne taşıyan temel konu ya da sorunların başlangıcı da bu yıllar çünkü. Hem genel havayı koklamak, hem de o belli başlı konuları hatırlatarak, on yılı tamamlamak, bugünü de daha iyi anlamak açısından önemli bence.
***
Daha önce görmüştük… 12 Eylül 1980 sonrası bütün ülkede sıkıyönetim ilan edildi. Cumhuriyet tarihinin çok büyük bölümünde zaten hep sıkıyönetimler var. 1983 yılında seçimler yapıldı. 1983 yılından sonra kademeli olarak bazı illerde sıkıyönetime son verildi. 12 Mart 1987 yılında ise tamamen kaldırıldı. Ancak, sıkıyönetimin kaldırıldığı bazı illerde, özellikle Güneydoğu’da Olağanüstü Hâl ilan edildi. OHÂL’in de kaldırılması ise 2002 yılını buldu.
***
1980 darbesi, sıkıyönetim, olağanüstü hâl yönetimi, askerî iklimdeki bir anayasa ve hukuk rejimine rağmen, 15 Ağustos 1984 tarihinde PKK Siirt’in Eruh ve Hakkari’nin Şemdinli ilçelerine büyük bir baskın düzenledi. O baskından bu yana da onca insanın ölümüne yol açan bu kanlı sorun çözülemedi.
***
1980-90 döneminin çok önemli ve bugüne uzayan bir gelişmesi de AB sürecinin start almasıdır. O on yıl içinde Avrupa da Avrupa Ekonomik Topluluğu’ndan (AET) Avrupa Birliği’ne (AB) geçti. 12 Eylül 1980 darbesi Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ile Türkiye arasındaki ilişkilerin dondurulmasına yol açtı. 1983 yılında çok partili seçimlerin yapılması üzerine Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkiler yeniden canlandı. 14 Nisan 1987 tarihinde Türkiye resmen tam üyelik başvurusunda bulundu. Avrupa Birliği'yle bütünleşmenin ilk aşaması olarak Türkiye 1 Ocak 1996 tarihinde Gümrük Birliği'ne girdi. 1987 tarihindeki resmen tam üyelik başvurumuza rağmen AB tam üyeliği de çözülemedi…
Geriye dönük bir taramanın büyük bir faydası da, Türkiye’nin düzelmez zaaflarını görmeye yaraması. Bunlardan biri, belki de ilki sorun çözme yetersizliği… Lanetlenmiş gibi hep aynı sorunlar etrafında yaşamı yok ediyoruz.
***
Bu on yılı panoramik bir incelemeye tâbi tutarken, yüz yıllık bir geçmişi olan Kürt Basın Tarihi'nin bu süreçte ivme kazandığını görüyoruz…
İlk Kürt gazetesi 22 Nisan 1898 yılında Mısır’ın başkenti Kahire’de, Midhat Bedirhan tarafından Arap alfabesiyle ve Kürdistan Gazetesi adıyla yayımlanıyor. 22 Nisan'ın Kürtlerin Basın Günü olarak kutlanması da bu yüzden...
Gazetenin 15 günde bir çıkacağı duyuruluyor. Ama yayımlanması ve devamı pek de kolay olmuyor... Midhat Bedirhan, sürgünde geçen hayatının çalkantısına rağmen gazetenin çıkması için büyük çaba sarf ediyor. Gazetenin ilk beş sayısı Mısır’da, 6.-19. sayıları Cenevre’de, 20.-23. arası sayılar Londra’da, 24.-29. arası sayılar Folkston’da, 30. ve 31. arası sayılar ise Cenevre’de yayınlanıyor.
İlk sayısından sadece sekiz gün sonra, gazetenin daha ikinci sayısı çıkmadan, II. Abdülhamit tarafından Osmanlı topraklarına girişi yasaklanıyor.
