Mehmet TIRAŞ
Aslında kaç gündür dünyada ve bizde olan yoksulluğu, gelir dağılımındaki uçurumu yazmak istiyorum ama ülke gündemi 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna ve yargıya yapılan darbeye kilitlendiği için yazamıyorum.Yazmak isteyip de yazamadığımı kısaca özetleyeyim; dünyanın en zengin 85 kişinin mal varlığı,dünya nüfusunun yarsını oluşturan 3.5 milyar insanın malvarlığına eşitmiş.
Neyse biz konumuza dönelim..
Yumurta mı tavuktan çıkar tavuk mu yumurtadan çıkar misali “17 Aralık 2013 tarihinde yapılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan” bu tarafa böylesi bir tartışmaya toplum olarak kilitlendik..
“Yargı mı Erdoğan’a darbe yaptı Erdoğan’ mı yargıya darbe yaptı?”
Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir yolsuzluk olduğu tartışılmaz bir vaka.
Yargı krizinde yaşadığımız krizin siyasi krize dönüşmesi,toplum olarak bizi hukuksuz bir boşluğa düşürdü ve yargının yürütmeye bağlandığı bir tünele girdik.
Yalnız biz değil dış dünyada bu tartışmalara giriyor başta ABD, AB ve üye ülkeler bu tartışmaların nerede duracağı veya biteceğini ise kestirmek mümkün değil,30 Mart’ta yapılacak olan yerel seçimler yaklaştıkça daha da bu tartışmaların ateşi yükselecek ve çöl sıcaklarına dönüşecek gibi.
Ülkenin iç ve dış gündemini belirleyen değişmez sorumuza dönersek peki:
”gerçekten yargı mı AKP hükümetine yolsuzluk üzerinden darbe yaptı,yoksa Erdoğan mı yargıya darbe yaptı?”
Biz Başbakanın yargı kararlarını uygulattırmayarak yargıya darbe yaptığını savunuyoruz,başbakanın dalkavuk medyası ve onun esnaf takımından oluşan saz ekibi gazeteciler ise,komplo teorileri üzerinden yargının Erdoğan’ı itibarsılaştırmak için yargının Başbakana darbe yaptığını söylüyorlar..
Bir soruyla devam edelim tartışmaya, neden Erdoğan 17 Aralıkta yapılan birinci operasyona müdahale etmedi de, 25 Aralık ta yapılacak olan ikinci operasyonda devreye girerek bu operasyonu durdurdu?
Birinci operasyon için Erdoğan, ilk açıklamasında;şuan yargıya intikal etti olay bir şey diyemem diye Konya’da açıklama yaptı.
İkinci operasyon, oğlu Necmettin Bilal Erdoğan’ın da içinde olduğu 41 kişiyi kapsıyordu, ağırlığı AKP ile zenginleşmiş büyük ihaleleri alan üçüncü boğaz köprüsünün ve üçüncü İstanbul’da yapılacak büyük hava limanı ihalelerini alan iş adamları vardı, gözaltına alınacakları listesinde.
Erdoğan bu operasyonla oğlumun üzerinden bana ulaşmaya çalışıyorlar deyip,savunmaya geçti ve yaftalamaya başladı başta cemaat olmak üzere bütün muhaliflerini,hain ve dış güçlerin işbirlikçisi,diye kavgada söylenmeyecek sözler söyledi ve iftiralar attı.
Yıllardır kamu ihalesini Başbakan tam 61 defa değiştirdi ve son on yıldır büyük kamu ihalelerini ise hep ikinci operasyonda gözaltına alınacak olan iş adamlarının aldığını(verildiğini) başta medya olmak üzere ,iş aleminde ve siyaset çevrelerinde bilmeyen yok gibiydi..
Bu kısa açıklamalardan sonra yargı mı Erdoğan’a, Erdoğan’ mı yargıya darbe yaptığı anlaşılmış olmalı..! Tabi kamu ihaleleriyle zenginleşenler, Başbakanın kadrosundan gazetecilik yapanlar bu tezimizi ve mahkeme kararlarını kabul etmeleri mümkün değil,çünkü Erdoğan kabul etmedikçe bunlar da kabul etmeyecek.
