Mehmet TIRAŞ
Yazılı ve görsel medya da gündeme damgasını vuran iki şey öne çıkıyor birisi Suriye de Esed güçlerinin çoluk çocuk demeden kimyasal silah veya gaz kullanmasıyla 1300 kişinin öldüğü görüntüleri yer alıyor öyle bir vahşet görüntüler ki; insanın bakmaya yüreği dayanamıyor tam bir insanlık dramı yaşanıyor; kısacası insanın elinden bir şey gelmediği için insan insanlığından utanıyor.
Bir başka gündem de Başbakan Erdoğan’ın Ülke tv de Mısır da Müslüman kardeşler liderlerinden Muhammed el-Bilteci’nin 17 yaşındaki kızı Esma’nın darbeciler tarafından hedef alınarak öldürülmesi üzerine Babasının kızına yazdığı mektuba göz yaşlarını tutamadığı; deyim yerindeyse hüngür hüngür ağladığını televizyon kanalları alt yazı olarak geçerken, kimi kanallarda haberi ekranlara getiriyordu Erdoğan’ın ağladığı bölümü.
Gerçi biz toplum olarak Başbakanın ağlamasını yeni rastlamadık hatırlanırsa ilk ağlamasını Erdoğan partisinin grup toplantısında 2011 genel seçimlerin arifesinde 12 Eylül de idam edilen bir Ülkücü katilin nişanlısına yazdığı mektubu okuyarak ağlamış;bir başka ağlama sahnesi de Erdoğan’ın doğal ve inandırıcı gelen sahice olan Annesinin cenazesinde ağlamasıydı ve ben de şahsen çok duygulanmıştım Erdoğan’ı televizyonlarda izlerken,gözünde güneş gözlüğü olmadan, göz yaşını gizlemeden Annesinin cenaze namazının safında elleri önünde bağlı hem ağlıyordu,bir taraftan da kendini tutamadığı belliydi, tamamen kendini duygularının etkinse bırakmıştı ve bu sahneyi tüm kamuoyu da Erdoğan’ın annesi için ağlamasından çok etkilenmişti çokta samimi bulmuştu.
Peki başbakan kimlere ağlar kimlere ağlamaz?
Ağladıklarını sıralayalım da sonra ağlamadıklarını hatırlatalım.
Başbakan başta kendi dininden,ırkından ve mezhebinden en önemlisi de kendisiyle özdeşleşmiş olanlara ağlar;her İslam dininden ölene de ağlamaz.Kimlere ağladıklarına bakın bunu çıkarırsınız!.
Hatırlanırsa şuan Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü görevin de bulunan emniyet müdürü bir toplantıda eğer dağda ölen PKK’lılar için ağlamıyorsanız, siz insan değilsiniz demişti..Emniyet müdürünün açıklamasına Bülent Arınç gözleri nemlenerek destek verirken Başbakan Erdoğan biz teröristler için ağlamayız ,diyerek emniyet müdürüne fırçalamış ve işine baksın demişti.Tabi gözlerinin yaşını içine atarak Bülent Arınç’ ta her zaman olduğu gibi çark etmiş,rolünü başka bir yerde kullanacağının işaretini vererek susmuştu.
Başbakanın ağlamadıklarının içinde sade PKK’lılar yok; 2011 yılın 28 Aralık ayında Roboski de 34 Kürt vatandaşı 18’i çocuk yaşta askeri savaş uçaklarıyla bombalanarak organları etraftan toplanarak torbalara doldurulmuş, Katır sırtında köylerine getirildiğinde de ağlamadı ve hala bu katliamı yapanlar ortaya çıkartılmadı.Uludere katliamını gündeme getirenlere tutturmuşlar bir Uludere her Kürtaj bir Uludere diye karşılık verdi Erdoğan.
Roboski de 34 Kürde savaşlarda bile uygulanmayacak bir şekilde bombalayan hava kuvvetler komutanına ödül verilirken, Erdoğan Türk silahlı kuvvetlerine de teşekkür etmiştir Uludere katliamından sonra.Niye teşekkür etti kimse bilmiyor?
Erdoğan Mısır da Suriye de katledilenler için kendini zor tutuyor ve ağlamamak için her platformda zorlanırken;Gezi olaylarında ölen 5 genç için ağlamak şöyle dursun ailelerine baş sağlığı bile dilememiştir..Dilemediği gibi hedef alarak bu gençleri öldüren demokratik haklarını kullanan insanlara,çapulculara orantısız güç kullanan polisleri kahraman ilan etmiştir Başbakan.
Gezi olaylarında ölen gençlerin beşi de Alevi kökenlidir.Başbakan Reyhanlı da 53 Sünni vatandaşım şehit oldu demedi mi?
Başbakan Alevi’ye Kürt’e ağlamıyor da her Müslim an’a ağlıyor mu?
Sudan diktatörü Ömer El Beşir 300 bin Sudanlı Müslüman’ı katletmedi mi, uluslar arası Ceza mahkemesi tarafından hükümlü değil mi?
