Mehmet TIRAŞ
CHP’nin 10 Mayıs 2013 tarihinde İstanbul da gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle yaptığı basın toplantısında,Kürt sorunu ve ülkenin demokratikleşmesine yönelik;”19 maddelik özgürlük ve barış bildirgesi” yabana atılacak bir gelişme olduğu gibi, övgüyü de hak ediyor eksiklerine rağmen..
CHP’nin anadilde eğitime karşı çıkması ise;ünlü şairimiz Yahya Kemal’in veciz sözünü yazıya başlık koydurdu bana.
CHP’nin önemsediğimiz bildiriyi kamuoyuna açıkladığı gün, Taraf Gazetesinin manşetinde de; 6 CHP milletvekilinin statükodan yana tavır alan partide ulusalcı kanat olarak tanınan,barış sürecine karşı çıktıklarını manşetten veriyordu.Bu da CHP’nin bir tezatlar partisi olduğunu ortaya koymaktadır.
İşte CHP’nin öne çıkarttığı bizim de önemsediğimiz demokratikleşmenin önündeki engeller.
· Seçim barajının yüzde 10 dan 5’e inmesi.
· Siyasi partiler ve seçim kanunun değişmesi,
· Diyarbakır Cezaevinin müze olması.
· Koruculuk sistemini kaldırılması.
· Uludere katliamının aydınlatılması.
· Demokrasimizde hiç birimizin kabul etmediği lider sultası var.Milletin vekilini liderler değil,millet seçsin.
· Düşünceyi,inanç ve ifade özgürlüğünü güvence altına alalım.Kim nerede istiyorsa girsin ibadetini yapsın.Toplantı,gösteri ve örgütlenme özgürlüğü bir haktır,güçlendirelim.
· Din ve vicdan özgürlüğü tartışılamaz.İnançlar arası farklılık gözetilemez.Bunu gerçekleştirelim.
· Demokrasi ve insan haklarının önündeki engelleri temizleyelim.
· Basın hürdür,sansür edilemez.İletişim özgürlüğü esastır,onu sağlayalım.
· Tutuklu siyasetçi,bilim adamı,gazeteci ve öğrenci ayıbına son verelim.
· Faili meçhuller,yargısız infazlar cezasız bırakılamaz.Zaman aşımı engellenmelidir.
· Gizli tanık,yasa dışı dinlemelerle yargılama olamaz.
· Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve kısaca 12 Eylül hukukuna son verilmesini istiyor CHP.
Her şeye rağmen CHP’nin bu önerileri siyasi partiler ve demokrasiden yana olan güçler destek vermeli.
Hatta bu öneriler “ana dilde eğitim,ademi merkeziyetçilik,vicdani ret ve Kürt bölgesindeki isim değişikliklerine son verip orijinal isimlerinin iadesiyle zenginleştirilmeli.”
CHP BDP’den sonra Türkiye de Kürt sorununa parlamentoda en fazla kafa yoran raporlar hazırlayan parti olmasına rağmen,bir türlü parti içinde Kürt sorununun çözümü konusunda ilkesel bir siyaseti kamuoyunun önüne taşıyamıyor.
Anadilde verilecek eğitim ülkeyi böler,ayrıştırır yanıtı akıllara durgunluk veriyor.
Bu kadar önemli bir özgürlük ve barış bildirgesiyle demokrasinin önündeki engellere çözüm üreteceksin ve ardından da ;ana dilde eğitime karşıyım dediğiniz de,bir insanın doğuştan kazanmış olduğu hakkı yok saymanız; bütün demokratik taleplerinizi gölgede bırakır.
Kendisi de çok iyi biliyor ki Kılıçdaroğlu;Kürtlerin olmazsa olmazlarındandır “ana dilde eğitim.”
Anadilde birden fazla eğitim veren dünyada çok ülke var Güney Afrika da 12 dilde devlet eğitim veriliyor,bu kadar ciddi çalışma yapan bir parti bunları nasıl görmez veya görmek istemez. Sıraladığınız güzel özgürlük paketine ana dilde ve her isteyenin istediği dilde kültürünü yaşaması ve yaymasının önündeki engellerinde kalkmasını ilave etseydiniz ne kaybederdiniz,demokrasi,hukuk ve barış açısından.
