Sezin ÖNEY
"McGurk Etkisi" nörobilimde, bir sesin, sesten farklı bir görüntü ile eştirilmesi halinde, bambaşka sesin algılanmasına verilen isim. Özetle, ağızdan bir ses çıkarken ön plandaki görsel sesten farklıysa, ses de farklı (ve orijinaliyle alakasız) biçimde algılanıyor.
İronik biçimde, "ABD Başkanlığı'nın Özel Temsilcisi, IŞİD’e karşı Küresel Mücadele Koordinatörü" Brett McGurk de, Ankara tarafından, tesadüfi olarak soyadıyla bir örnek bu kavrama denk düşecek biçimde, "bambaşka" algılandı.
"Ses" olarak, McGurk'ün Türkiye'ye karşı doğrudan negatif konuştu denemez. "Görsel" olarak da, Türkiye'nin "stratejik ortağı" olarak nitelenen ABD'nin; bilfiil Beyaz Saray'ın en önemli temsilcilerinden. Ve Ankara tarafından (Türkiye'de medyanın önemli bir kısmı da dahil olmak üzere) algılanış biçimi ise, "terörist destekçisi" ve hatta "terörist".

44 yaşında genç bir diplomat olan McGurk nasıl olup da, Türkiye tarihinin belki de en istenmeyen, en çok damgalanan 'persona non grata'sı oldu?
Herhalde, bundan daha üç-beş yıl öncesine kadar, McGurk veya benzeri bir ABD diplomatı, böyle üst düzey bir görevdeyken Ankara'da hüsnükabul görür ve ertesinde de, başka görevlerde Türkiye ve çevresinde görev alırdı.
Şimdi ise, Türkiye'de hakkında "anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs" gibi ciddi bir zanla suç duyurusunda bulunulan ve soruşturma başlatılmasına da karar verilen bir kişilik konumunda. Anadolu Ajansı'nın 14 Aralık 2017 yarihli haberi şöyleydi:
Ankara'da aralarında gazilerin de bulunduğu bir grup, ABD Başkanı Donald Trump'ın DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk hakkında suç duyurusunda bulundu.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçlamasını içeren suç duyurusu dilekçesini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına veren gruptakiler, daha sonra adliye önünde basın açıklaması yaptı.
Açıklamayı okuyan Muammer Polat, terör örgütü PYD/PKK'nın paravan kuruluşu SDG'nin sözcülüğünü yaptıktan sonra kaçarak Türkiye'ye gelen Talal Silo'nun ifadelerinde adı geçen ABD'nin sözde DEAŞ ile mücadele özel temsilcisinin, terör örgütlerine silah, lojistik ve finansal destek sağladığını savundu.
Bu kişinin Türkiye üzerindeki planlarının teker teker çökertileceğini ifade eden Polat,‘Herkes bilmeli ki Brett McGruk ile terörist başı Fetullah Gülen'in arkasındaki gücün bölgedeki hayalleri hüsranla sonuçlanacak. Türkiye'ye yönelik bu saldırıların hiçbiri cevapsız kalmayacak. Bize ait en küçük toprak parçasında dahi ayrılıkçı hareketlere izin vermeyeceğiz.' Polat, tüm vatandaşları, McGurk ve diğer sorumlular hakkında tazminat davaları açmaya çağırdı.
Aralık başında da, ayrıca Fetullahçı Terör Örgütü ile Sivil Mücadele Platformu Toplumsal Adalet ve Yardımlaşma Derneği (TAY-DER), terör örgütüne silah sevkiyatı ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" iddiasıyla McGurk hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştu.
Tüm bu başvuru haberlerde, McGurk'ün adı kimi zaman "McGruk" olarak yanlış da yazılmış; ama "Gruk" veya "Gurk", gayet net ortada olan, kendisine olan alerji dozunun arttıkça arttığı...
Peki, suç duyurularına konu olan eski SDG sözcüsü Talal Silo'nun, Anadolu Ajansı ve TRT gibi resmî yayın kurumlarına verdiği röportajlarda, McGurk'e ilişkin ne gibi beyanatlar yer alıyordu? TRT'den alıntılarsak:
‘‘SORU: ABD’nin DEAŞ’la Mücadele Özel Temsilcisi McGurk’ün Suriye sahasındaki etkisi nedir?
