Melih ALTINOK
Gerçi sinyalleri veriliyordu. Beşir Atalay ve AK Parti sözcüsü Hüseyin Çelik başta olmak üzere konuya kafa yoran isimler sürecin hiç kesilmediğine dair mesajlar veriyorlardı.
Bizler de bunları ve hükümetin sözkonusu perspektifine- faaliyetlerine dair kulisleri köşelerde, haberlerimizde kullandık.
Ne var ki müzakere lafını ağzından düşürmeyenler, her ne hikmetse, temennilerin ötesinde somut duyumlarımıza dayanan (şimdi de doğrulanan) bu analizlerimizden adeta rahatsızlık duydular.
Böyle bir diyalog sürecinin olmadığını yazdılar. Utanmadan, bizlerin, “milliyetçiliğe” hatta “Ergenekonculuğa” kaydıklarını iddia ettikleri hükümetin ve Erdoğan’ın kamuoyundaki imajını düzeltmek için bu tarz yazılar yazdığımızı bile söylediler.
Öne sürdükleri yegâne delilleri ise, her zaman olduğu gibi Erdoğan’ın gündemi yönlendirmek için başlattığı cami, ecdat vs. tartışmalarındaki sert çıkışlarıydı.
Onlara göre, moral değerlere dair bu denli sert açıklamaları Başbakan’ın milliyetçileştiğinin tartışılmaz bir göstergesiydi. Böyle bir başbakanın da Kürt sorunu ve PKK konusunda (hoş onlar ayırmıyorlar ya) bizlerin iddia ettiği gibi ileri adımlar atması düşünülemezdi.
“Söylenene değil yapılana bak” diyen bizler “derelerden dolanıyorduk”. Gördüğümüz “ışık” da polis sireninden başkasına ait değildi.
Şimdi ise bu neo-endişeli kalemler adeta sıraya girmişler, hakkını verdik diye hakkımızda linç kampanyaları başlattıkları müzakere sürecinin kesin tarihlerini falan yazıyorlar.
Amacım, “haklı çıktık” demek değil elbette. Derdim, bu deneyimin de geçmişte olduğu gibi “sabote” edilmesi girişimlerine karşı naçizane uyarılarda bulunmak.
Öncelikle Erdoğan’ın Urfa’daki açıklamalarının ardından BDP cephesinden yeniden yükselen “Bu son şans. Olmazsa felaket kapıda” tehditlerine kulak tıkamak gerekiyor.
Bu ilk girişim olmadığı gibi, son şans falan da değil. Kaldı ki “muhataplık” da kimsenin tekelinde değil.
Bu noktada hükümetin Kürt sorunu ve PKK politikalarında belirleyici bir konuma sahip olan Yalçın Akdoğan’ın açıklamaları önem kazanıyor.
Akdoğan’ın Kürt sorunu ve PKK’nın ayrı mevzular olduğunu söylemesi ve PKK saldırılarına, provokasyonlarına devam etse de demokratik açılımların devam edeceği kararlığını açıkça belirtmesi önemli.
Çünkü PKK ile görüşülecek konular ancak silah bırakma, dağdakilerin durumu vs. olabilir. Ancak Kürtlerin doğal haklarının iadesi asla PKK ya da Öcalan’la oturulan masada konuşulacak konular arasında değildir.
Bu, Kürtler kadar, mevzuun bir demokratikleşeme sorunu olduğunu düşünen ve doğal olarak olumsuzluklardan etkilenen tüm Türkiyelilere de haksızlıktır.
Dolayısıyla hükümet, sabote edilen 2009 yılındaki açılım girişimde yaptığı hataları tekrar etmemeli. Legal alanda muhatap olarak yalnızca BDP’yi değil, haklarının savunuculuğu noktasında PKK çevresine vekâlet vermeyen bağımsız-demokrat milyonlarca Kürdü de kabul etmelidir.
Artık onlarla diyalog kanallarını açmalı, samimi seslerine, tehdit içermeyen önerilere kulak vermelidir.
Çünkü Kürt sorunundan asıl mustarip olanlar, bu sorundan ekmek yiyenler değil, sessiz, sahipsiz Kürtlerdir. Ve dertleri prestij, koltuk bekası değil yalnızca ve yalnızca çözümdür.
Son olarak, Başbakan’ın bu çıkışının bir seçim hamlesi olabileceğine dair kaygılarını dile getiren Cengiz Çandar ya da onun gibi düşünenleri dinleyip telaş etmeyin diyeceğim.
Zira eğer Erdoğan ve “AK Parti aklı” bu saikla hareket ediyorsa ne âlâ. Çünkü Türkiye’de bir siyasal iktidar seçim kazanmak için hazırlop milliyetçi söylemlerin değil, Kürt sorununu çözmenin elzem olduğunu düşünmeye başlamışsa, bu perspektif popülerleşmişse çözüm artık bir “tercih” değil “zorunluluk” demektir.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları






































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019