AKP’nin Kürt sorunu konusunda bir çözüm politikası yok bunu anlıyoruz da; CHP’nin 1991 yılından beri SHP’den bu tarafa yıllarca üzerinde çalıştığı Kürt sorunun çözümü çabalarını;anadilde eğitime karşı çıkarsanız; çok gülünç bir duruma düşürüyor politikanızı içeride ve dış dünyada.
Eğer CHP barış sürecine Kürt sorunun çözümüne ve demokratikleşme boyutunda evrensel bir hukukla katkı sağlamaya devam ederse, iktidar yolunda önemli bir yol alacaktır.CHP’nin barış sürecinin saydam olmadığı konusunda yani PKK ile AKP hangi konularda anlaştılar tezinin haklı yanı var..
Yalnız, CHP’nin AKP’nin PKK ile görüşmesine karşı çıkması ise karşılığı yok bunun siyasette;çünkü kiminle savaşıyorsanız onunla barışırsınız.CHP de olsa bir başka parti de olsa silahların susmasının muhatabı BDP değil PKK’dır.
Eksiklerine rağmen CHP’nin “demokrasi,barış ve özgürlükler” bildirisi veya paketi desteklenmeli; eksikler ise kervan yolda dizilir misali ele alınarak yola devam edilmelidir.
Tabi bizim burada CHP’ye bir vatandaş olarak önerimiz; sosyal,siyasal ve ekonomi politikalarını,sosyal demokrasinin evrensel ilkleriyle,siyasetini örtüştürmeli ve yürütürken de;Türkiye’nin AB’liğinin üyeliğine hız vermeli,yoksa bu mücadelesi çok güdük kalacaktır.
Muhalefet, demokratik toplumlarda her zaman iktidardan daha özgürlükçü,insan odaklı,hümanist bir siyaseti ilke edinir..Vatandaşı devletin hizmetkarı değil,tersi devleti vatandaşın hizmetkarı gören ve devletin nötr olması konusunda,devlet aklını evrensel hukukla bağlayan bir sistemi savunur..
Not.Bu yazıyı bitirdikten sonra; Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde vahim bir terörle şok olduk toplum olarak,patlatılan iki bombalı araçla 43 kişinin ölüm haberini, haber kanallarından öğrendim.Ölenlere baş sağlığı yakınlarına da sabır diliyorum.
Dileriz CHP’nin bu demokratikleşme paketi, bu terör olayıyla gündemden düşmez.
Birde şunu hatırlatalım AKP’ye; Suriye iç savaşının tarafı olup alenen Beşer ESAD muhaliflerini eğitir ve savaşa hazırlarsanız ülkenizde, karşılaştıklarımızda sürpriz olmasa gerek.AKP’nin öngörüsüz dış politikasının sonucudur bu terör olayları.Dilimiz varmıyor söylemeye ama bunun devamı gelecek gibi görünüyor,dileriz yanılırız.
Ne demişler,”camdan evde oturan başkasının penceresine taş atmasın.”
Bir taraftan ülke içinde barışı sağlamaya çalışırken; dışarıdan gelen bir sistematik terörle de kuşatılmış durumdayız.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- ZEHİRLENMELER “GIDA TERÖR” DEĞL Mİ?
1.12.2025 - İBB İDDİANAMESİ…
24.11.2025 - HUKUKTAN UZAKLAŞAN NEYE TUTULUR?
