Melih ALTINOK
Tarih, insan olma serüvenimizin ara rejimleri soykırımlarla dolu. Bu kavramın “tanınması” elbette daha eskilere dayansa da yüzlerce yıllık medeniyet tarihi düşünülünce “tanımının” yapılması henüz yeni sayılır.
Soykırımın hukuki bağlayıcı olan tanımı, 1948’de Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Engellenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nde (SSECS) yapıldı. Yargılamalarda uygulanması çok daha sonraları gerçekleşen sözleşmenin ikinci maddesinde şöyle denildi:
“Ulusal, etnik, ırksal ve dinsel bir grubun bütününün ya da bir bölümünün yok edilmesi niyetiyle girişilen şu hareketlerden herhangi biridir: grubun üyelerinin öldürülmesi; grubun üyelerine ciddi bedensel ya da zihinsel hasar verilmesi; grubun yaşam koşullarının bunun grubun bütününe ya da bir kısmına getireceği fiziksel yıkım hesaplanarak kasti olarak bozulması; grup içinde doğumları engelleyecek yöntemlerin uygulanması; ve çocukların zorla bir gruptan alınıp bir diğerine verilmesi.”
Elbette, soykırıma, antropomorfik pencerenin dışından bakan ve mağdurların “ayırıcı” özelliklerinin kapsamını genişleten “serbest” çalışmalar da oldu. Tanıma ideal olarak “canlı türü ve siyasi” görüş eklemeleri de yapıldı.
Ne var ki hukuki süreçlerde ve algılarımızda, takdir edilesi bir öngörünün ürünü olan bu “nüanslar” pek “hesaba katılmadı,”; hâlâ da tali sayılıyor.
Bakın, askeri darbelerin, hükümetlerin ya da iç savaş ve çatışmalardaki tarafların, bu “nüanslar” kapsamındaki uygulamaları karşısında uluslararası toplum gözüne ışık tutulmuş tavşan misali kalakalmış durumda. Sonuçta da ya üstü örtülüyor ya da kapsamı genişletip mevzuu tartışanlara romantik yaftası yapıştırılıyor.
Oysa postmodern çağda soykırım girişimlerinin ağırlık noktasını bu ayırıcı özellikler oluşturdu; gidişata bakılırsa da daha büyük yıkımlara neden olacak şekilde “oluşturacak” da.
Dünya’da da sayısız örneği var ama gelin biz Türkiye’ye bakalım.
Örneğin, şükür karar aşamasında olan 12 Eylül Darbesi oluşturduğu sonuçlar açısından nereye konulabilir? “Darbe işte” demek, pekâlâ soykırım tanımı kapsamında değerlendirilebilecek uygulamaları gözlerden kaçırabilir mi?
Darbenin Kürtler gibi etnik gruplar üzerindeki uygulamalarının yanı sıra, siyasi görüş ve düşüncelerinden ötürü öldürdüklerini, işkence ettiklerini, işini elinden aldıklarını, zorunlu ikamete tabii tuttuklarını, yıktığı ailleleri nereye koyacağız? Hani BM soykırım tanımı diyordu ya; “grubun üyelerinin öldürülmesi; grubun üyelerine ciddi bedensel ya da zihinsel hasar verilmesi; grubun yaşam koşullarının bunun grubun bütününe ya da bir kısmına getireceği fiziksel yıkım hesaplanarak kasti olarak bozulması...” Darbenin hedefindekilerin baskın tanımlayıcı niteliğinin, farklı dinsel, etnik ve ırksal grupta yer almalarına karşın siyasi görüşleri olması, darbecileri soykırım suçundan kurtarır mı?
Elbette örnekleri çoğaltmak, hatta 28 Şubat gibi, yalnızca dindarların değil, mağdurların haklarını savunmak gibi düşünce bazında “suç ortaklığı” yapanların, pekâlâ yukarıdaki tanıma uygun yaptırımlarla karşılaştığı yakın dönemleri konuşmak da mümkün.
Evet, bunlar “açıkta” olanlar. Bir de 12 Eylül örneği üzerinde gidersek, resmi niteliği olmayan, iç çatışmaların tarafı “sivil organizasyonların” edimleri ve bu icraatlarının gösterdiği üzere, kazanmaları halinde girişecekleri olası uygulamaların tartışılması var tabii.
Maraş’ta solcuların kundaktaki bebeklerini bile öldürenler, Bahçelievler’de komünist diye 7 genci boğanlar ya da Gaziosmanpaşa’da evin babası ülkücü diye Altınok ailesini tümden katledenler... Zaferlerinin korkunç ayak seslerinin varacağı “nihai çözümü” hayal etmek zor mu?
İçinde bulunduğumuz politik atmosfere bir bakın. Allah korusun olası bir iç çatışma ortamında bence pekâlâ soykırım kapsamına girecek suçların hedefindekilerin ayrıcı özelliği sizce BM tanımındaki gibi etnik, dinsel ya da ırksal nitelikleri mi olur yoksa “düşünceleri” mi?
“Hedefte” daha ziyade Türkler, Kürtler, Ermeniler, Müslümanlar, gayri Müslimler... mi olur?
Yoksa bu aidiyetler açısından heterojen bir yapıda olup “AK Partililer, CHP’liler, BDP’liler, ikinci cumhuriyetçiler, liberaller, kentli laik eltiler, taşralı muhafazakârlar, havuza haşemayla girenler, üryan gezenler, şu gazetenin okurları, bu twitter celebritisinin takipçileri, o kanalın izleyicileri” olarak nitelendirilenler mi?
Biliyorum rahatsız edici projeksiyonlar çiziyorum. Ama konuşmalıyız. Hatta dünya geneli için “canlı türü” ayrımını gözeten soykırım tehdidini de. Belki böylece ancak Yahudi soykırımı sonrası “harekete geçebilen” insanlık, asri zamanların düşünce soykırımı tehdidine karşı daha uyanık olabilir. Türkiye için de tüm dünya için de...

Yazarlar
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019