Sezin ÖNEY
12 Eylül Davası gündeme gelince, birden acıların hâlâ ne kadar taze, ne kadar açık ve zehirle dolu olduğu ortaya çıktı. Dersim’de, bundan yarım asırdan fazla süre önce yaşananlar da, benzer şekilde hâlâ son derece canlı, sanki dün yaşanmış gibi
Türkiye, 12 Eylül Davası’nı, “sivilleşme” sürecinde bir dönüm noktası olarak kullanabilir mi? Tam da, 1 mayısta yeni anayasanın yazım sürecinin başlayacağı yolunda açıklamalar gelirken...
Bir an düşünelim; bundan daha bir yıl önce, asker-sivil ilişkileri, Türkiye gündemini işgal eden bir numaralı konuydu. Gerçek “bir numara”, sivilleşme sorunu ne oldu?
Artık hayatımızda böyle bir mesele yok mu? Ordunun, siyasete müdahalesi sözkonusu olamaz mı?
Açık bir müdahale, artık çok uzak gözükse de, bu durum Türkiye’nin sivilleştiği anlamına gelmiyor.
Bir kere, Türkiye’nin savunma sanayine yönelik ihracatı, sadece geçen yıl yüzde 500’e yakın arttı.
Diğer bir deyişle, Türkiye artık, bölgenin önemli silah satıcılarından biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
CNN Türk’ten şu habere bakalım:
“Milli Savunma Sanayii projeleri için 2012 yılı milat olacak.
Türk ordusunun tüm kara araçları da artık Türkiye’de üretiliyor. Silahlı Kuvvetler’in ihtiyaçları dışında Türk Savunma Sanayii’nin, bu yıl bir milyar dolar civarında ihracat gerçekleştirmesi bekleniyor.
Türk piyade tüfeği, Türk tankı Altay, Türk helikopteri Atak, Türk gemisi Milgem... Savunma sanayiinde milli projelerin son aşaması, seri üretime geçilmesi...”
24 Ocak 2012 tarihli bu haber, üç noktalarla dolu bir sayıklama gibi. Sarıkız, Ayışığı gibi yaratıcı isimlerle dolu darbe projeleri bitmiş olabilir ama son derece havalı isimlerle dolu silahların devri başladı.
61. Hükümet’in programı açıklanırken, Başbakan Erdoğan şu müjdeleri verdi:
“Savunma sanayiinde bugüne kadar önemli bir aşama kaydettik. Sektörün ihracatını bir milyar dolara, cirosunu 2,3 milyar dolara ulaştırdık. TSK’nın silah ve teçhizat ihtiyaçlarının yurtiçinden karşılanma oranını yüzde 50’ye çıkardık.
Savunma sanayiinde yürüttüğümüz projelerle 2023’te kendi milli tüfeğini, topunu, tankını, helikopterini, uçağını, insansız hava araçlarını, uydularını tasarlayan, üreten ve ihraç eden bir Türkiye hedeflemekteyiz.”
Ankara’da kilometrelerce kare alan kaplayan ordu binalarıyla ilgili dert yanarken, meğer bizi bekleyen, değişip dönüşüp aynı kalan bir gelecek varmış...
“Ankara savunma sanayiimizin başkenti. İnşallah, yeni projelerle Ankara’nın bu vasfını daha da güçlendiriyor, dünyanın en büyük savunma sanayii merkezlerinden biri haline getiriyoruz.
ASELSAN tarafından 100 milyon doların üzerinde bir yatırımla Gölbaşı’nda radar ve elektronik harp tasarım ve üretim merkezi kurulacak.
Uzay ve uydu merkezi de TAI tesisleri içinde faaliyete geçecek. Ankara böylece savunma sanayiinde uydu ve uzay merkezi konumuna yükselecek.”
Böyle bir geleceğe hazır mıyız, bölgenin “silah tüccarı” haline gelmek istiyor muyuz, Türkiye halkı olarak?
Dünya batarken, yüzde 8,5’luk büyüme oranı yakalamak bedavaya mı; herşeyin, ödemeye hazırsanız, bir bedeli var.
Başbakan Erdoğan’ın, Çin ziyareti sırasında söylediği “Çin ile çok benziyoruz” sözleri, Haziran 2007’de Kara Kuvvetleri Komutanı görevindeyken İlker Başbuğ’un, “(Çin ile) aynı noktalarda durduğumuzu ifade edebilirim. Karşılaştığımız tehdit ve risklerde büyük bir ortaklık var, dünyaya bakışımız aynı” ifadesini çok da andırıyor.
Görüntüdeki sivilleşme, sivillerin askerî harcamalar, orduya yönelik alınan her türlü kararda daha fazla söz sahibi olması da, “sivilleşmenin” garanti altına alındığı anlamına gelmiyor.
TESEV tarafından 2010’da yayımlanan, İsmet Akça’nın kaleme aldığı, Türkiye’de Askeri-İktisadi Yapı: Durum, Sorunlar, Çözümler raporunda şöyle deniyor:
“Merkezî bütçe içinde yer alan Milli Savunma Bakanlığı bütçesi, yasal olarak denetime açık olmakla birlikte, fiili işleyişe bakıldığında ne TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda ne de TBMM Genel Kurulu’nda parlamenter denetimin gerekleri sahici biçimde gerçekleşmemektedir, zira askerî harcamalar üzerine bir tartışma dönmemektedir.”
Neden? Çünkü, “TBMM Genel Kurulu’ndaki savunma bütçesi görüşmelerinde, parti temsilcileri, ‘ülkenin iç ve dış güvenliği için güçlü bir ordunun gerekliliğine’ ve ‘her ne pahasına olursa olsun Türk ordusunun modernleştirilmesi için gerekli mali kaynakların ayrılmasına’ vurgu yapan retorik güzellemelerin dışında herhangi bir değerlendirme, inceleme veya eleştiri sunmamaktadırlar”.
Neden? Çünkü, “Milli Savunma Bakanlığı bütçesi ile ilgili yapılan konuşmalardan muhalefet ve iktidarı birbirinden ayırt edebilmek zor”.
Bu bir vicdan meselesi.
Türkiye’nin darbeler tarihi, sadece askerlerin yargılanacağı bir süreç değil; mesele, çok daha “derin”. Asıl mahkeme de, önce herkesin vicdanında kurulmalı.
Barışçı bir Türkiye mi, silah tüccarı bir Türkiye mi?
Silah satanın, kendi içinde şiddet eksik olur mu peki?
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTrump Nobel'i alıp barıştan kaçarsa 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÇözümde tümseklere rağmen tekerlek dönüyor 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaYPG silah bırakır mı? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKaan’ın motorları ve bir soru: Türkiye’nin F-35 alması şart mıdır? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANFotoğraflar tarafsız değil 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“Siyasette zorlama yoktur!” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMeşruiyet ve toplumsal cinsiyet: Eşbaşkanla tokalaşılmadı 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTCumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ile Batı arasındaki “sözleşme” bozuluyor mu? 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMemleketin geleceği hangi fotoğrafta? 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024