***
İlk Kürt matbaası konusunda ise farklı tarihler var. İlk Kürt matbaası, Ekrem Cemil Paşa tarafından Diyarbakır’da kuruluyor. Ekrem Cemil Paşa bu matbaada Kürtçe Gazi (Haykırış) adlı gazeteyi çıkarıyor. Ama...
1908 yılında İstanbul’da Ramiz ve Mutkili Halîl Hayali’nin kurdukları matbaanın, genel olarak ilk Kürtçe matbaa olduğunu kabul görüyor.
Modern anlamda Kürt matbaasının asıl kurucusu ise Hüseyin Huznî Mukriyanî'dir. Mukriyanî, 1915 yılında Halep’te modern bir matbaa kurmuş ve Kürtçe eserler basmıştır.
***
Kürtçe çok zorluklar ve yasaklarla karşı karşıya kalıyor. Türkiye'de bugün bile bazen “bilinmeyen bir dil” gibi çok incitici bir muameleye maruz kaldığını unutmayın. Bu nedenlerle velut bir yayın serüveninden söz etmek mümkün değil...
***
Ancak... Kürt medyasında 1980'den sonrasında dikkat çekici bir gelişmeye rastlanıyor. Özellikle Avrupa ülkelerinde, Avustralya ve Amerika’da birçok Kürtçe gazete, dergi ve ders kitapları yayımlanıyor.
Kürt Basın tarihi uzmanları İsveç’te 1985 yılından 1990 yılının sonuna kadar Latin harfleriyle 485 kitabın Kürtçenin Kurmancı lehçesinde basıldığını vurguluyor. Yine o yıllarda İsveç’te yaklaşık 50 dergi yayımlandığı belirtiliyor. Gene İşveç'te Kürtlere ait dört beş matbaa var, halen bu matbaalarda Kürtçe eserler basılıyor.
***
Aynı yıllarda Türkiye’de de Kürt medyası alanında bir gelişme gözleniyor... Dergi ve gazeteler basılıyor. Son yıllarda ise şartlar zorlaşıyor. Kürtçe basılan kitap sayısı çok azalırken, Kürtçe eserlerin okunmasında da düşüş görülüyor.
***
Bir devlet desteği olmamasına, hattâ tam tersine baskı olmasına rağmen Sorani lehçesinde beş yüz bin adet yayın olduğunu hatırlatan Kürt basın tarihçileri, 1898’den şimdiye kadar 123 yıl geçmesine rağmen istenen gelişmenin sağlanamamasını da birtakım nedenlerle açıklıyor:
1- Kürtlerin dört ülke, hattâ Rusya’yı da katarsak beş ülkede bölünmüş olması,
2- Kürtlerin bir devletinin olmaması ve birçok alanda Kürtlerin bir devlet desteğiyle yürüyen medyalarının olmaması,
3- Farklı alfabeleri kullanıyor olmaları,
4- Sosyal anlamda okuma oranının düşük olması,
5- Kürtçede dergiler ve gazeteler çıkarılmasına rağmen maalesef yeterli bir okuyucu kitlesi bulmaması,
6- Kürtçenin pazar noktasında müşteri bulamaması,
7- Kürtçe alanında hâlâ anadilde eğitimin temin edilememiş olmaması.
***
Sıkıyönetimler, Olağanüstü Hâller, Kürt Sorunu, AB tam üyelik serüveni, Kürtçe konusu… 30 yıl öncesinin toplu fotoğrafı bu. Sorunu çözemeyince, hep aynı sorunlarla yaşayan bir ülkeyiz. Toplu fotoğrafta demokrasi hiç olmadı, bazen yarım yamalak göründü. Baş köşeye otursa bu donmuş sorunlar buharlaşıp giderdi. Refah ve özgürlük yoksunu olmazdık. Barış içinde zengin ve mutlu yaşayabilirdik.
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERDenizli teleferiğindeki kayıt dışı 25 milyon nerede? 9.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞErdoğan’ın büyük siyasi gafı: “CHP Ankara merkezli siyaset yapmalı” 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025