Mehmet TIRAŞ
Altan kardeşlerin duruşması beş gün sürdü ve tahliye çıkmadı mahkkeme heyeti duruşmayı 19 Eylül 2017 tarihine erteledi.
Kısacası talimatla hareket eden iddia makamı tahliyeye yol vermedi.
Ben kaldığım yerden Altanların savunmasından alıntılar ve medyada yansımaları üzerine devam edeyim.
Yalnız şunu belirteyim Altan kardeşlerin savunması bütün yasaklara rağmen medya da haber olmakla birlikte, ülkenin en önemli gündem maddelerinden biri olarak yer aldı.
Merkez medya olmak üzere yandaş medyanın bazı köşe yazarları da değinmeden geçemedi.
Altan kardeşlerin dışardaiken karşısına çıkamayan bazı alçaklar hapiste olmalarından yararlanarak, bir televizyon kanalının ana haberini gültenini sunan gazeteci bozuntusu, medyanın amiral gemisi gazetede de köşe yazarlığı yapan güç dengesiyle hareket edeni saymazsak..
Altan Kardeşlerin savunması kendilerine isnat edilen suç karşısında iddia makamını adeta kevgire çevirdiler ve delik deşik ettiler.
Ahmet Altan’ın savunması yeni çıkmış bir romanı gibi internet ortamında ve sosyal medya da fenomen oldu dersem abartmamış olurum.
Yalnız Ahmet Altan Ergenekon ve balyoz davalarında Taraf gazetesinde yaptığı haber ve yorum yazılarına sahiplendi.
Ahmet Altan bütün savunmasında geçmişinde ne yaptıysa; çok kişilikli ve ilkeli bir şekilde eğip bükmeden,hepsine sahiplendi ve yazdıklarımın ve söylediklerimin arkasındayım demesi takdire şayan bir duruştu.
Hiç bir yerde benim yazdıklarımı ve konuşmalarımı şartları içinde değerlendirmeli veya yanlış anlaşıldım gibi amasız,lakinsiz, fakatsız tarihe geçen cesurca dik bir duruş sergiledi.
Babalarının yolunda bir savunma yaptılar iddia makamına.
Babaları Çetin Altan yargılandığı bir dava da savcıya: “sizin benden yüksekte oturmanız bir marangoz hatasıdır” der.
Ahmet Altan sayın yargıç,diye başlayan savunmasında;size,hukuk sisteminin yakalandığı korkunç hastalığı,bu iddianameyi madde madde inceleyerek göstereceğim.
Hukuk bazen uyur ama asla ölmez,diye iddia makamına hatırlatıyor.
Biz Akp’yi eleştirdiğimiz için tutuklandık,diye devam ediyor savunmasında..
Ne yaptığını ne dediğini bilen bir yazarım,benim kitaplarım milyonlarca okura ulaştı, kitapları 17 dile çevrilmiş birisiyim,ben cezaevine düştükten sonra son romanım İtalya’da ve Amerika’da yayınlandı.. diye de tevazü göstermiyor.
Bize isnat eddilen suçtan ve hukuktan vazgeçtim artık biraz utanma duygusu arıyorum.Ama o da yok.
Zaten hukukun ırzına geçmek için önce hukukçuların utanma duygusunu kaybetmesi gerekiyor.
Hukukçular utanma duygusunu kaybetmeseler bu kadar rahatça yalan söylemezler,hukuka ve adalete bu kadar rahat düşmanlık etmezler.
Mehmet Altan’ da ben de yıllarca devletin istihbarat birimleri tarafından resmen izlendik.
Bizim hayatımızda toz zerresi kadar gizli bir iş olsaydı bunu çoktan yüzümüze çarparlardı.
Zaten bu yüzden savcı bir türlü bizi suçlayabileceği somut bir şey bulamıyor,kıvranıp duruyor.
Kızdığım,savcının benim “birisinin” talimatıyla AKP’yi eleştirdiğimi söylemesi.İnsan utanır bunu söylemeye.
Ben otuz beş yıldır bu ülkede yazı yazıyorum.Çizgim milim değişmemiştir.Demokrasi ve hukuk isteyen herkesi destekler,demokrasi ve hukuka karşı çıkan herkesi eleştiririm.
Ben ilk defa yargılanmıyorum.300’e yakın davadan geçtim.Yazılarım nedeniyle yargılandım.O yazıları kimin emriyle yazmışım?
Beni hapse atabilirsiniz,hukuku hiçe sayabilirsiniz ama böyle terbiyesiz saygısız davranamazsınız.İzin de vermem zaten.
Ben bunca kiatabı,izansız bir savcının saygısızlıklarına muhatap olmak için yazmadım.
Bu iddianın kompozisyonunu düzenlemekten aciz ,anadilini bile düzgün yazamayan bir adam kalkmış 35 seneilik yazara “yazılarını emirle yazdın” diyor.
Bu arada savcı benim konuşmamda geçen her “Erdoğan” sözcüğünü de idiannamede büyük harflerle yazmış.
Çünkü benim Erdoğan’ı eleştirdiğimi ve bunu yaptığım için hapsedilmem gerektiğini söylemek istiyor.
Ben suçlu olduğum için değil,”suçluluların hukuku” iktidarda olduğu için hapisteyim.
Savcı hep aynı noktaya geliyor.
“Erdoğan’ı eleştirmek darbecilik” diyor.
Erdoğan artık ülkeyi yönetemediği için kuvvetler birliğini savunuyor.
Tek adam olmak isteyenler demokrasinin kuvvetler ayrılığına karşı çıkarlar.
Vereceğiniz kararın benimle bir ilgisi olmaycak.
O nedenle de bir talebim de yok.
John Fowles bir romanında “dünyadaki bütün yargıçlar verdikleir kararla yargılanırlar” der.
Nasıl yargılamak istiyorsanız,hakkınızda nasıl hüküm verilmesini istiyorsanız,nasıl hatırlanmak istiyorsanız öyle karar verin.Diye savunmasını tamamlıyor Ahmet Altan.
Dik ve ilkeli duruş diye biline bir sözü Altan kardeşlerin savunmasında okuduğunuz da görebilirsiniz.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları





























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025