Mehmet TIRAŞ
Başbakan Erdoğan’ın son beş yılda yaptıkları ve yaşadıklarının kısa ve öz bir kronolojisinin yapalım fikri takip açısından, hafızaları tazelemek için çok yaralı olacaktır..
Bir Kuvvet Komutanına ait darbe günlüklerinin ortaya çıkmasıyla..
Ergenekon,balyoz,kafes ve ıslak imza davalarının sürdüğü darbe girişiminde bulunan emekli ve muvazzaf generallerin tutuklanmaları sürecinde Başbakan Erdoğan bu davalar sürerken ‘Türkiye Bağırsaklarını Temizliyor’ demişti hatırlandığı gibi.
Demokrasiden ve darbelere karşı olan toplumun büyük bir kesimi bu darbeci ve darbe girişiminde bulunan generallerin tutuklaması ve yargılanması çok büyük destek görmüştü..
Cumhuriyet tarihinde ilk defa generaller tutuklanmaları demokrasi açısından çok önemli bir gelişmeydi..
Darbeci askerlerden talimat alarak kararlar veren yargı ilk defa Türkiye bir hukuk devleti siyasete demokrasi dışı müdahale edenler hesabını verir dercesine, bu darbecilerin yargı üzerine gidiyordu..
Her asker darbeden sonra yargıçlar otobüse binip Genelkurmay Başkanlığından brifing alırdı.
Böylesi önemli gelişmelerin olduğu ve AB’liği ve ABD’nini de bu davalarda AKP hükümetinin cesaretle üstüne gitmesi ve darbecilerin yargılanması konusunda destek vermesi,demokrasinin kök salamsı ve boy atması babında toplumda büyük umutlar yarattı..
Eğer başta ABD ve AB’liği ülkeleri darbeci generallerin tutuklanmasına destek vermeseydi AKP bu davaların arkasında duramaz,yargı da görevini yapamazdı.
Tabi bu davlar sürerken 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçiminde 365 krizi ve dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın genelkurmay başkanlığı sitesine yazdığı 27-e muhtırası karşısında, AKP hükümeti erken seçim kararı alarak ülkeyi erken seçime götürürken ,doğru da bir iş yaptığını teslim etmeliyiz..Ama bu e -muhtırayı Erdoğan Büyükanıt ile Dolmabahçe görüşmesinden sonra bildiriye çevirdi,nasıl çevirdiyse?
AKP’nin erken seçim kararı da çok doğru ve tarihsel bir karardı demokrasilerde başka bir çare aranmamalıydı,tek yol halka gitmek ve yetki almaktı ve öyle de oldu..
Başbakan Erdoğan 2007 yılında bir uçakla yurt dışı seyahatinde aylardan Şubat idi,gazetecilere yaptığı açıklamada oylarının yüzde 28’e düştüğünü söylüyordu..
Askerlerin 27 Nisan e-muhtırası,toplumda AKP’ye adeta erken seçimle oy patlaması yarattı ve oyları dört ay içinde yüzde 45 ‘ e çıktı..
Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı ve seçtirilmeyen Abdullah Gül Çankaya’ya çıktı.
Tabi askeri vesayette bir dizginleme olduysa da yargı aynen 12 Eylül faşist askeri darbecilerin yasalarından aldığı güçle boş durmayacaktı..
Halktan yüzde 45 ile tekrar iktidara gelen AKP’ye ,Yargıtay Cumhuriyet Baş savcısı 2008 yılında kapatma davası açınca ortalık birden toz duman oldu ve sil baştan tekrar silahlı ve sivil bürokrasi tartışması,yargı darbesi gündemi belirlerken,yargı da AB’liği düzeyinde reformlar yapılmazsa bu ülkenin demokratik bir ülke olmayacağı tartışılmaz bir vaka olarak genel bir kabul gördü kamuoyunda.
AKP’ye kapatma davasının açılması başta ABD, Ankara büyük elçisi aracılığı ile çok net ve sert bir mesaj verdi ”bu kapatma davsını kabul edilemez seçilmiş bir iktidara karşı bir yargı darbesi anlamında açıklama yaparak çok güçlü destek verdi..”