17.11.2025 - İŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ…
11.11.2025 - EN BÜYÜK MAĞDUR “KHK” LILAR…
10.11.2025 - MUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”,
3.11.2025 - ALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ…
27.10.2025 - TIKANMA VE TAHAMÜLSÜZLÜK…
20.10.2025 - SİYASAL İKTİDARIN HÜZÜNLÜ YOLCULUĞU…
13.10.2025 - “DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE…
6.10.2025
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları





























































yalanın yatsıya kadar omru ve akçam cılık
torosyanın uydurmalarının faş edilmesi,akçam a batmayıp da ne yapacaktı. ermeni iddialarıının ciddi bir elekten gecirildiğinde, elekte ne kadarının kaldığına dair guncel ve önemli bir gösterge oldu bu torosyanın (hayalellerinin) günlükleri. soykırım iddiaların kabulu için tüm imkanları topyekun seferber etme savaş/propoganda kampanyası konseptine dayanan maksist mobilizasyondan devşirme, amaç için her aracı mubah gören akçamcı anlayış, bilimsel ahlak ve anlayış sahibi herkesi tiksindiriyor
akçam için değmez
içine yuvarlandığı ve ekmegini de yediği soykırım müminliğiyle, bay akçamın two-state machine denk reflekse indirgenmiş beynine, on kusur yazı ile ince ince deşifre ettiğin kalpazanlık bir şey soylemedi ise, daha ne yazacaksın. zamanını vereceğin değerli birşey mi kalmadı..bu tiplere karşı, bir yaşam pratiği olarak tavsiye: h..tir diyip geçmek..
düzce
elinize yureginize saglik... Ermenilerin acisi uzerinden kariyer, guc ve para yapan Akcam ve Aktar gibilere cevabiniz az bile. ortalik onlara kalmasin...
Ali demirhan
Halil Berktay tam bir sarlatan ve muthis demogog. tipki 1970 yillarinda yoldaslari Aydinlikcilar gibi. Halil berktayin durdugu yer D.Perincekkin durdugu yerdir. Bu hareketin verdigi zarar ortadadir. Solda durup sag vuran boksordurler bunlar.
Ad Soyad Giriniz...
berktay 1970 lerde Aydınlıkçı olduğu için muteber sayılmazmış; peki akçam neymiş o zamanlarda.. akçam, alt etnik kimliğini dürüstçe açıklasın.. o zaman, soykırım papazlığı, amigoluğu yapmasını, bu ulkenin insanları anlayışla karşılar. örneğin c çandar, objektiflik kisvesi de takınıp devletin pkk ya teslim olmasını savunurken, çok tepki çekiyordu. soyunun kürt çandarlı kara husamettine dayandığını kitabında açıkladı. kendi de rahatladı. insanlar artık c candar ı anlayabiliyor..
yalanın yatsıya kadar omru ve akçam cılık
torosyanın uydurmalarının faş edilmesi,akçam a batmayıp da ne yapacaktı. ermeni iddialarıının ciddi bir elekten gecirildiğinde, elekte ne kadarının kaldığına dair guncel ve önemli bir gösterge oldu bu torosyanın (hayalellerinin) günlükleri. soykırım iddiaların kabulu için tüm imkanları topyekun seferber etme savaş/propoganda kampanyası konseptine dayanan maksist mobilizasyondan devşirme, amaç için her aracı mubah gören akçamcı anlayış, bilimsel ahlak ve anlayış sahibi herkesi tiksindiriyor
akçam için değmez
içine yuvarlandığı ve ekmegini de yediği soykırım müminliğiyle, bay akçamın two-state machine denk reflekse indirgenmiş beynine, on kusur yazı ile ince ince deşifre ettiğin kalpazanlık bir şey soylemedi ise, daha ne yazacaksın. zamanını vereceğin değerli birşey mi kalmadı..bu tiplere karşı, bir yaşam pratiği olarak tavsiye: h..tir diyip geçmek..
düzce
elinize yureginize saglik... Ermenilerin acisi uzerinden kariyer, guc ve para yapan Akcam ve Aktar gibilere cevabiniz az bile. ortalik onlara kalmasin...
Ali demirhan
Halil Berktay tam bir sarlatan ve muthis demogog. tipki 1970 yillarinda yoldaslari Aydinlikcilar gibi. Halil berktayin durdugu yer D.Perincekkin durdugu yerdir. Bu hareketin verdigi zarar ortadadir. Solda durup sag vuran boksordurler bunlar.