Başbakan ikinci operasyonu durdurup,yargı ve emniyet içerisinde bir çete var ve bu çete üzerinden paralel bir devlet yapılanması ortaya çıktı diyerek,operasyon yapan savcıları ve savcının talimatını yerine getiren bütün emniyet müdürlerini ve polis şeflerini görevden ya el çektirdi ya yerleri değiştirildi..Ama ortaya bir belge çıkartamadı..
Görev yeri değiştirilen 2 bin 500 polisten sonra yargıda da tam 117 hakimin ve savcının da görev yerler ive mevkileri değiştirildi.Tır skandalı ise bambaşka bir kepazelikle bizi tanıştırdı.
Başbakan HSYK’ da yapacağı anayasal değişikliği yapmadan yargıyı kendine bağladı.
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra,yargının yürütmeye bağlanması ile milli ordumuza kumpas kurdular sözünden sonra, balyoz ve Ergenekon hükümlüsü askerlerin yargılanması gündeme geldi ve mahkemelerin kararları şaibeli diye tartışılır oldu..
Fenerbahçe kulübü başkanı Aziz Yıldırım’a Yargıtay’ın 30 aylık ceza vermesinden sonra ,Aziz Yıldırım, “bu kararı tanımıyorum hangi devletin kararı “diye reddediyordu..Haklı olarak.
Aziz Yıldırım yerden göğe kadar haklı, başbakan mahkemelerin kararını tanımıyor ve savcının talimatını polise operasyon yaptırmıyor, başbakanın tanımadığı mahkeme kararlarını vatandaş niye tanısın,bir de 12 yıldır yönettiği devlete çete diyorsa bir başbakan, o devletin kurumlarının kararlarına kim inanır!.
Bundan sonra her seçim sonunda Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) seçim sonuçları üzerine yaptığı açıklamalarda tartışmalı olacak!.Niye olmasın ki iki devletli bir ülke olduk!.
Başbakanın operasyonları durdurmasından sonra yargı ve devlet üzerinden tam bir geyik muhabbeti ve mizah türetilmeye başladı internet üzerinden..
Bunlardan birisi PKK lideri Abdullah Öcalan demiş ki:” bu ne benim çektiğim bir tek mahkemelerin kararlarını ben mi tanıyacağım,benim günahım ne?”
Bir başka mizah ise,hukuk devletinin ne olduğunu bilen bireylerden meydana gelen vatandaşlar tartışıyorlarmış aralarında ”sabah kapımızı çalan ve sokakta kimlik soran polislere sen paralel devletin mi, yoksa Erdoğan’ının devletinin polisi misin” diye soracaklarmış..”
Espriler gerçeğin güldürmesidir aslında.
Neden 17 Aralık sorusuna takılanlara bir referans verelim MİT Nisan 2013 tarihinde başbakana verdiği raporda 17 Aralık’ta olan yolsuzluk ve rüşvet operasyonun içinde ismi geçenleri rapor ediyor ama Başbakan bunu ciddiye almıyor. Operasyon 17 Aralıkta değil, 8 ay önce haberdar edilmiş haberiniz yok mu tetikçiler?
17 Aralık dış güçlerin sahneye koyduğu bir darbeyse, neden Erdoğan HSYK yasasında yapacağı düzenleme için Brüksel’e gitti,hani AB kararlarını tanımıyordu,AB’yi kastederek siz de kim oluyorsunuz diyordu?
Başbakan,kendine darbe yaptırmak isteyenlerden neden icazet alıyor,milli iradeyi uygulasa ya?.
Ya doların ateşi nasıl düşecek, dolar kendi rekorunu kendisi ekerde ediyor?
Yargıyı yürütmeye bağlayabilirsini ama doları kime bağlayacaksın sayın başbakan?
Hukuksuz bir ülkede istikrarlı bir ekonomi yürümez,hele piyasa ekonomisi bunu hiç affetmez!.
Piyasa ekonomisi gücünün halktan değil hukuktan alır, güvencesi de tarafsız ve bağımsız bir yargıdır bu karı kadar önemlidir.
Yazarlar
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025