Mümtazer TÜRKÖNE
Erdoğan'ın kaymakamlara söylediği: "Yeri geldiği zaman koyun mevzuatı bir kenara" sözünü, hukuksuzluk itirafı yerine yaratıcı ve iddialı yeni bir iktidar üretme tekniğinin anahtarı olarak, yani sanatsal içeriğini merkeze alarak yorumlamayı deneyelim.
Siyaseti bir "sanat" olarak tarif edenler, bu sanatın "iktidar üretme yeteneği"ne dayandığını söylemiş olurlar. Elinizdeki imkânları, araçları, fırsatları bir enerji kaynağına dönüştürerek güç üretiyor ve bu gücü iktidarınızı sürdürmek ve hükmettiğiniz alanı genişletmek için kullanıyorsunuz. Sanatta başarıyı belirleyen kurallar siyaset için de geçerli. Tekrara düşmeden kendinizi sürekli yenilemek, aşmak ve hep çıtayı yükseltmek zorundasınız. Sürekli temposu yükselen bir yarış bu: Ceylanlar hayatta kalmak için daha hızlı kaçmak, aslan ise daha hızlı kovalamak zorunda. Kısaca iktidarda kalmak her gün aynı şeyleri tekrarlamak değil, sürekli yeni düşmanlar, yeni dostlar, yeni kaynaklar icat ederek -tabii önünüze gelen fırsatları kullanarak- tekerlekleri döndürecek gücü üretmek anlamına geliyor. Putin gibi Gazprom şirketi ile, Suud hanedanı gibi ARAMCO ile ülkesini yönetenlerin, enerji fiyatları düştüğü zaman ne hale geldiklerini görüyorsunuz. Bizim doğal enerji kaynağımız yok; bu yüzden iktidarın sanatsal yeteneğinin daha yaratıcı ve iddialı olması gerekiyor. Devletin mülkî amirlerine, onları bağlayan mevzuatı, yani anayasayı, kanunları ve yönetmelikleri bir kenara bırakmalarını söylemek, en tepede uygulanan "fiilî" güç üretme tekniğini, kamu erkini kullanan bütün yöneticilere teşmil etme iradesi demek. Erdoğan'ın "mevzuatla birlikte zihniyetin de değişmesi gerekir" sözü "mevzuatı bir kenara koyun" sözünün tefsiri değil; Cumhurbaşkanı'nın emri, merkezin empoze ettiği politikanın uygulanmasında yasal sınırların ortadan kaldırılmasından ibaret. Aynı konuşmanın içinde geçen "paralel yapının özel kaleme jurnal edilmesi" emriyle birlikte düşünün. Disiplin soruşturması veya memurun yargılanması ile ilgili yasal mevzuat mı? "Boşverin mevzuatı", "kendi kişisel inkılabınızı devreye sokun", yani bizim gerçekleştirdiğimiz devrimin ışığında "kişisel kanaatinize göre davranın" deniyor kaymakamlara.
Gücün fizikteki sınırlarını dikkate alın; mevzuat, sürtünme gibi hareketi sınırlandıran bir faktör. Bu sınırlayıcı faktörü kaldırırsanız birim zamanda yapılan iş de artmış oluyor. "İmkân varsa ve mevzuat izin verirse" kalıbı kırılmış, kararı verdikten sonra mevzuata aykırı şekilde bile olsa imkân yaratılmış oluyor. Ortaya, mevzuatın bile sınırlayamadığı çok ama çok güçlü bir iktidar çıkıyor.
Üniversite yıllarımda duvarlara "Millî Devlet, Güçlü İktidar" sloganını yazarken, "güçlü iktidar"ın ne anlama geldiği üzerinde düşündüğüm olmuştu. Bu lâfın "her istediğini yapan, keyfî bir güç" olmadığı, "millî devletin tezahürü" olduğu için sınırlanmaması gerektiği şeklinde bir muhakeme yürütmüştüm. Sonradan bu sloganı Mussolini'nin "Kara Kitap"ında okuyunca hayal kırıklığına uğramıştım.
Şayet "mevzuatı bir kenara koyma" talimatını, "hukuku boşverin, keyfî davranın" şeklinde yorumlarsanız, buradaki "iktidar üreten sanatsal deha"yı gözden kaçırmış olursunuz. Maksat yapmak istediğiniz işe mevzuat engel olduğu zaman, işi yapabilmek için mevzuatı çiğnemekle sınırlı değil. Her türlü kanunu çıkartacak, her türlü yargılama kuralını değiştirebilecek güçte bir iktidar için, mevzuatı çiğnetmek yerine değiştirmek ve maksada uygun hale getirmek daha emin ve etkili bir yöntem değil mi? Peki o zaman mevzuat hangi ihtiyaca binaen bir kenara konuluyor?
Tekrar iktidar üretme tekniğinin sanatsal-orijinal kalıplarına geri dönüyoruz. Geldiğimiz seviyede gücü ancak hukuku çiğneyerek üretebilirsiniz. Farkınızı fark ettirmek için arabanızı yolun solundan süreceksiniz ki, herkes ne kadar ayrıcalıklı, ne kadar güçlü olduğunuzu anlasın. Bankalara, şirketlere kanunlarınızı çiğneyerek el koyacaksınız ki, malı-mülkü olanlar sizden korksun ve gücünüze teslim olsun. Kendisini var eden kanunu bile çiğneyen bir güçten daha zorlayıcı bir iktidar başka nasıl "yaratılır"?
Tam da kendi kendini kemirmeye, tüketmeye başlayan bir güçten bahsediyoruz artık. Mevzuatı, kanunları boş verin; bir sonraki aşamada bu güç kendini nasıl yeniden üretecek
Yazarlar
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025
21.06.2025
17.06.2025