Mehmet TIRAŞ
Arap Baharıyla en çok tartışılan konu Mısırda Muhammed Mursi’ye karşı yapılan askeri darbeyle zirve yapan,İslam demokrasiyle örtüşür mü; çok yönlü tartışmaları beraberinde getirdi,bu tartışmalara hep birlikte tanık oluyoruz yazılı ve görsel medyada.Tartışılması kadar da doğal bir şey olmasa gerek.
Arap Baharını sanayi toplumunun sınıflar arası kavgasıyla değerlendirme imkanı yok gibi,çünkü ;Arap baharındaki eylemin öncüsü işçi sınıfı olmadığı gibi karşısında da Burjuvazi yok..İnsanlar tek yol şeriat demedikleri gibi sosyalizm de demiyorlar ama özgürlük diye, sokaklara döküldüler fakat evrensel hukuka yabancı olmaları,demokrasi gelenekleri olmadığı için de, çoğulculuk,bireyin özgürlüğü,temel hak ve özgürlüklerden sorunlara yaklaşmıyorlar;din,mezhep ve kültürel ağırlıklı bir siyaset kendini her alanda hissettiriyor.Mısır da ki askeri darbeyle de bu iyice su yüzüne çıktı.
En çok tartışılan ve sorulan soru ise; siyasal İslam’ın, seküler bir hayata tahammülü var mı,laikliği kabul edecek mi,demokrasiyi bir araç olarak mı kullanıyor yoksa yaşam biçimi mi seçiyor,gibi tartışmalar sürüyor,sürmesi de kaçınılmaz.
İslam ülkelerinin geleneğinde kadın neredeyse insan yerine konulmayacak kadar kötü bir yerde;Mısırda hala kadınlar sünnet ettiriliyor,bekaret testine tutuluyor,recimler(öldürüyorlar çok yaygın olmasa da) uygulanıyor,kadınlar araba kullanamıyor.
Arap Baharı tüm İslam ülkelerinin sosyal,siyasal,din ve kültürel yapılarını yeniden elden geçirten,taşları yerinden oynatan bir hareket olarak ortaya çıktı ve komşumuz Suriye’ye kadar gelip dayandı; bizi de yakından ilgilendiren içine çeken bir hareket Arap Baharı!.
Küreselleşmenin ortaya çıkarttığı bir harekettir aslında Arap Baharı.
Küreselleşme bir çağı kapatarak ortaya çıktığı gibi ,bir çağı da ortaya çıkarttı.
Sanayi toplumu gibi üç asırlık çağı sonlandırırken, sanayi devrimini tamamlamamış veya sanayi toplumuyla yeni tanışmış gelişmemiş toplumları ise hareketsiz hale getirdi.
Afrika ülkeleri ve orta doğu toplumları, bilgi çağının teknolojisiyle yani bilgisayar sayesinde tüm dünyayı tanır oldular.
Her sorunu din ile çözeceklerini ve başka bir çözüm yolunun olmadığı iddiasıyla yeryüzüne kapalı yaşamanın getirdiği bastırılmış halkın öfkesi, birden beklenmedik bu öfkeye dönüştü ve on binlerce insan sokaklara döküldüler.
Sanayi devrimini tamamlamış toplumlar küreselleşme karşısında savrulmazken,yukarıda da belirttiğimiz gibi sanayi ile yeni tanışmış toplumlar bu gelişmeleri,”bir doğa felaketi gibi karşıladılar.”
İnternet ile tanışıp yeryüzüyle irtibata geçtikçe tüm insanlar nerede yaşarlarsa yaşasınlar,dünyadaki gelişmeleri ve dönüşümleri canlı izleyip,demokrasi,hukuk ve özgürlükleri tanımış oluyorlardı.Artık sosyal medyanın birer parçası olan insanlar, bu gelişmeler din ile her şeyin çözülmeyeceğini de kavradılar ama tereddütleri de yok değildi.Tereddüt etmeleri de doğaldı,asırlarca sürdürdükleri gelenekleriyle örtüşmeyen bir sürecin içine girdiler.
Tabi demokrasi geleneklerini olmaması,sivil itaatsizlik diye bir kavrama yabancı olmaları,çoğulculuk kavramı demokrasinin olmazsa olmazlarından, olmasını da pek kabul eder durumda değillerdi.Hele bireysel haklar,azınlıklar,temel hak ve özgürlükler ise; kutsal kitabın verdiği kadar anlıyorlardı ama yeryüzünün özgürlük anlayışı bildiklerinin dışında ezber bozan bir sistemdi.
Küreselleşme tüm insanlığın ortak sistemi olarak;katılımcı,çoğulcu ve çağdaş demokrasiyi yaşam biçimi olarak dayatır oldu.Bu çağın demokrasisinde bireysel özgürlüklerin başında kimlikler ortaya çıkıyordu.Çoğunluk idaresi olacak ama çoğulculuk yok sayılmayacak; iktidar kadar muhalefette kutsal sayılacak;muhalefeti olmayan iktidarlar meşru sayılmayacaktı.Basın özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmazlarından olduğunu her iktidar kabul edecekti.
Din,tüm inananların bir inancı olacak ama başkalarının farklı inançta olması veya inançsız olması yok sayılmayacaktı.
Siyasal İslam demokrasiyi sandıktan ibaret görüp sandıktan çıkanın her şeye muktedir olmasını dayatırken ;Mısır da böyle bir anlayışı dayattı Mursi ve İhvan ama demokrasinin kuvvetler ayrılığını yok sayıyordu.Bizim Başbakanımız Erdoğan da demedi mi;demokrasinin kuvvetler ayrılığı önümüze engel,diye.
Siyasal İslam’ın demokrasiyi amacına ulaşmak için bir araç olarak görmesi ve yaşam biçimi olarak seçmemesini;yeryüzünün demokratik kamuoyunun kabul edeceği bir şey değil.
Küreselleşen dünyada dinler özgürlüklerin güvencesi olamaz ama bu çağın demokrasisi bütün dinlerin,mezheplerin,ideolojilerin ve kültürlerin güvencesi olmaya devam ediyor.
Siyasal İslam’ı savunanların;tartışmasız kabul edecekleri tek şey, demokrasinin kuvvetler ayrığı ilkesine bağımlı kalmaları;insan hakları hiçbir ülkenin içişleri sorunu olmadığını da kabul etmeleri.
Siyasal İslam bunu içselleştiriyorsa sorun yok…
Ama, demokrasiyi bizim Başbakanımız Erdoğan gibi;demokrasi gideceğin yere bineceğin bir tramvay diyorsa ,işte orada dur derler yeryüzünde adama!.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları





























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025