Ad Soyad Giriniz...
berktay 1970 lerde Aydınlıkçı olduğu için muteber sayılmazmış; peki akçam neymiş o zamanlarda.. akçam, alt etnik kimliğini dürüstçe açıklasın.. o zaman, soykırım papazlığı, amigoluğu yapmasını, bu ulkenin insanları anlayışla karşılar. örneğin c çandar, objektiflik kisvesi de takınıp devletin pkk ya teslim olmasını savunurken, çok tepki çekiyordu. soyunun kürt çandarlı kara husamettine dayandığını kitabında açıkladı. kendi de rahatladı. insanlar artık c candar ı anlayabiliyor..
Onur Dinçer
Cengiz Çandarın Kürt kökenli olduğunu itiraf ettiğini nereden çıkarıyorsun? Cengiz Çandarın soyu Osmanlının erken dönemindeki önde gelen Türk ailelerinden biri olan ve tam 5 sadrazam çıkartmış olan meşhur Çandarlı ailesine dayanır ve Cengiz Çandarın kendisi de bu gerçeğe dayanarak Türklüğünün Türkiyedeki çoğu insanınkinden daha saf olduğu yönünde sözler etmiştir zaman zaman. Örneğin, Çandar şunu söylemiş bir yerde: "Türklüğünde karışıklık ve spekülasyon olmayacak birisi de benim."
Onur Dinçer
İkinci bir husus; kişinin politik görüşünün etnik kimliğinden bağımsız olamaması ancak kabile toplumlarında görülebilecek bir şey. Türkiye öyle bir toplum değil çok şükür. Mesela, ben de etnik Türküm ve ben de Ermeni soykırımını kabul ediyorum. Zaten Türklükle Ermeni soykırımının kabulü veya reddi arasında da her hangi bir mantık ilişkisi göremiyorum. Uluslararası hukukta tanımlandığı şekliyle soykırım, ya vardır ya yoktur; var ya da yok olduğu kişiden kişiye değişmez.
Onur Dinçer
Ali Demirhan adlı yorumcunun demagojinin ne manaya geldiğini bildiğinden şüpheliyim. Halil Berktayın yazdıklarının demagojiyle uzaktan yakından alakası yok, zaten o karakterde biri de değil. O sadece kendisinin bu konudaki haklılığını isbatlamak için tüm karşı argümanlara yeri yettiğince cevap vermeye çalışıyor, bunu da bilimsel metotlarla yapıyor. Ayrıca, Berktayın bugünkü Doğu Perinçekle herhangi bir fikri yakınlığını göremiyorum. İnsanları damgalamak bu kadar kolay olmamalı. Seviye lütfen.
dinçer e yanıt 1
cengiz çandar ın soyunun çandarlı kürt kara husamettin e (?) dayandığına dair kendi açıklaması kendi son kitabı mezopotamya .. da yazdığına dair bkz... http://yenisafak.com.tr/yazarlar/SalihTuna/cengiz-candar-niye-boyle-yapiyor/35234 c. çandar ın, kendi kürt feodal kökeninin sağlamlığına dayanarak, tüm kürtler arasında yuksek perdeden volta atması ve pkk misyonunu tumuyle meşrulamaya adanması sadece evrenselci sosyalıst ayaklara değil, etli kanlı kimlik sövenizmine de dayanıyor..
dincere yanıt -2
derileri altındaki etnik tortuları gizleyip toplumun başat özelliklerini her türlü hücümü yapıp, ülkeyi muz cumhuriyeti iktidarsızlığına indirgemek için genişletilmiş türklük kavramına tüneyip, bu hususiyetin hakikiliğinin içini ise boşaltırken, gerçekten saflara ise "kişinin politik görüşünün etnik kimliğinden bağımsız olamaması ancak kabile toplumlarında görülebilecek bir şey" aforizması pazarlıyorlar..
dydincer yanıt 3
buna inanan, eleştirel gözleri açılmamış, sahada işlerin nasıl donduğunu görüp de okuyamayan safların sorunu ise, bu aforizmanın tek yanlı safları saf dışı etmeye yonelik sistematik bir araç olduğunu görmemeleri.. kısacası bir dua ya sadece kendilerinin amin demesi..