Arkasından Avrupa Parlamentosu başkanı Baroso Türkiye’ye gelerek TBMM’nde bir konuşma yaptı: ”AKP’ye açılmış kapatma davasını demokrasiye karşı bir darbe olduğunu yüksek sesle dillendirirken, eğer AKP’e kapatılırsa AB ile Türkiye arasında süren müzakereleri askıya alacaklarını belirtirken,AKP’nin TBMM’ndeki grubu da Barosu’yu ayakta alkışlıyordu..”
Ve AKP Anayasa Mahkemesi tarafından bir oy farkla ABD ve AB’nin desteğiyle kapatılmaktan kurtuluyordu bir yerde direkten döndü..
O gün ABD’den Ve AB’liğinde aldığı desteği demokrasi,hukuk,temel hak ve özgürlükler anlamında yerinde gören,teşekkür eden Erdoğan, destek verenleri ABD ve AB’liğini dostlarım diyen Erdoğan hiç bu desteğe ve açıklamalara içişlerimize karışma olarak yorumlamıyordu..
Yargıda bir eforum için 12 Eylül 2010 ‘da referanduma gidildi ve halkın yüzde 58’i evet diyerek bu reformları destekledi.
AKP’yle farklı görüşte olanlar bu referandumda destek verirken ‘yetmez ama evet’ diye destek vermiş, Erdoğan da,AB’liği standartlarında bir demokratik anayasa sözü vermişti.
Erdoğan bu referandumdan sonra AB ile çıkartılacak uyum yasalarından sadece HSYK ve Anayasa Mahkemesi ile ilgili düzenleme yaptı, diğerlerini ise adeta buzdolabına kaldırdı.
Askeri vesayetin siyaset üzerindeki baskısı bertaraf edilince, Erdoğan AB sürecinden uzaklaşıp günden güne içe dönük din ve milliyetçi bir yola girip,geleneklerimiz ve değerlerimiz diye,din ve mezhep referanslı konuşmalar ve düzenlemelere gitti..
Bir yerde tam Erbakan’ın fabrika ayarlarına döndü..Halbuki Milli Görüş Gömleğini çıkarttım demişti..
Seçmeli kuran dersini müfredata sokması,dindar nesil yetiştireceğim demesi,caminin dışında başka bir ibadet yeri tanımayız ,diyerek Alevilerin Cem evleri talebini yok saydı.Reyhanlıda ölen bombalı saldırıda ölenler için benim 53 Sünni vatandaşım şehit oldu demesi, toplumun sinir uçlarıyla oynuyordu Erdoğan..
İmam hatip okullarını öne çıkartıp İmam hatibe gidenlerden tinerci olmaz diyerek, diğer okulları suçlar bir söyleme girdi,,Diyanet İşler Başkanlığının bütçesini 11 bakanlığın bütçesinden daha fazla olması,DİB’ lığını Osmanlıdaki Şeyhülislam gibi devreye sokması,açılışlarda DİB’nına dualar okutturması,devlet geleneğinde olmayan ve laiklik açısından kabul edilecek bir durum değildi.
Alkol yasasındaki düzenlemeler tartışmalarında, dinimizin emrine mi, yoksa iki ayyaşın çıkarttığı yasalar mı önemli diyerek,din üzerinde alkol kullananlara ve düşüncesini açıklayanlara mahalle baskısı yapmaya başladı.
Özel hayata girmesi,kadınların kıyafetinden rahatsız olması,hangi anne-baba kızının bir erkeğin kucağında oturmasını ister demesi..
2011 Genel seçimlerinde CHP genel başkanı Deniz Baykal ve MHP’nin önde gelen kurmay kadrosuna seks kasetlerinin internette yayınlanması ve Erdoğan’ın bunu seçim malzemesi olarak fırsat bilmesi, ve kullanması hiç etik olmadı..Erdoğan bu kasetleri meydanlarda çok işledi namus ve ahlak açısından,bunlar özel hayat değil karısını aldatıyorlar gibi,bir devlet adamına yakışmayan bir söyleme girdi.
