Melih ALTINOK
Asgari demokrasi standartlarına sahip bir ülkede bakanlar hakkında yolsuzluk iddiaları gündeme gelse ve normal olarak da adı geçen isimler de istifa etse muhalefetin temel talebi ne olur?
Evet, erken seçim tabii ki.
Peki, bizde durum nedir?
Gezi süreciyle devamlılık arz eder şekilde şimdi de beş benzemezle kurulan muhalefet, CHP sözcüsü Haluk Koç’un dediği gibi “defolup gitsinler” diyor ama “Seçim mi istiyorsunuz” denildiğinde cevap bile veremiyor.
Haklısınız şaka gibi ama gerçek.
Kemal Kılıçdaroğlu, Ahmet Hakan’ın CNN Türk’teki programında “Hükümetin istifasını istiyor musunuz” sorusu karşısında “kendi bilecekleri iş diyor.” Belli ki sonrasında gelecek soruyu tahmin ediyor. Zira “erken seçim talebiniz var mı” şeklindeki soruyu da “Bilmem, kendileri bilir. Parlamentoda çoğunluk onlarda…” diyerek cevaplıyor.
Anlamadık? Gerçekten anlamadık. Üstelik anlamayan yalnızca CHP yandaşı olmayan gazeteciler de değil, muhipleriniz de şaşkınlık içerisinde.
Cumhuriyet yazarı Orhan Bursalı bile twitter’da bakın ne “mesajlar” veriyor:
“Kılıçdaroğlu hükümetin istifasını istemiyor, sanırım… Kendilerinin bileceği iş… Bir erken seçimi erken buluyor olabilir.”
İşin daha da garibi, en yoğun seçim vurgusu yapan ve hatta zaman zaman erken seçim ihtimalini dillendiren aktör, iddiaların muhatabı konumundaki iktidar partisi.
Doğru, AK Parti’nin 11 yıllık iktidarında, sandık anılınca âdeta “istavroz çıkartan” hep muhalefet oldu. Hatta kimi zaman, normalde koltuğuna sarılması beklenen iktidardan duysanız şaşırmayacağınız, “Bizi sandıkla korkutuyorlar, halkın önüne iki günde bir sandık mı konulur? Yazık bu milletin parasına” açıklamaları da muhalefetten geldi.
Ne var ki, Gezi sürecinden beri pişirilen “demokrasi sandık değildir” martavallarının tavan yaptığı operasyon günlerinin Türkiye’sinde bu “demokratik acziyetin” daha net bir anlamı var. O da pek çok ayağı olan 17 Aralık operasyonun nihai hedefini yansıtması açısından önemli.
Bu komplo, hükümeti yerel seçimler öncesinde yıpratmak ya da onu bir erken seçime zorlamak gibi gayet meşru bir amaç için değil, hükümeti “seçimsiz bir şekilde” göndermek için tedavüle sokuldu. Ve bu yönteme uyan yegâne tanımın da darbe girişimi olduğunu söylememe gerek yok sanırım.
Haklılar, bu komplonun içteki ortakları kadar dıştaki destekçileri de sandığın ufak ufak tasfiye olan oligarşinin derdine dermen olmayacağını biliyorlar. Ama bir ülkenin ana muhalefet partisi ve onun genel başkanı daha profesyonel davranmalı değil mi?
Anlaşılan Sayın Kılıçdaroğlu bugünlerde heyecanını gizleme gereği bile duymayan o kanalın ve muvazzaflarının argümanlarının büyüsüne “yine” fazlasıyla kapılmış. Kendisinden hemen önce, CHP’de PM üyeliği yapan ve genel seçimlerde alt sıralarda aday gösterileceği ortaya çıkınca istifa eden CHP-ML’li bağımsız gazeteci Enver Aysever’in programına çıkan Ertuğrul Özkök’ü “dinlemiş.” Ve ne yazık ki Özkök’ün "Esatlı mesatlı seçimli meşruiyetli” eğreltmelerine iman etmiş.
Aman Sayın Kılıçdaroğlu, bindiğiniz dala dikkat edin. “Geldiğiniz” kongrede sizi sandalyelerin üzerine çıkıp alkışlayan, gazetelerine de “Çok çalışacağız”, “hedefimiz yüzde kırk” manşetleri atan bu gazeteciler, Sayın Baykal’ın sandık performansından umudu kesince nasıl “sandıksız” komplolara ortak olmuşlardı, unuttunuz mu?
Tamam, belki sandıktan umudunuz yok, gerçekçi olayım falan diyorsunuz ama naçizane tavsiyem, sandığı bu kadar da talileştiren bir perspektif çizmeyin. En azından bunu açık açık, kameralar önünde yapmayın.
Zira sandıktan umudu kesme propagandası, belki iktidarın engellenemez seçim meşruiyetini merkez medyada ve uluslararası arenada sorgulatmak için kullanışlı olabilir. Ama aynı perspektif, birileri tarafından, 2010’da olduğu gibi, genel başkanlık koltuğunuzu da sandık meşruiyetini falan umursamadan, altınızdan alıvermenin aracı olarak kullanılabilir. Allah korusun.
Doğru, bizler, tıpkı o zaman Baykal’ı, sahiplendiğimiz gibi sizin de arkanızda dururuz. Ama bu medya kuşatmasında ne kadar etkili olabiliriz, gerçekten bilemiyorum.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019