Onur Dinçer
Kaldı ki ben dünyanın her yerinde eşit derecede doğru olan bir gerçeği ifade ettim. Yani, kişinin politik görüşünün etnik kimliğinden bağımsız olamamasının ancak kabile toplumlarında görülebilecek bir şey olduğu, dünyanın her yerinde aklı başında olan her insanın söyleyebileceği bir şey.
Onur Dinçer
Diğer meseleye gelince, senin ideolojine ters gelen bir görüşü savunanı (bu durumda ben oluyorum) komplo teorileriyle kendi görüşüne inanmaya ikna etmeye çalışıyorsun. Sanki ortada herkesten saklanmaya çalışılan bir komplo var ve bunun da sadece sen ve senin gibi düşünenler farkında.
Onur Dinçer
Çandarlı sülalesinin baba soyunun Kürt olması eldeki o döneme ait veriler ışığında düşük bir ihtimal. Ama, devrin her önde gelen Müslüman sülalesi gibi, onlar da evliliklerinin gayrimüslim ailelerden gelen kadınlarla olanları haricindekilerini diğer önde gelen Müslüman ailelerle yapmıştır ve bunlar içinde önde gelen Kürt, Arap, Acem vs. aileler de pek tabii olabilir. Milliyetçiliğin olmadığı devirlerden söz ediyoruz.
Ad Soyad Giriniz...
olgularla teorik kılıklı dolmalar arasındaki devasa açıklığın idrak alanındaki karşılığının ne olduğuna dair olası bir sakatlığın ne sonuç verdiğini, bir okuru olduguna göre okuduğunu içselleştirebilseydin, berktay vs akçam atışmasının da ana damarı oldugunu ve berktay a hak vermekle, bu pozisyonun arasındaki çelişkiyi farkederdin. yani berktay a hak verirken, tartışmayı anlayarak degil de berktay hakkında izlenim ve imana dayalı tutum belirliyorsun ki, aynı hataya burda da dusuyorsun.
Ad Soyad Giriniz...
ideoloji ve komplo teorisi, saçmalıkların gecerli teori diye yutulduğu düşünce sakatlığının aynı yarıkuresine ait seyler..resim, sakındığını sandığın tuzaga düşmenin ta kendisi.. Burnunun dibinde bile geçerliliği olmayan bir varsayımı, dunyanın her yerinde gecerli ilan ederken, olguyu pas gecip iman alanında dolma yutmak gerçekliğe erişimde kötürüm olmak, elinin erişebildiği bir olgusallığı okuyamamak demek..
Ad Soyad Giriniz...
spekülasyona artık gerek kalıyor mu, candarın kendinin cok yakın zamanda çıkardığı kitabına rucu ediliyorsa.. okuyup anlamada sorun yoksa tabi..kaynak: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/SalihTuna/cengiz-candar-niye-boyle-yapiyor/35234
Ad Soyad Giriniz...
berktay ın tam da eleştirdiği şey bu tutum.. ayrıca ne kürt olmak kötü birşey olarak nitelendi, ne kabile toplumu olmak inferior birsey..ne de dunyanın her yerinde gecerli düzlükler var..
Onur Dinçer
Linkini verdiğin makaleyi baştan sona okudum zaten. Bir kere, Çandarlı sülalesinin kendisinde veya devrin kaynaklarında sülalenin Kürt orijinli bir sülale olduğunda dair en ufak bir bilgi, kayıt, gelenek, şecere, belirti vs. yok. Sen Çandarlı Kara Halil Paşanın ölümünden 200 yıl sonra, Çandalıların görünürlüğünün azaldığı bir devirde, Osmanlı yanlısı bir Kürt beyi tarafından yazılmış bir kitaptaki doğruluğu gayet kuşkulu bir ifadeden hareket ederek sülalenin kökeni hakkında hüküm veriyorsun.
Onur Dinçer
Senin diğer yazdıklarına gelince, onlarda ciddiye alınacak hiçbir şey yok. O yüzden muhatap alınıp cevaplanmaya bile değmezler. Sen ne beni ne de Halil Berktayı anlayabiliyorsun.