Biz hiçbir zaman toplum olarak gerçekle yüzleşemediğimiz için;hep olayları sonuçlarıyla değerlendirmiş, nedenlerinin arka planını araştırmadan olayların üstüne örten ve yasaklayan siyasal/sosyal bir geleneksel kültüre sahibiz;bu her türlü olaylar ve terör içinde geçerli.

Önceden içeride yaşadığımız her olayda sistemden beslenenler  gerçekle yüzleşmez; olayları şöyle yorumlarlardı;bütün dünyanın gözü bizim ülkemizde üç tarafımız denizle çevrili ama dört tarafımızda düşmanla sarılı derlerdi.Kendilerine hiç toz kondurmaz mutlaka bir düşman belirlenirdi,bazen düşman bu komünistler olur,bazen şeriatçılar,bölücüler  vs…

Soğuk savaş döneminde iktidarların mazereti çoktu ve muhalefeti ise düşmandı.Devleti yönetenler kimi düşman gösterdiyse, toplumda ona kilitlenir ve sorunun üzerine gidilmez soğutmaya alınarak üstü kapatılırdı..

Temel hak ve özgürlükler gündeme gelmez,hak arayan demokratik taleplerde bulunalar, rejim karşıtı görülür ve apar topar içeri alınır yargısız infaz yapılıp, suçlu ilan edilirdi gerçi şimdi hala öyle sürüyor ama gizleyemiyorlar  internetti yasaklayamadıkları için.

Terörün ve anarşizmin  ekonomik,sosyal,kültürel ve siyasal derin bir analizi yapılmıyor;bir günah keçisi bulunarak olayların ve sorunların üstünü kapatmaya çalışıyorlar bizde.Bu bizim siyasal geleneğimizde hiç değişmiyor.12 Eylül darbesine gelinen süreçte 5 bin kişi sağ-sol teröründen hayatlarını kaybetme dimi,darbenin gerekçesi de terörü bahane gösterilmedi mi? Terör durdu mu?

Peki terör nereden besleniyor,gelişmemiş ülkelerin terör neden kaderi oluyor, bunu hiç analiz ediyor muyuz?

Bizde terör,darbeler dönemi de buna dahil olmak üzere,yasaklar, koşullara,çoğunluğa ve değerlere göre değişerek mutlaka bir taraftar topluluğu bulmuştur,devlet öncülüğünde.

Bir ülkede terör ;yoksulluktan,cehaletten,gelir dağılımındaki adaletsizlik, temel hak ve özgürlüklerin yok sayılmasından ortaya çıkmıyor mu?

Orta Doğu ülkelerinde Afrika da ve bizde bunların hepsi mevcut değil mi?

Türkiye de 12 milyon insan günde 2 dolar ile geçinirken,1 milyon insan açlık sınırında yaşıyor;bankalardaki mevcut mevduatın yüzde 46’sı 51 bin kişinin hesabı olarak gözüküyor,böyle bir tablonun değişmediği yerde terörü nasıl yok edeceksiniz?

Nasıl çocuk anneden-babadan etkilenerek pozisyon alıyorsa,toplumlarda devletin tutumundan yola çıkarak kendine bir rol biçiyor.

Terörle iç içe yaşayan ülkelerin yönetimini incelediğimizde  birinci sırada devlet terörünün görürüz.

Terör bir günde ortaya çıkan bir olay değil ki; bunun bir süreci ve alt yapısı var ve oralardan beslenerek yol alır,yukarıda sıraladığımız etkenler var oldukça devamda edecektir.

11 Mayıs 2013 tarihinde Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde yaşanan uluslar arası bağlantılı bir örgüt tarafından düzenlenen bomba yüklü iki otomobil ile düzenlen terör  saldırısı sonucu;50  vatandaşımız kaybederken  onlarca insanımızda yaralandı,ilçe tam bir savaş görüntüsü veriyor; Irak’ı ve Suriye iç savaşını aratmıyordu ekranlara yansıyan manzaralar.

Terör örgütlerini Laboratuarı olan Orta  Doğu coğrafyası bizi de artık içine sarmış bir şekilde sınırlarımızı zorlamıyor, sınırlardan içeri girerek nerede duracağını bilmediğimiz, freni patlamış bir kamyon gibi  kontrolden çıkmış vaziyette  üstümüze üstümüze  geliyor.