CEVAP: En başından beri çok etkili. Mesela Çelebiye üssündeki ilk toplantımızda, Münbiç’in kurtarılması konuşuldu. Bunu öneren oydu.
Türk tarafını ikna etmemiz için çoğunluğunu Arapların oluşturacağı kente özgü askeri konsey kurulması gerektiğini söyledi. Böylece şehri kurtaranların Münbiç’in kendi evlatları olduğu havası verilmek istendi.
Aynı öneriyi Rakka’da da gördük. Önerileri yaparken, “Türk tarafını ikna etmemiz gerekiyor” derdi. Onun için de sahadaki unsurların Araplardan oluştuğu görüntüsünü vermemiz gerektiğini söylerdi. Münbiç Askeri Konseyi bünyesinde Münbiç Türkmenleri Birliği görünüyordu.
Oysa içinde kimse yoktu. Ben bile bana bağlı görünen grubun isimlerini uydurarak yazdım. Bu McGurk’ün talebiyle yapılıyordu.
Yine Rakka operasyonuna sadece Arap Koalisyonunun katılacağı açıklanmıştı. Aslında Arap Koalisyonu diye bir şey yoktu. Şahin Cilo komutasındaki SDG’nin izlediği politikaları McGurk yönlendiriyordu. Münbiç’in kurtarılmasının ardından, SDG’nin kenti kurtardığını, YPG’nin şehrin dışına çekildiğini, şehirde kalanların oranın evlatları olduğunu belirten bir bildiri yayınlamamızı istedi. Tabii gerçekle alakası yoktu."
Suç duyurusu güncel bir durum ama McGurk alerjisi, yeni bir konu değil. Murat Yetkin'in, Hürriyet'teki köşesinde 1 Temmuz 2017'de yer alan satırlarda çizdiği portreyi anımsarsak:
"McGurk’ün Ankara’da pek seveni yok. Devlet yapısı içinde McGurk’ün bugün oynadığı rolün yüz yıl kadar önce Arabistanlı Lawrence’ın oynadığı role benzetilmesi de şaşırtıcı değil. Dolayısıyla McGurk’ün bir tür “Kürdistanlı Lawrence” olarak görülmesi de."
Daha öncesine gidersek, 18 Mayıs 2017'de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, McGurk'ün "değiştirilmesi"; yani yerine başkasının getirilmesi gerektiğini söylemişti.
Yetkin'in yukarıda bahsettiğimiz yazısı ise, Çavuşoğlu'nun açıklamasından yaklaşık 1,5 ay sonra McGurk'ün Haziran sonundaki Ankara ziyaretine istinaden kaleme alınmıştı.
Gene, Yetkin'in kaleminden gidelim-9 Ekim 2017 tarihli, "Hayaller Kerkük, gerçekler İdlib" başlıklı yazıya:
"Hatırlıyor musunuz? Dışişleri Bakanlığı bundan iki ay kadar önce, 30 Temmuz’da ABD Başkanı Donald Trump’ın IŞİD ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk’e sert bir tepki vermişti.
Çünkü McGurk bir gün önce Washington’daki Orta Doğu Enstitüsünde Ankara’nın tüylerini diken diken eden şu sözleri sarf etmişti:
“Türkiye’nin burnunun dibindeki İdlib, El Kaidecilerin 11 Eylül saldırılarından bu yana en büyük yuvası haline gelmiştir. (…) Bunu Türklerle konuşacağız.”
McGurk’ün bu sözlerinin altında öncelikle 23 Temmuz’da (bizde Hatay ile Kilis arasına düşen Afrin bölgesindeki en önemli şehir olan İdlib’in El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir ül-Şam isimli terör örgütünün eline geçmiş olması yatıyordu.

Türkiye, Afrin’deki PKK varlığından tedirgin iken ve AK Parti’ye yakın medya kuruluşları her an Afrin’e askeri operasyon beklentisi yükseltirken, ABD ters köşeden El Kaide vuruşu yapmıştı.
