Partili  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Eylül ayında  Kazakistan’ın başkenti Astana’da katıldığı,İslam İşbirliği Teşkilatının düzenlediği ve açılışını yaptığı 1.”Bilim ve Teknoloji Zirvesinde” çok ilginç olduğu kadar çarpıcı,kendi eğitim politikasıyla da tezat oluşturan bir konuşma yapmış.

Bu açıklamaları Türkiye’ de Erdoğan’a muhalif biri söyleseydi Erdoğan en hafifi ile söylüyoruz hışmına uğrar,bunlar islam düşmanları diye yaftalamaya başlar, yandaş medyanın önüne atar,tetikçilere de  hedef gösterirdi.

Erdoğan’dan ne açıklamalar başta eğitim ve bilim olmak üzere  İslam ülkelerini yerden yere vurmuş.

Erdoğan’ın bu tespitlerine  katılmamak mümkün değil ama  kendisi  sitem ettiklerine Türkiye’de niye üstüne gitmiyor , uygulamıyor veya harekete geçirmiyor.

Bu bir çelişki değil mi, son tartışılan çağsal dünyanın eğitiminden uzak hazırlattığımüfredat yakındıklarını yaratmıyor mu?

İşte Erdoğan’ın açıklamalarından çarpıcı tespitler:

-İslam dünyasının yüzde 55’nin okur yazar olmadığını..

-OECD ülkelerinde eğitime bütçeden ayrılan payın yüzde 5.2 olduğunu,İslam ülkelerinde bütçeden eğitime ayrılan payın yüzde 1’i bile geçmediğini..

-Bilgi,Bilişim ve Bilimin dünyanın olmazsa olmazlar olduğunu..

-Günümüzün en önemli güç kaynağı olan enformasyon  ve bilgi teknolojileri  konusunda üreten değil,tüketen konumdayız..

-Altını çizerek ifade etmek isterim ki dün olduğu gibi bugün de güçlü ülke olmak bilgiyi yönetmekten  geçiyor..

-İnternetin birey,toplum,devlet,ticaret  ve ekonomi açısından vazgeçilmez olduğu ortadadır.

Erdoğan  İslam ülkelerinin dünya daki ekonomik gücünden ve bilgi ekonomisinden hiç bahasetmemiş olması tesadüf olamaz.

 Erdoğan neden İslam ülkelerindeki  yönetim saltanatına ve yoksulluğa değinmezken,Demokrasi ve hukukun hiç adını anmamış.

Yeri gelmişiken hatırlatmadan geçemeyeceğim  13 aydır Silivri cezaevinde yatan kadim dostum Mehmet Altan yanılmıyorsan altı  yıl önce olsa gerek; 56 İslam ülklesinin toplam üretimi bir Almanya kadar, diye bir yazı kaleme almış ve Erdoğan ile karşı karşıya gelmişti.

Erdoğan, Mehmet Altan’ı İslam ülkelerini küçmsemek ve islam düşmanlığı ile suçlamıştı.

Gelelim çağsal dünyanın eğitimine ve eğitime dayalı  bilgi ekonomisinin gücüne..

AKP iktidarı ile uygulanan eğitim politkasının geldiği yer hiç te iç açıcı değil, bunu tartışmaya gerek var mı;daha biz çağın teknolojisi olan bilgisyar parçası ‘ÇİP’ üretemiyoruz.

Çip üretmeniz için yeryüzü ile rekabet edecek soran,sorgulayan,araştıran,kıyaslyan bireyler yetiştirecek bir eğitim vermelisiniz.

Siz Evrim teorisini müfredattan çıkartır,felsefeyi yasaklar, fizik,kimya derslerini din derslerinin süresi ile eşitliyorsanız  ‘ÜÇ B’ diye adlandırılan bilim,bilgi ve bilişimi nasıl yakalayacaksınız?

İslam ülkelerinde  toplumun yüzde 55’nin okur-yazarlığı yok, böyle bir vahim tablonun olduğu yerde,bilgi ekonomisini ve teknolojisini nasıl konuşacak ve kullanacaksınız?

Adı üstünde yaşadığımız çağın adı “bilgi çağı”,  İslam ülkeleri bunu anlamış değil, anladığı sadece cep telefonu kullanması ile sosyal medya da paylaşımları biliyor.

Üreitimin içinde bilginin payının yüzde kaç olduğunu bilen var mı İslam ülkelerinde.

Bilgini üretimin içinde ki payı  yüzde 80’lere çıkmış durumda ve günden güne  artarken,yüzde 20’sini enerji, teknoloji ve insan gücü alıyor.

İslam ülkeleri bundan haberdar mı acaba;üç yüz yıllık sanayi döneminde insanlığın yarattığı katma değer 28.6 trilyon dolar iken;küreselleşme ile başlayan son 25 yılda bilgi ekonomisi  ile 85 trilyon dolar üreterek  dünyada dönen katma değeri 113.6 trilyon dolara çıkarttığını biliyorlar mı?

Yüzde 55 ‘nin  okur-yazarı olmayan İslam alemi  bunları nereden bilecek.

Bu çağda bilgi sermaye,para plastik,anahtar şifre,güvenlik görevlisinin kamera olduğu,antensiz ve kablosuz teknolojileirn hayatımıza yön verdiğinin  farkında bile değil,İslam ülkeleri.

Bu çağın mesleği ve zenginliği ne diye  İslam coğrafyasında sorsanız, kaç kişi ‘Tasarımcılık ve AR-GE ’  diye  cevap verir.

Sayın Cumhurbaşkanı kusura bakmasın ama daha fazla imam hatip okulu açarak, daha fazla din dersi eğitimi vererek, dindar ve kindar nesil yetiştirerek, ne çağın bireylerini yetiştirir ne de çağın teknolojisini üretir.

Bu olumsuz tabloyu İslam ülkeleri tersyüz edecekse o zaman evrim teorisine, felsefe,fizik,kimya derslerine ağırlık verecek..

 Fiziği kutsal kitaplardan öğretemezsiniz.

Düşünce özgürlüğünün olmadığı, demokrasi ve hukuku kendine göre eğip büken bir toplumda, ne  çağın teknolojisini üretir ne de çağı okuyan, fütoroloji kavramıyla tanışan bireyleri yetiştirebilirsiniz nokta.

Astan’da doğru söylüyor Cumhurbaşkanı ama Ankara da tersini yapıyor.

Bir soru ile yazıyı sonlandıralım:56 İslam ülkesinde  yaşayan 1.5 milyar nüfusa tekabül eden halkların yüzde 55’nin okur yazar olmaması, dış güçlerin kararı mı?