CHP genel başkanının Aleviliği üzerinden Alevileri rencide edici konuşmaları2011 genel seçimlerde tam yedi ilde Kılıçdaroğlu’nu meydanlarda mezhebi üstünden meydanlarda kitlelere yuhalatması..
Demokratik halklarını kullananları darbeci demesi,basında kendisini eleştirenleri işten attırmalar ve basın üzerindeki baskıları işleri iyice çığırından çıkarttı.Bu anlayışı ve tutumu askeri dönemleri adeta hatırlatıyordu..
Gezi olayları Erdoğan’ın yaptıklarının tam bir patlama noktası olarak karşımıza çıktı..
Ama Erdoğan bu Gezi olaylarını itibarsızlaştırmak için her türlü yaftalamayı yaptı,dış güçlerin taşoranları,darbe provası yapıyorlar gibi akla mantığa sığmayan sözlerle tam bir sokak ağzını kullandı..
Demokratik hakkını kullan her bireyden tutunda, topluluğa göz altına alınan anarşist,tutuklananlar terörist demeye kadar götürdü, ortada bir yargı kararı olmadığı halde.
Erdoğan basında kendine dostane eleştirenleri bile tahammül etmiyor,gazete patronlarına bunları nasıl gazetende turtasın diye, televizyon ekranlarından tehdit ediyordu..Bir taraf olmayanlar bertaraf olur diye ,muhalif olanlara göz dağı vermeye başladı..
Eleştiri muhalif görüşler Erdoğan için dış düşman,anarşist,bölücü, faiz lobisinin ve Yahudi tezgahının oyunlarına gelenler demeye başladı..
Her gösteri ve yürüyüş hakkını kullananlara acımasız bir polis şiddeti uygulattırıyor,polislere de kahraman, polisimle gurur duyuyorum onlar destan yazıyorlar diye övgüler diziyordu.
Millet bana yüzde 51 oy veriyor ben Milli iradeyim ve hiçbir şeyi tanımıyorum diyerek,demokrasinin kuvvetler ayrılığı, önümüzde engel diyerek yargıdan rahatsız olduğunu dillendiriyordu.
Çoğunluk üzerinden farklılıklara ve azınlıklara din ve mezhep üzerinden etkisiz hale getirmeye başladı,en ufak bir yolsuzluk eleştirisine tahammül edemiyor,imar ve TOKİ deki yolsuzlukları görmez den geliyordu,halbuki Başbakan yardımcısı Bülent Arınç bu TOKİ başımıza bir iş açacak ama ne zaman hayırlısı Allah’tan diye de yolsuzlukların işaretlerini veriyordu..
Geline süreçte 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu öyle bir yerde ortaya çıktı ki 17 Aralık Erdoğan’ın karizmasını ve iktidarını yerle bir etti.
Erdoğan, bu operasyona yargı ve polis içerisinde devletin içinde bir çete var ve paralel devlet oluşturmak istiyorlar diyerek kendisinin de inanmadığı sözlerle, siyasi hayatının en zor günlerini yaşamaya başladı.
Kusura bakmasın ama sayın Başbakan bu geline süreci kendisi hazırladı,hiç dışarıda bunu aramasın.
Hani yargı süreciyle darbeciler yargılanırken Türkiye bağırsaklarını temizliyordu,şimdi yargı kendine dokununca,devlet içerisinde yargı ve polis nasıl çete oldu?
Yargı bağımsızlığını ve medya özgürlüğünü savunmayanlar denetlenemeyen bir yola girerler ve bu yol onları karanlık tünele sokar..Saydam ve denetlenir toplumlar demokrasilerde ancak yargı bağımsızlığı ve medya özgürlüğüyle olur.
Bu kısa kronolojik bir fikri takibi okuduğunuzda, Başbakanın ve ülkenin yaşadığı kaos ortamını sizce kim hazırlamış,dış güçler mi,onun ülkedeki uzantılarımı,ne dersiniz?
Bir ülkenin büyüklüğünün değişmez kriteri uluslar arası arenadaki ağırlığıyla ölçülür.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025