McGurk’ün başka iddiaları da vardı. Sanki dünyanın silahını Suriye’ye sokup üstelik PKK’nın Suriye kolu YPG’nin de içinde olduğu gruplara teslim eden kendisi değilmiş gibi, on binlerce silahın Suriye’ye sokulmasına göz yummakla suçluyordu Türkiye’yi.
Dışişleri Bakanlığı Mc Gurk’ten derhal sözlerini geri alması, düzeltmesini istedi.
McGurk sözlerini düzeltmedi bu güne dek, ama Türkiye Idlib’teki El Kaide’ye karşı, son iki yıl içinde Suriye’deki ikinci askeri harekâtını başlatmış bulunuyor.
Üstelik bu harekâtın hava desteği (Türk Hava Kuvvetleri dışında) NATO müttefiki ABD’nin İncirlik’te üslenmiş uçakları tarafından değil, Türkiye’nin NATO hasmı Rusya’nın Suriye’nin Lazkiye şehri yakınlarındaki Hmeymim hava üssü tarafından sağlanıyor.
Böyle bir senaryo ile siyasi entrika romanı yazsanız, ya da bir film çevirseniz, hayal gücünüze gülüp geçerler; oysa hepsi aynıyla gerçek.
Gerçek çünkü bu ikisi arasında bir önemli gelişme daha meydana geldi: Türkiye, Rusya ve İran, 15 Eylül’de Astana’da Idlib’te “çatışmasızlık bölgesi” kurma konusunda anlaşmaya vardı"

Gerçekten de, Facebook'ta "ilişki durumu: karışık" mesajının yarattığı algı üzere, McGurk'e yönelik yaklaşımlar karışıktı.
Belki biraz da, ABD'ye yönelik yeni bir politika geliştirilmesinin de etkisi vardı: "Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla". Trump yönetimine, McGurk gibi Barack Obama döneminde atanmış bir diplomat üzerinden mesaj veriliyordu.
Kıdemli gazeteci Amberin Zaman ise, Diken'de Ağustos sonunda yazdığı bir yazıda McGurk'ü ve Washington DC/Beyaz Saray/ABD Dışişleri Bakanlığı nezdindeki geçmiş ve güncel profili şöyle tasvir ediyordu:
"Bir tarafta YPG ile işbirliğini savunduğu için AKP iktidarının nefret objesi haline gelen Brett McGurk var…
Hedefe kilitlenmek ve hedefe ulaşana dek sağına soluna bakmamakla ünlü McGurk, Trump iktidarının yarattığı idari boşluklar sayesinde hiç olmadığı kadar güçlü.
Oğul Bush döneminde Irak politikasını inşa edenler arasında bulunan McGurk an itibarıyla ABD’nin Suriye ve Irak politikalarındaki en etkin isim.
Irak ve Suudi Arabistan arasındaki buzların erimesinde kişisel payı büyük. Suriye’de IŞİD’e yönelik öngördüğü strateji için de YPG’nin. Suriye’de Ruslarla zımni de olsa iş birliğine inananlardan."
Geldik aylardan Aralık'a; altı aylık bir zaman diliminde, McGurk'ün özel hayatına yönelik iddialardan tutun, kendisine yönelik her türlü negatif çerçevelemeye, birçok ifade Türkiye'de medya genelinde-hükümete yakın olsun olmasın- yer aldı.

Dediğimiz gibi, "normal şartlar" altında McGurk, New York'taki Columbia Üniversitesi Hukuk Okulu mezunu ve New York mahkemelerinde üst düzey görev yapmış, ardından da ABD Dışişleri Bakanlığı çevrelerinde, "çok seyahat eden", "yerinde durmayan" biri olarak Ankara çevresinde pozitif biçimde anılıp geçilirdi.
Algılar ve yaklaşımlar mı değişti; şimdi Aralık ayında, McGurk'ün görev yaptığı New York mahkemelerinde o meşum "Zarrab davasının" gündeme gelmesi mi, "Kürdistan'ın Lawrence'ı" etiketli McGurk'e alerjiyi nüksettirdi?
Karışık, çok karışık...
Türkiye diplomasi tarihinde, bir de böyle "istenmeyen kişilik", 2000'ler başında Avrupa Birliği temsilcisi Karen Fogg olmuştu galiba...
Dediğimiz gibi; karışık, çok karışık...
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024