Reyhanlı’daki bombalı terör saldırısı gerçi ilk değil bundan daha üç ay önce   11 Şubat 2013 tarihinde Cilve gözü giriş kapısında da olmuştu ;orada da  insanlar öldü ama bu ölenler devlet büyüklerimizden ve onların yakınlarından olmadığı için unutuldu,tıpkı Uludere de  Ordunun savaş   uçaklarıyla bombalanarak öldürülen 34 Kürt vatandaşlarımız gibi.

Biz sadece siyasal olaylardan dolayı terör yaşamıyoruz ki; bizim müzmin bir hal alan ama bir türlü üstesinden gelemediğimiz her yıl 4  bin kişinin hayatını kaybettiği, binlerce de insanın sakat kalmasına neden  olduğumuz, bir trafik terörümüz var.Arabayı araba gibi değil de silah gibi kullanıyoruz ve abraya bindiğimizde bu yollar sadece bana ait diyerek,yaya üstünlüğü ne, kural neymiş bas gaza, bana gaz kesmez derler,diyerek yolları kan gölüne çeviriyoruz.

Dünya sağlık örgütünün  Raporu  bizim trafik terörümüzü teyit ediyor:Her yıl ortalama 1 milyon iki yüz bin kişi hayatını trafik kazalarında kaybediyor dünyada;Türkiye de her yıl trafik kazalarında 4 bin kişi hayatını kaybediyor yaralı sayısının rakamını vermeye gerek var mı?

Nur topu gibi bir terörümüz daha  var Allah nazardan saklasın, günden güne büyüyerek geliyor o da;”futbol terörü ”  daha geniş ifade edersek spor terörü sadece futbolda değil, sporun hemen hemen bütün branşlarında terörle karşı karşıyayız.

Biz bu futbol terörünün analizini yapacağımız yerde haftanın beş günü  futbol geyiği yapılıyor ortalama üç saat televizyonlarda.

 Futbol terörünü hiç tarihine eğildik mi,üç-beş yılda mı ortaya çıktı;1967 yılında Kayseri de oynan 17 Eylül 1967 yılında Kayseri spor-Sivas spor maçını hatırlayan var mı?

Bu maçta 40 kişinin ölümü ve 600 kişinin yaralanması,Sivas ta yaşayan Kayserili olan esnafın işyerleri ve evlerine saldırılar hiç hatırlanıyor mu?Bu olayın gündeme gelmesi olayı kaşımak değil amacımız tarihsel bir futbol terörünü hatırlatmaktır.

Futbol terörünü televizyonlar kışkırtıyor diyorlar ya;Kayser spor-Sivas spor faciasının olduğu tarihte her evde radyo bile yoktu.Televizyonların kışkırtmasının payı ne kadar bu da belli değil.

Futbolda UEFA’nın  feir play sıralamasında 53 ülke içinde sıralamada Türkiye 46’cı sırada.Bu da mı dış düşmanların işi?Ne zaman gerçekle yüzleşeceğiz biz!.

Bunun bir çözümü var futbol ve spor terörü açısından..

Terör estirilen bütün branşlardaki müsabakaları bir yıl yarışmalardan men edersiniz  ve herkes hakkına ve ağzına düşen payı da almış olur.

Nasıl seksenli yılarlın başında İngiliz futbol holiganlarının uluslar arası müsabakalarda estirdi futbol terörünü, İngiliz hükümeti İngiliz futbol kulüplerini uluslar arası maçlardan men edip,hizaya getirdiyse bizde yapabiliriz,çok mu zor bunu yapmak.

Ya gıda terörümüz,depremi,seli hiç saymıyoruz,çevre zehirlenmesi,iş kazaları,kaza mı bile bile lades mi, bu da terör listesine alınmalı mı,bana göre alınmalı!.

Her gün iş kazalarından 3 kişi ölüyor 5 kişi iş göremez raporu alırken,İLO ‘un kara listesindeyiz ve dünyada iş kazalarında Çin den sonra ikincilik bize ait.. Bizde olan iş terörü AB ülkelerinin 7 katı olması yabana atılacak bir konu olmasa gerek.AKP iktidarının on yıllık sürecinde 10 bin 850 işçi iş teröründe yaşamını kaybetmiş.

Terör bizim toplumsal kültürümüz olmuşta haberimiz yok.

AKP’nin orta doğu politikası bizi terörün göbeğine çekmiş gibi görünüyor,dileriz bu konuda yanılalım.