Mücahit BİLİCİ
Yeni Türkiye’de en önemli üç aktör var. Bunlar “önderlik”leriyle özdeşleşmiş olan Parti, Cemaat veÖrgüt’tür. Parti’nin şeyhi Erdoğan, Cemaat’in başkanı Gülen ve Örgüt’ün agafendisi Öcalan’dır. (Bunların dışındakiler artık müstakil aktör olmaktan çıkmıştır.) Her üç aktör de Kemalist bastırmave imkânlarla şekillenmiştir. Yakın tarih ikisinin bir olup üçüncüyü dövme nöbetleriyle doludur.
PARTİ
En açıktan ve açıkta olanı Parti’dir. Fakat kendisini bir cemaat gibi algılamaktan, muhatabından birmürit itaati talep etmekten imtina etmez. İhtiyaç hâlinde iyi gömlek çıkartır fakat hükümet iken bile bir Parti gibi davranır. Başlattığı kalkınmacı devrimle ve çoğunlukçu demokratlığı ile Türk demokrasisine sınıf atlatmıştır. Ama bu seçilmiş öğrenci öğrenilmesi gereken her şeyi yüksek nottan ibaret sanıyor. Parti arkasına geniş kitleler alsa da nihayetinde kalkınmacı, pay dağıtıcı, zeki ve başarılı bir dindar bencilliği seviyesinde kalma intibaı veriyor. On yıllık alkıştan sonra hâlâ alkış istemekte mazur değildir. Mevcut evrimi milliyetçi- mukaddesatçılık istikametindedir.
CEMAAT
En gizli ve gizemli olanı Cemaat’tir. Fakat gerektiğinde bir iktidar partisi gibi hareket etmekten çekinmez. Gizemi ona gizil güçler atfedilmesine yol açar. Siyaseten bir lobi olarak görülebilir. Cemaat olarak normal bir demokraside sahip olacağı meşruiyeti (hâlâ anormal ortamda) elde etmek için takla atar: kendine camia der, İslami değil insaniyiz der, dinî değil milliyiz der ila ahir. İyi niyetin üstüne bu kadar hassasiyetli tedbir güven sorunu doğurur. Cemaat dünyanın en bencilcemaatlerinden biridir. Sivil ve vicdani açıdan buna hakkı vardır. Fakat umumun hukuku sözkonusu olduğunda kendisinin bir çocuk gibi farkında olmadığı bu bencilliği muhataplarını çileden çıkartır. Muhataplarının bu denli ya dost ya da düşman olarak ayrışmasının arkasındaki bu gerçeği Parti ile olan kavga vesilesiyle inşallah farkeder. Cemaat şu anda mecburiyetten ziyadesiyle liberal ve demokrattır. Bunun kalıcılaşması herkesin hayrına olacaktır.
ÖRGÜT
En ürkünç ve korkunç olanı Örgüt’tür. Resmî adı bir parti olmakla birlikte ekseriyetle silahlı bir tarikat gibi hareket eder. Şiddetten siyasete geçiş yapan örgüt henüz sivillikle tanışmış değildir. Haklı bir davanın haksız ama muztar bir temsilcisi gibidir. Rakipleri olan Parti ve Cemaat gibiMisak-ı Milli’ye bağlılık yeminini ederek Türkiye siyasetindeki yeni görevine başlasa da neticede Örgüt Kürt’tür. Bölücülükten büyütmeciliğe terfi etti diye Türk ağabeylerinin Örgüte itimat edeceği beklenmemeli. Ama örgüt de baştan beri iyi bir Türk siyasi partisidir, kurnazdır.
Parti yerin üstündedir, Örgüt yerin altında, Cemaat ise ikisi arası bir berzahta.
Yani “yer”i itibariyle en müphem olanı ve en tedirginlik yaratanı Cemaat’tir. Cemaat’e ne yerin altına işleyen dış düşman silahı işliyor, ne de yerin üstünde el ense çekerek sırtını yere getirecek kurnaz minder davetleri kâr ediyor. Devrim için yerin altındaki gücünü yerin üstüne çıkaran Cemaat şimdi, yoldaşının vefasızlık olarak gördüğü hışmına karşı bu kaynaklarını tekrargörünmezleştirmenin telaşı içinde görünüyor. Yani Örgüt yerin altından yerin üstüne (daha yenilerde “devlet”in müşteriliğinden sahipliğine geçiş yapan Parti’nin) “resmî” eliyle çıkartılırken,Cemaat canını kurtarmak için fazlaca yerin politik üstüne çıkardığı bürokratik gücünü tekrar yerin sivil altına indirmek zorunda gibi. Ne zaman ki yerin üstü ve altı, kaderin tesviyesi ile bir olur o zaman siyaset meydanındaki bu üç aktörün demokrasi için lazım olduğunu ama her birinin de medenileşmek zorunda olduğunu görebileceğiz.
Cemaat, Parti ve Örgüt’ün başındaki üç lider de siyaset sanatının virtüöz, usta ve hostalarıdır. Üçünün de önlerinde siyaseten çıkaracağımız şapkayı, hak ve adalet noktasında demokratça önümüze koymak zorundayız.
Bu üç aktörün de demokrasi konusundaki iyi niyetlerine rağmen demokratlıklarının neden hepkonjonktürel yahut eksik kaldığını iyi düşünmesi ve demokrasinin tek oyuncu ile oynanan bir oyun olmadığını anlaması Türkiye’de demokrasinin yerleşmesi anlamına gelecektir. İnşallah her üçü de birbirlerini insaflı ve demokrat olmaya zorlarlar.
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
5.04.2025
28.03.2025
15.03.2025
2.03.2025