Başbakan bu katil El Beşiri kırmızı halıda yürüterek karşılayıp,El Beşir’in katil olduğunu soranlara,”Müslüman adam öldürmez” diye cevaplamadı mı Erdoğan!. El Beşir bile katil olmadığını söylemediği halde.
Hakkını teslim edelim Başbakanımız yalnızca Alevi ve Kürt kökenlilere değil, kendi gibi düşünmeyen dostu diktatörlere baş kaldıran Müslümanlara da ağlamıyor.Bahreyn de sokaklara dökülen diktatörlerin katlettiği insanlara da ağlamadı.
Başbakanın ölçüsü insan değildir?
Peki nedir?
“Din,ırk,mezheptir”
Kendi mezhebinden olacak,kendi ırkından olacak, bu da yetmez kendine biat edecek yoksa ölen Kürt Müslüman ama kendisine oy vermiyorsa ona Zerdüşt der,oy veriyorsa aynı safa duruyoruz,aynı duaya el kaldırıyoruz aynı camiye gidiyoruz ,diye güzellemeler çeker.
Yine AKP’ye yakın bir televizyon kanalı canlı olarak saraçhane meydanı Adeviye meydanına döndü,diyerek toplanan kalabalığı göstererek sırasıyla ağzı laf yapan,kalabalığı coşturanları konuşturuyor,konuşanlar Mısır da,Suriye de katliamları kınıyorlar lanetliyorlar, Allah onlara beterini versin gibi ne kadar beddua varsa yapıyorlar ama Sudan da katledilen 300 bin müslümanı katleden Ömer El Beşir’in katlettiği insanları,Roboski de katledilen 34 Kürt’ü ve Gezi de polisin şiddetiyle öldürülen 5 genç,hiç akıllarına bile gelmiyor.
Çünkü Başbakan kime ağlıyorsa onlar da ona ağlıyor, Erdoğan kimi lanetliyorsa onlarda onu lanetliyor;kendileri gibi inanmayan,kendi mezheplerinden olmayan,ölenlere karşı yürekleri taş kesilirken, göz yaşları da donuyor işte bunlar böyle Müslüman.
Erdoğan,orta doğu da Müslüman kanı akıyor diyor insan kanı demiyor.
İnsan’ı,dinine,mezhebine,ırkına ve cinsine göre değerlendirenin inancına kim saygı gösterir veya itibar görür!.
Daha dün konuştuğu sözlerinin salonda yankısı kesilmedi Diyanet İşleri Başkanı’nın açıklamaları affedilir gibi değil.
DİB Mehmet Görmez(kadını insan görmeyen dinin temsilcisi) ne diyor; hem de birisi kadından sorumlu devlet bakanı Fatma Şahin ve diğeri de Diyanetten sorumlu Başbakan yardımcısı devlet bakanın gözlerinin içine bakarak; BMÖ temsilcinse de fırça atarak konuşuyor; kadını insan görmeyen,ikinci sınıf yerine koyan kutsal dinin temsilcisi Görmez şöyle devam ediyor:
“Kadına karşı şiddetle uğraşacağınıza önce insanlığa karşı cinayetleri önleyin.Birleşmiş Milletleri örgütünün ekonomik desteğini almayacağım, o desteği insan katledenlere yardım edin,ben Diyanetin fonundan harcayacağım diyor.” Sanki diyanetin fonu babasının malı orasına hiç değinmiyor.
Kadını insan görmeyen ve kadın uygulanan şiddete çanak tutan, neredeyse kadınlar şiddet görüyor veya öldürülüyorsa bir sebebi var demeye getiriyor aslında ama söyleyemiyor..Bunu başka türlü okumak veya anlamak mümkün mü?
Başbakan kimlere ağlıyorsa DİB’nı da onun belirlediği ölçülerde insan tanımı yapıyor, Başbakan demedi mi ;Roboski katliamı için her kürtaj bir Uludere,diye..DİB’ıda Başbakanın açıklamalarını dini görüşle destekleyerek kürtajın günah olduğunu, bu cinayettir diye açıklamalar yaptı ama Diyanet 1983 yılında Kürtaj’ın dinen günah olmadığını söylüyordu.Dinin güce ve iktidara göre değiştiğini bizim DİB’lığı bunu iyi ayarlıyor
Başbakan kime ağlıyorsa ona ağlayacaksınız,DİB’ lığı da kime insan diyorsa ona insan diyeceksiniz!.
Başbakan ağlıyor ama kime ağlıyor?sevmediğine ağlayanın ağlaması inandırıcı olur,gerisi çıkar ilişkisidir,bunu da Erdoğan’dan öğrendik.
Seçimler yaklaştıkça bu ağlamaları ve mağduriyet edebiyatını çok sık duyup, bu manzaraları sık seyredeceğiz Başbakandan, bunlar ısınma turları.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025